15 ve üzerinde kilo veren hastaların neredeyse yarısı Tip 2 diyabeti yendi

19 Ocak 2018

Britanya’nın Newcastle ve Glasgow kentlerinde yapılan ve “dönüm noktası” diye tabir edilen araştırmada, hastaların yarıya yakını Tip 2 diyabeti (şeker hastalığı) geriye çevirmeyi başardı.

Araştırmaya katılan hastalar, büyük oranda kilo vermeyi tetiklemek için beş ay boyunca düşük kalorili çorba ve çeşitli karışımlarla beslendikleri bir diyet yaptılar. Diabetes UK kuruluşu da araştırmanın milyonlarca hastaya yardımcı olma potansiyeli bulunduğunu belirtti.

Lancet tıp dergisinde yayınlanan ve Uluslararası Diyabet Federasyonu’nun konferansında sunulan sonuçlara göre deneye katılan hastaların % 46’sında bir yıl içinde Tip 2 diyabette gerileme görüldü.

Araştırmayı gerçek bir “dönüm noktası” diye tanımlayan Newcastle Üniversitesi’nden Roy Taylor “Biz bu işe başlamadan önce doktorlar ve uzmanlar Tip 2 diyabeti geri çevirilemez olarak görüyordu. Ancak elimizden geleni yapar ve insanları o tehlikeli halden kurtarabilirsek, insanlar diyabeti geri çevirebilir” dedi.

Ancak doktorlar bunu kesin bir tedavi olarak görmüyor, çünkü yeniden kilo alınırsa diyabetin de geri döneceği uyarısında bulunuyorlar.

Pankreas etrafında biriken yağlar, kan şekeri düzeylerini kontrol eden beta hücreleri üzerinde baskı yaratıyor. Beta hücreleri bu baskı sonucu yeterli derecede insülin hormonu üretemiyor ve bu durum da kan şekeri düzeyinin kontrol altında tutulamamasına yol açıyor.

Diyetle birlikte yağlanma azalıyor ve pankreas yeniden düzgün bir şekilde çalışmaya başlıyor. Araştırma son altı yıl içinde Tip 2 diyabet teşhisi konulan hastalar üzerinde yapıldı. Daha uzun süredir Tip 2 diyabet hastası olanlarda, hastalığın geri çevrilemez hasara yol açtığı düşünülüyor.

Glasgow Üniversitesi’den Prof. Mike Lean “Çok heyacan verici. 10-15 kilo vermenin hastalığı geri çevirebileceğine dair artık çok net kanıtımız var” diye konuştu.

Dünyadaki her 11 yetişkinden biri diyabet hastası ve büyük çoğunluğu da Tip 2. Kontrol edilmeyen kan şekeri, tüm vücuda zarar verebiliyor; organ yetmezliği, körlük ve uzuv kaybına neden olabiliyor.

Kaynak:

https://www.gla.ac.uk/news/headline_562729_en.html