3 Mart 2024
Politikacılara yönelik tehditler giderek düşmanca bir hal alırken, Westminster Sarayı’ndaki güvenlik önlemleri de sıkılaştırılıyor. Milletvekillerinin güvenliğine ilişkin endişelerinin arttığı bir ortamda, Westminster Sarayı’na giren ziyaretçilere ilk kez kimlik kontrolü uygulanacak. Yeni güvenlik önlemleri, siyasetçilerin karşı karşıya kaldığı tehditlerin artmasının ardından hayata geçiriliyor.
Rishi Sunak cuma günü yaptığı açıklamada; İngiltere’nin “ülkeyi parçalayacak” aşırılık yanlılarıyla yüzleşmesi gerektiğini söyledi ve “demokrasinin kendisi bir hedeftir” uyarısında bulundu. Sunak, George Galloway’in, Rochdale ara seçimlerinde “endişe verici” olarak nitelendirdiği bir zafer kazanmasından saatler sonra Downing Street merdivenlerinde konuştu.
The Times’ın haberine göre, hali hazırda Parlamento binasına giren ziyaretçilerin kimliklerini teyit eden bir belge sunmaları gerekmiyor ve isimlerine ilişkin bir kayıt tutulmuyor. Birleşik Krallık dünyanın en açık parlamentolarından birine sahip. Fransa ve diğer Avrupa ülkelerinde ziyaretçiler pasaport ya da kimlik göstermek zorunda. Mevcut kurallar Parlamento yetkilileri tarafından gözden geçiriliyor. Üst düzey bir güvenlik kaynağı şunları söyledi: “Artan tehdit seviyesi nedeniyle yıllardır kimlik kontrollerini tartışıyoruz. Artık bu kesinlikle gerçekleşecek.”
Avam Kamarası yönetim komitesi Başkanı Sir Charles Walker, “Meclis her zaman güvenliği arttırmanın yollarını aramaktadır. Pek çok parlamento ve yasama organı ziyaretçilerden bir tür kimlik ibraz etmelerini talep etmektedir. Bu bizim de gözden geçirmekte olduğumuz bir yaklaşımdır” dedi.
Önerilen değişiklikler, Galloway’in parlamento binasına kimleri getirebileceğine ilişkin korkular nedeniyle hızlandırılıyor. Ateşli siyasetçi, komünist diktatörler Fidel Castro ve Hugo Chavez’in yanı sıra Irak diktatörü Saddam Hüseyin’in yardımcısı Tarık Aziz’i de dostları arasında sayıyor.
Habere göre, Galloway’in milletvekili olarak varlığının, Başbakanın “tehditler ve planlı şiddet eylemlerinde” “şok edici bir artışa” yol açtığını söylediği Gazze çatışması konusundaki bölünmeleri körüklemesi muhtemel görünüyor. Galloway’in kampanya mitinglerine “Nehirden denize” sloganları damgasını vurdu ve bu sloganlar, İsrail topraklarını yok edecek bir Filistin devletini ima ettiğine inandıkları için bazıları tarafından antisemitik olarak değerlendirildi.
Gazze’de kalıcı ateşkes çağrısı yapan bir sonraki ulusal yürüyüşün onuncusu önümüzdeki Cumartesi günü gerçekleşecek. Yüz binlerce kişinin katıldığı gösteriler büyük ölçüde barışçıl geçse de, defalarca antisemit sloganlarla gölgelendi. Cumartesi günü protestocular, Filistin Dayanışma Kampanyası tarafından koordine edilen Birleşik Krallık genelindeki “eylem gününde” Barclays şubelerini hedef aldı. Grup, bankanın İsrail’e silah sağlayan silah şirketlerini finanse ettiğini iddia ediyor.
Westminster çevresinde “Gazze soykırımına suç ortaklığı yapan milletvekillerine karşı suç duyurusunda bulunulması” talebiyle düzenlenen ayrı bir gösterinin ardından en az 12 kişi tutuklandı. Grubun Trafalgar Meydanı’na yürümesi üzerine polis dağılma emri verdi ve bu emre uymayan en az dokuz kişi gözaltına alındı.
İçişleri Bakanı James Cleverly gösterilerin sona ermesi gerektiğini çünkü protestocuların “dertlerini anlattıklarını” söyledi. Ancak terörle mücadele polis teşkilatının eski Başkanı Neil Basu, yürüyüşleri bastırmanın terör saldırısı riskini arttıracağı uyarısında bulundu. Basu, “Eğer protestoları bastırmayı seçersek, aşırıcılığı daha da körüklemiş oluruz. Protesto bir rahatlama yoludur. Suç teşkil etmediği sürece liberal bir demokraside buna izin vermeliyiz. Bu en tehlikeli kişilerin artık göz önünde olmayacağı ve öfkelerini başka bir yere yöneltebilecekleri anlamına gelir” ifadelerini kullandı.
Scotland Yard’da komiser yardımcısı olarak görev yapan Matt Twist, Hamas’ın 7 Ekim’de gerçekleştirdiği vahşetten bu yana Londra’daki protesto ve nöbetlerin polisiye maliyetinin 32 milyon sterlini aştığını açıkladı. Twist, polisin, milletvekillerini evlerinde “gözdağından” korumak için bilim adamlarını taciz eden hayvan hakları aşırılıkçılarına karşı yasal yetkilerini kullanacağını söyledi.
Güvenlik Bakanı Tom Tugendhat’ın başkanlığını yaptığı ve bir sonraki seçimlerden önce düzenli olarak toplanan Demokrasiyi Savunma Görev Gücü, pazartesi günü parlamentoda güvenlik konusunu görüşecek. İçişleri Bakanlığı da terörle mücadele programı olan Prevent’i güncellemeye hazırlanıyor.
Bakanlar, yeni kılavuzu ihlal eden grupların devlet fonlarından ya da kamu kurumlarıyla çalışmaktan men edileceği bir aşırıcılıkla mücadele stratejisi açıklamaya hazırlanıyor. Bazılarının mevcut kılavuzdaki gri alanları istismar edebileceğine dair korkular bulunuyor.



ENFIELD
HACKNEY
HARINGEY
ISLINGTON










