Fotoğraf sözcüğü, eski Yunancada “ışıkla resim yapmak” anlamına gelir. Aslında sadece bu tanımlama bile, fotoğraf sanatının anlamını çoğul boyutlara taşımakta ve bu sanat dalına yeni anlamlar yüklemektedir. Belki de `bir fotoğraf binlerce kelimeye bedeldir` sözünün kaynağı bu olabilir.
Aslında belki de şöyle bir benzetme yapmak hiç yanlış olmaz sanırım ; nasıl ki hayatın kaynaklarından birinin ışık olduğu gerçeği varsa, imgenin de, yani fotoğrafın da ışık olmadan mümkün olamayacağı gerçeği, yaşamın ve fotoğraf sanatının önemini ve uyumunu çok açık bir şekilde ortaya koyar.
Fotoğraf, herşeyden önce ortak bir dildir ve bu dil, din, ırk, cinsiyet farkı gözetmeden en demokratik şekilde her kesin anlayabileceği özellikler taşır ve herkesi aynı dili konuşmaya yönlendiren çok önemli bir özellie sahiptir. Dahada ötesi fotoğraf birleştirir ve sorgular, dünyayı anlamamıza olanak sağlar.
Bir belgedir fotoğraf aynı zamanda ve biz bu belgeyle inançlarımızı, alışkanlıklarımızı, yaşadığımız çevre içindeki sosyal duruşumuzu ve geleceğe yönelik yolculuğumuzu yarınlara taşır ve tarihimizi kalıcı kılarız. Başka bir deyişle fotoğrafa ihtiyacımız vardır.Fotoğraf katıksiz felsefik yorumlar barındırır içinde, sözlerle anlatamadığımız şeyleri imge yoluyla izah ederiz.
Bu nedenledir ki yediden yetmişe herkesin fotoğraf çekmesi ve paylaşması çok büyük önem taşımaktadır. Üstelik farklı kimliklere ve kültürel geçmişe sahip toplumlarda bu bir zorunluluk olarak karşımıza çıkar. Artık günümüzde özellikle akıllı telefonların da katkısıyla, fotoğraf sanatı altın çağını yaşamaktadır. Fotoğraf makinalarının çeşitliliğiyle ve fiyatlarındaki düşüşlerden de faydalanarak birer fotoğraf makinası edinip yaşadığımız kentin yabancısı olmadığımızı göstermeye ve tanımaya ne dersiniz ? Üstelik fotoğraf makinaları arasında teknik kalite ve özellikler aşağı yukarı aynı seviyeye geldi. O halde şimdi yapılması gereken, makinayı alıp sokağa vurmak kendini.
Burada hemen, `iyi fotoğraf çekmek için çok iyi bir makinaya sahip olmak gerekmez` notunu da düşelim. Fotoğraf bir algı, duygu , tecrübe meselesi ve bir politik duruştur aslında. Deklanşöre basan parmağımız ise, aslında yüreğimizin ve gözümüzün tercümanıdır. Bir fotoğraf sanatçısı ve eğitmeni olarak özellikle belirtmeliyim ki; hele kadınların ve genç kuşağın fotoğraf çekmesi çok önemlidir. Azınlık olarak yaşadığımız bu topraklarda kendilerini en çok ifade etmeleri gereken grup onlardır çünkü.
Sonuç olarak söylemek gerekirse fotoğraf bir öz ifade biçimidir ve herkesin bir öyküsü ve paylaşacağı bir tecrübesi vardır. O halde bütün mesele, nasıl daha iyi ve etkileyici fotoğraflar çekebilirim meselesidir artık. Haydi artık fotoğraf çekmeye….