İngiltere Başbakanı Rishi Sunak, Ruanda göç politikasını kurtarmak için Avrupa İnsan Hakları yasalarından feragat etme planları konusunda kabine üyelerinin karşıtlığıyla karşı karşıya.
Göç Bakanı Robert Jenrick, İnsan Hakları Yasası’nın uygulanmaması için acil yasa çıkarılmasını ve mahkemelere sığınma başvurularındaki Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni (ECHR) göz ardı etmeleri talimatını içeren acil önlemler için baskı yapıyor.Ancak, İçişleri Bakanı James Cleverly, Adalet Bakanı Victoria Prentis ve Adalet Sekreteri Alex Chalk dahil olmak üzere kabine bakanlarının, sert bir yaklaşıma karşı çekinceleri olduğu söyleniyor. Bir hükümet yetkilisi, stratejiyi “çılgınca” olarak nitelendirerek mahkemelerin “çılgına döneceğini” ve Sunak’ın buna onay verip vermediğini sorguladı. Bir başka uyarıda bulunan kişi, planın daha fazla hukuki soruna yol açabileceğini ve Ruanda programını daha da geciktirebileceğini belirtti. Kaynak, “Sert görünmek ama başarısız olmak gerçek bir tehlike içeriyor” dedi.
Geçtiğimiz hafta Yüksek Mahkeme, hükümetin göçmenleri Ruanda’ya gönderme planının yasa dışı olduğuna karar verdi ve Ruanda sistemine dair önemli kurumsal sorunları ortaya koydu. Mahkeme, Ruanda’ya gönderilen sığınmacıların ülkelerine geri gönderilebileceği bir şans olduğunu ve bu durumun onları riske atabileceğini belirtti. Hükümet, bu endişelere yeni bir anlaşma ile cevap verebileceğine inanıyor ve bu anlaşmanın bu hafta imzalanması planlanıyor. Cleverly’nin duyuru için Kigali’ye seyahat etmesi bekleniyor.
The Times’ın haberine göre; yeni anlaşma, Ruanda’ya gönderilenlerin “İngiltere dışında başka bir ülkeye gönderilemeyeceğini” açıkça belirleyecek. Ayrıca, bireylere kararlarına itiraz etmek için “hukuki olarak zorlayıcı bir mekanizmanın” garantisi verilecek. Anlaşmanın onaylanması, parlamento kurallarına göre en az 42 gün sürecek, bu da en erken önümüzdeki yılın başına kadar tamamlanmasının muhtemel olmadığı anlamına geliyor. Sunak’ın uçuşları başlatma planının ikinci kısmı ise en kontroverdi. Başbakan, Ruanda’nın güvenli bir ülke olarak belirlenmesini sağlamak için acil yasa önerisi sunacak, bu da göçmenlerin sınırdışı edilmelerini geciktirme fırsatını sınırlayacak.
En sert yaklaşım, eski içişleri bakanı Suella Braverman’ın önerdiği bir planın unsurlarını içeriyor. Bu senaryoda, tasarı Ruanda’yı güvenli bir ülke olarak belirleyecek ve bunun, İnsan Hakları Yasası ve diğer iç mevzuata olan yükümlülükleri geçersiz kılacağını açıkça belirtecek. Ayrıca, Britanya mahkemelerini belirli durumlarda ECHR kararlarını göz ardı etmeye yönlendirmek için “buna rağmen” maddesi içerecek.
Jeremy Hunt, BBC1’in Sunday with Laura Kuenssberg programında, hükümetin ECHR’dan ayrılmak istemediğini, bunun gerçekleşeceğine inanmadığını belirtti. Cleverly, hükümetin Ruanda planını uluslararası hukuka saygı göstererek hayata geçirebileceğine inandığını söyledi ve Prentis de bunu güçlü bir destekçi olarak benimsedi. Mahkemenin kararından sonra rolünü savunan Chalk’ın, bir görüş oluşturmadan önce planların detaylarını görmek istediği söyleniyor.
İki kaynak, yeni dışişleri bakanı Lord Cameron of Chipping Norton’ın önemli çekinceleri olduğunu söyledi. Ancak, Cameron’a yakın bir kaynak, iddiaları reddetti ve hükümetin teknede gelen göçü durdurmak için “gereken her şeyi yapması gerektiğini” Twitter/X’de yakın zamanda söylediğini vurguladı.
İkinci bir seçenek; yalnızca İnsan Hakları Yasası’nın uygulanmaması , Avrupa’da hala dava yolunu açık bırakacak. Sunak ayrıca, yalnızca Ruanda’nın “güvenli bir ülke” olduğunu belirten daha az tartışmalı bir planı düşünüyor ancak bu, hükümeti hem burada hem de yurtdışında hukuki zorluklara açık bırakabilir.
Eski Yüksek Mahkeme üyesi Lord Sumption, Ruanda planının “muhtemelen ölü” olduğunu belirtti ve Strasbourg’daki hakimlerin planın değerlendirmesinde Yüksek Mahkeme’nin görüşüne katılacaklarını söyledi. Sumption Sky News’e. ” Hükümet muhtemelen Strasbourg’dan gelen geçici emirleri göz ardı edebilir ancak muhtemelen Strasbourg’dan gelen nihai emirlere uymayı amaçlıyor. Avrupa mahkemesi, güvenliği kendisi için araştıracak ve muhtemelen Yüksek Mahkeme’nin kararına çok benzer bir sonuca varacaktır. Ayrıca, Ruanda’ya İngiliz devlet memurlarını gönderme planlarına dair raporlara “şüpheci” olduğunu belirtti ve “Asıl sorun… Ruanda’ya gönderilecek insanların mülteci statüsüne sahip olup olmadığına dair kararı dış kaynaklardan alıyor olmasıdır” dedi.