Sunderland’li şutör stoper çocukluğundan beri kendini belli eden ateşli bir kişiliğe sahip.
Jordan Pickford’un Cumartesi günü İsviçre karşısında penaltı atışları sırasında iki avantajı vardı. Birincisi – hazırlık – Euro 2020 finalinde İtalya’ya karşı alınan mağlubiyetten bu yana tüm İngiltere kampı tarafından geliştirilmişti.
Pickford’un su şişesine yapıştırılan bir kopya kâğıdında, İsviçre’nin penaltı atması muhtemel tüm oyuncular ve önceki maç verilerine göre Pickford’un nasıl tepki vermesi gerektiği yazılıydı.
Spor psikolojisi de aynı şekilde Pickford’un kontrol edilemeyen üzerinde kontrol sağlamasına yardımcı oldu. Çizgiye gelmek için acele etmedi, penaltıyı atacak oyuncunun boş kaleye bakmasını bekledi ve pozisyonunu aldıktan sonra cüssesini abartmak için üst direğe kadar uzandı.
Pickford’un Düsseldorf’ta kale çizgisinde dururken sahip olduğu ikinci avantaj ise özgüvendi.
Pickford’un 7. sınıftan 11. sınıfa kadar okuduğu Washington’daki büyük bir Katolik okulu olan St Robert of Newminster’ın eski beden eğitimi öğretmeni Alan Fisher. “Penaltı pozisyonlarında çok başarılı oluyor. Oynarken ki tavırlarına bakın, ne zaman bir penaltıyla karşılaşsa kendine güveniyor. Ateşli kişiliği kesinlikle ortaya çıkıyor, bence bir kaleci olarak top kurtarmak için ihtiyacınız olan şey bu, ‘Haydi, devam et’ tavrına sahip olmalısınız” diyor.
Fisher’a göre bu tavır öğrenilmiş değil, Pickford’un çocukluğundan beri sahip olduğu doğuştan gelen bir cüretkârlık; “Kendine çok güvenirdi. Yemek kuyruğunda en öne geçen çocuklardan biriydi.”
Pickford’un kurtarışlarını kutlamasını ya da takım arkadaşlarını azarlamasını izleyenler için “kendini biraz kaybetti” diplomatik bir ifade gibi görünüyor. YouTube’da yüzünü kızartarak küfrettiği derlemeler yüz binlerce kez izlenirken, TikTok’ta ismi hızlıca aratıldığında “Jordan Pickford öfke sorunları” yazıyor.
30 yaşındaki Pickford, Washington, Tyne and Wear’da, Sunderland’in ana sahası olan Stadium of Light’a on milden daha az bir mesafede doğdu. İnşaatçı olan anne babası Lee ve okul yöneticisi olan Sue, onu ve ağabeyi Richard’ı Sunderland fanatiği olarak yetiştirdi.
Pickford evde futbol delisiydi, Richard’ın şutlarını kurtarmak için beton yüzeylere dalıyor ve sadece sekiz yaşında Sunderland akademisine katılıyordu. Okulda “çok yönlü bir spor insanıydı”, kros, kriket ve GCSE Beden Eğitimi derslerinde başarılı oldu.
Pickford’un bir keresinde imza istediği eski bir İngiliz oyuncu ve Sunderland yıldızı olan Kevin Ball, Sunderland Akademisi’nde onun koçuydu.