KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Kıbrıs Türk halkının kendi güvenliğini Türkiye’nin güvencesinde gördüğünü kaydederek, ‘AB’ye giriyoruz başka güvenliğe gerek yok’ açıklamalarının karın doyurmadığını söyledi.
Güvenlik konusunda tarafların birbirini ikna etmeye çalışmaması gerektiğinin altını çizen Akıncı, olası bir çözümde Kıbrıs Türk halkının Türkiye tarafından güvence edilmesinin Rum tarafınca tehdit olarak algılanmaması gerektiğini kaydetti. Akıncı, müzakerelerde garantiler ve güvenlik konusuna ayrıntılı olarak girilmediğini bu konunun sürecin en sonunda 5’li platformlarla gündeme geleceğini, bugüne gelinceye kadar ise nelerin garanti edileceğinin belirleneceğini söyledi.
“Bizim güvencemizin, kendimizi emniyette hissetmek istememizin karşı taraf için bir tehdit oluşturma nedeni yoktur”
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, toplumların yaşamlarındaki özgürlük, eşitlik ve güvenlik gibi önemli kavramların hiçbir şeye değiştirilemeyeceğini kaydetti. Akıncı, Kıbrıs Türk halkının Enosis’e karşı verdiği mücadeleye göz atıldığında, azınlık olmamak için verdiği mücadeleye bakıldığında, özgür yaşayabilmenin ne demek olduğunun çok daha iyi anlaşılacağını söyledi. Akıncı, Kıbrıs Türk halkının, iki eşit kurucu devletin olacağı, bunların birbirine tahakküm edemeyeceği, hiyerarşinin olamayacağı bir sistemin oluşması talebinin tahakküm altında yaşamama talebinin somut göstergesi olduğunu kaydetti.
Cumhurbaşkanı Akıncı Kıbrıs Türk halkının hem bireysel hem de toplumsal anlamda eşitlik talebi bulunduğunun altını çizdi. Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, güvenlik konusunun can ve mal güvenliği ve statünün güvenliği olmak üzere iki boyutlu olduğunu kaydederek, statünün güvence altında olmasının önemini 1960 yılında kurulan ortaklık cumhuriyetinin 3 yıl sonra sona ermesi ile açıkladı. Akıncı, gelinen aşamada garanti ve güvenlik konularının müzakere masasına ayrıntılı olarak gelmediğini söyleyerek, konunun sürecin en sonunda Türkiye, Yunanistan ve Birleşik Krallık’ın da katılımıyla 5’li platformda gündeme getirileceğini, önce neyin garanti edileceğinin ortaya çıkması konusunda bir uzlaşma olduğunu kaydetti. Akıncı, “biz Kıbrıs Türk halkı olarak yaşadıklarımızdan da deneyimlerimizden de esinlenerek, iki tarafın da makul görebileceği, kabul edebileceği ortak paydayı nasıl yaratabiliriz bunun arayışı içerisindeyiz. Bunu elbette Türkiye ile birlikte istişare içinde yapıyoruz” dedi.
Kıbrıs Türk halkının kendi güvenliğini istediğini ve sonuna kadar da bunun arkasında duracağını vurgulayan Akıncı, “Çünkü bu topraklarda sayıca az olan tarafız ve bunu talep etmemiz, bu güvenceyi nerde gördüğümüzü açık olarak ortaya koyup, bunun takipçisi olmamız anlayışla karşılanmalıdır. Bunun başka taraflara çekilecek yönü yoktur” şeklinde konuştu. Akıncı, Kıbrıs Türk halkının kendi güvenliğini Türkiye’nin güvencesinde gördüğünü belirterek, “AB’ye giriyoruz başka güvencelere ne gerek var” gibi ifadelerin karın doyurmadığını söyledi.
Akıncı, bu konuda tarafların birbirini ikna etmek için uğraşmamaları gerektiğini kaydederek, şöyle devam etti: “İkna edici olacak olan yaşamın ta kendisi, bu sürecin ileri taşınması, yıllar içinde iki toplumun birbirine daha da güvenmesi, ortak çıkarlarda ortak anlayışlarda buluşabildiklerini yaşamın içerisinde görebilmeleri bunu kanıtlayabilmeleri ve gelecekte, geçmişte olan yanlışlardan iki tarafın da kaybedeceği çok şeyin olduğu anlayışının yerleşmesi ve yeni bir paradigmanın oluşması… Ancak işte o zaman bu söylemlerin bir değeri olabilecektir.