31 Ekim 2025
Halk ozanlığı geleneğini çağdaş bir duyarlılıkla yeniden yorumlayan Nurettin Rençber, yeni single çalışmasıyla bir kez daha dinleyicileriyle buluşuyor.
1985 yılında ilk kez sahneye çıktığından bu yana, müziğe ve insana dair yolculuğunu hiç ara vermeden sürdüren Nurettin Rençber, yeni bir single ile yeniden karşımızda. Sanatçı, Anadolu’nun köklü ezgilerinden “Ben de gittim bir geyiğin avına” türküsünü kendi yorumuyla seslendiriyor.
Bu çalışma, yalnızca Türkiye’de değil, Avrupa’daki müzikseverlerle de buluşacak. Omzunda sazı, yüreğinde halkın sesiyle yıllardır Anadolu’yu ve Avrupa’yı karış karış gezen Rençber’in bugüne dek yayımlanmış 10 albümü bulunuyor. Bir Halk Ozanının Sessiz Popülerliği Nurettin Rençber, geleneksel halk müziği mirasını kendi besteleriyle çağdaş bir çizgide buluşturuyor.
Medyada nadiren görünmesine karşın, onun müziği milyonlara ulaşıyor. “Aşk Sana Benzer”, “Ezo” ve “Karagül” gibi unutulmaz eserleri, yalnızca dinlenme rekorları kırmakla kalmadı; onlarca farklı müzisyen tarafından da yeniden yorumlandı. Rençber, sahnede kurduğu sade ama derin bağ ile dinleyicisinin kalbinde yer edinen bir sanatçı.
Gelenekten Geleceğe: Müziğinde Yenilikçi Bir Nefes Nurettin Rençber’in müziğini benzersiz kılan, halk ozanlığı geleneğini modern tınılarla buluşturması. Batılı enstrümanları halk müziğinin özünden koparmadan kullanan sanatçı, hem Anadolu’nun duygusunu yaşatıyor hem de genç kuşaklara sesleniyor. Onun eserlerinde bağlama, gitarla; söz, elektronik altyapıyla buluşuyor. Bu yönüyle Rençber, geçmişle geleceğin arasında köprü kuran bir müzikal anlatıcı.
Öğretmenlikten Müziğe Uzanan Bir Yaşam Aslen Adıyaman Kahta doğumlu olan Nurettin Rençber, Ankara’da tamamladığı eğitimin ardından Trabzon ve Kırşehir’de felsefe öğretmenliği yaptı. On iki yıl boyunca hem sınıfta hem sahnede yer aldı. Ancak zamanla müziğin çağrısı ağır bastı. Sevdiği öğretmenlik mesleğini bırakarak kendini tamamen müziğe adadı. Güçlü sesi ve kendi sözleriyle yazdığı bestelerle, yıllar içinde Anadolu’nun dört bir yanında dinleyicilerin kalbine dokundu.
Doğayla Hesaplaşan Bir Ezgi: “Ben de Gittim Bir Geyiğin Avına” Orta Anadolu’nun derin köklerinden gelen bu türkü, yalnızca bir av hikâyesi değil; insanın doğayla kurduğu ilişkinin sembolik bir anlatısı. Türkünün kahramanı, Durmuş Ali adında bir Avşar delikanlısıdır. Geyik yavrusunu avlayıp eve getirdiğinde annesi, doğaya duyduğu merhametle oğlunu azarlar ve bir daha avlanmamasını ister. Ancak Durmuş Ali söz dinlemez. Bir sonraki avında peşine düştüğü geyik, daha önce öldürdüğü yavrunun annesidir. Ana geyik onu sarp kayalıklara sürükler; delikanlı düşer ve yaşamını yitirir. Bu hüzünlü öykü, doğanın adaletine ve insanın doğaya karşı sorumluluğuna dair kadim bir öğüt taşır.
Sessiz Ama Derin Bir İz Bugün Nurettin Rençber, televizyonlarda pek görünmese de, konser salonlarından açık hava festivallerine kadar milyonlarca insanın kalbinde yankılanan bir isim. Sesi, sözleri ve duruşuyla o, modern zamanların halk ozanı. Rençber’in müziği, geçmişin sesini geleceğe taşıyan bir köprü; dinleyicileri ise o köprüden geçerken hem nostalji hem umut hissediyor.
|
|



ENFIELD
HACKNEY
HARINGEY
ISLINGTON











