29 Nisan 2024
Muhafazakârlar daha sert politikaları destekleyen seçmenleri hedef alırken, Birleşik Krallık’taki yardım kuruluşları refah reformlarını engellilere yönelik ‘pervasız bir saldırı’ olarak nitelendiriyor.
Rishi Sunak, anketlerin Muhafazakârlar için hayati önem taşıyan seçmenlerin hastalık yardımlarında yapılacak sert değişiklikleri desteklediğini göstermesi üzerine bazı yardım talep edenleri “sistemle oynamaya çalışmakla” suçladı.
Başbakan, engelli yardım sisteminin çalışmadığını ve reforma ihtiyaç duyduğunu ısrarla vurgularken, sosyal yardımları “gerçekten en çok ihtiyacı olanlara” yönlendirmek istediğini söyledi.
Kampanyacılar bakanları “engellilere pervasızca saldırmakla” suçlarken, Çalışma ve Emeklilik Bakanı Mel Stride refah sistemine yönelik kamu desteğini korumak için değişimin şart olduğu konusunda ısrar etti. Stride, “İnsanların öncelikle bunun hedefe yönelik olduğunu ve doğru insanların aldığını bilmeleri gerekiyor. İkincisi, insanların sistemi kötüye kullanmadıklarını, üçüncüsü de, bunun karşılanabilir ve sürdürülebilir olması” dedi
Engelli yardım kuruluşu Scope’un strateji, etki ve sosyal değişim direktörü James Taylor, reformların “etkisi ne olursa olsun yardım faturasını kesmekle” ilgili olduğunu öne sürdü ve şunları söyledi “Başbakanın bahsettiği sorunların çoğu, çökmekte olan kamu hizmetlerimizden, düşük kaliteli işlerden ve artan yoksulluk oranlarından kaynaklanıyor. Çok ileri giden sözde bir ‘ruh sağlığı kültürü’ yüzünden değil. Hükümetin engellilere yönelik bu pervasız saldırıyı sona erdirmesi ve altta yatan gerçek sorunların nasıl çözüleceğine odaklanması gerekiyor.”
Engelli hayır kurumlarına “büyük saygı” duyduğunu ve onların endişelerini “son derece dikkatli” bir şekilde dinleyeceğini belirtirken, kampanyacılardan gelen sesli eleştirilerin kendisini yıldırmayacağını kaydeden Stride, “Sadece bir kesimin görüşlerini” dinlemek istemediğini ve reform konusunda “daha geniş kitlelerin belki de bu tartışmanın daha merkezinde yer almasını” istediğini söyledi.
Stride sözlerine şöyle devam etti: “Bu reformlar, örneğin etiketleme ve ruh sağlığı konularındaki tartışmaları genişleterek, bu alanlara giriyor ve konuları çok yetişkin bir şekilde kamuoyuna açık bir şekilde inceliyor. Halkın birçoğunun aslında içten içe ve muhtemelen başlangıçta oldukça sessiz bir şekilde attığımız bazı adımları kabul ettiğini hissediyorum” dedi.
İşçi Partisi, daha iyi ruh sağlığı desteği ve daha kısa NHS bekleme listeleri yoluyla hastalığın “temel nedenlerine” ulaşma sözü vererek, hükümetin hastalık konusundaki siciline saldırdı.
Stride, “daha güçlü, daha sağlıklı ve daha adil bir topluma sahip olmamız için tüm hükümet birimlerine görev düştüğünü” ve uzun süreli hastalıkların ele alınmasında “sağlık hizmetlerinin bu işin tam merkezinde yer alması gerektiğini” kabul etti.
Planlarına İşçi Partisi’nin verdiği yanıttan “inanılmaz derecede etkilendiğini” söyleyen Stride, “Dışişleri Bakanı olarak muhtemelen bir neslin en köklü reformlarını gündeme getiriyorum ve İşçi Partisi bunları temelde destekleyip desteklemedikleri ya da karşı çıkıp çıkmadıkları konusunda gerçekten hiçbir şey söylemedi. Önümüzdeki genel seçim kampanyasında bunların önemli konular olmasını bekliyorum. O noktada söyleyecek bir şeyleri olup olmadığını göreceğiz. Ancak şu anda bir planları yok ve bu konuda söyleyecek hiçbir şeyleri yok gibi görünüyor. Bu da olağanüstü bir durum.” açıklamasında bulundu.
The Times için yapılan bir ankete göre, 2019’da Muhafazakârlara oy veren seçmenler, hastalık yardımı alan daha fazla kişinin iş bulmasını destekliyor. Yüzde 60’lık bir kesim, engelli yardımlarının alınmasının çok kolay olduğunu ve birçok hak sahibinin bunun yerine iş araması gerektiğini söylerken, sadece yüzde 14’lük bir kesim bu yardımları almanın çok zor olduğunu ve bakanların gereksiz yere sert davrandığını söylüyor.
YouGov’un 2.100 seçmenle yaptığı ankete göre, seçmenler genel olarak daha eşit bir şekilde bölünmüş durumda; yüzde 36’sı daha fazla hak sahibinin çalışması gerektiğini söylerken, yüzde 28’i yardım talep etmenin çok zor olduğunu söylüyor.
Gençler ile Londra ve İskoçya’da yaşayanlar hastalık yardımı sisteminin sertleştirilmesini en az destekleyenler. 25 yaşın altındakiler ise daha sert bir sistemden ziyade daha cömert bir sistemi destekleyen tek yaş grubu.
Stride, günümüzün köklü değişim ihtiyacı ile 1940’larda modern refah devletinin temelini atan Beveridge raporunun dayanağı arasında “benzerlikler” olduğunu savunarak, “Beveridge’in kendi zamanında çok büyük zorluklarla karşılaştığı çok açık. Ancak biz de aynı şekilde büyük zorluklarla karşı karşıyayız” dedi.
Sir William Beveridge hastalık, cehalet, tembellik, sefalet ve yoksulluktan oluşan “beş dev” tanımlarken, Stride bunun günümüzdeki karşılığının “boşa harcanan potansiyel” olduğunu söyledi.
Stride şöyle devam ettii: “Bazı durumlarda hafif, oldukça hafif rahatsızlıklardan muzdarip, sosyal yardımlara devam eden, işgücü piyasasından uzaklaşan ve çalışarak muazzam fayda sağlayabilecek pek çok insanımız var. Ben de bu potansiyeli serbest bırakmak istiyorum.”
Pazartesi sabahı Times Radyosuna verdiği demeçte hükümetin “umursamaz” olduğunu reddetti ancak sosyal yardımların “artan” maliyetiyle başa çıkmak zorunda olduğunda ısrar etti: “Burada yetişkinlere yönelik bir konuşma yapmamız gereken bir sürdürülebilirlik sorunu var.”
Başbakan Sunak ise konu ile ilgili şunları söyledi: “Engelli yardımlarının sistemimizin amaçlandığı şekilde çalışmadığı açık ve gelecekte sürdürülebilir olmasını sağlamak için reform yapmaya kararlıyız, böylece gerçekten en çok ihtiyacı olanlara destek vermeye devam edebiliriz. Önerilen reformlar ‘yardım sistemini vergi mükellefleri için daha adil, bireysel ihtiyaçları daha iyi hedefleyen ve sistemle oynamaya çalışanlar tarafından istismar edilmesi daha zor hale getirecek.”