Hong Kong Politeknik Üniversitesi’nden bilim insanları, yalnızca yarım saatlik egzersizin depresyon belirtilerini anında hafiflettiğini ortaya koydu.
Yalnızca yarım saatlik orta yoğunlukta bir egzersiz seansı bile anında ruh halini iyileştiriyor. Bilim insanları artık bunun nedenini de ortaya çıkardı.
Bu etki, adiponektin adlı bir hormonun salınımından kaynaklanıyor. Hormon beyne giderek duygusal düzenlemeyle ilişkili bir bölgeyi harekete geçiriyor.
Sonuç olarak ruh hali belirgin şekilde yükseliyor ve bu etki saatlerce sürebiliyor, ancak sürenin insanlarda ne kadar olduğu henüz netleşmiş değil.
Science Alert’ın haberine göre; bu bulgu oldukça dikkat çekici sonuçlar doğurabilir. Egzersiz yapabilen kişiler için tek bir antrenman bile kaygı ya da depresyon belirtilerine karşı anında rahatlama sağlayabilir.
Aynı mekanizma, geleneksel antidepresanlardan çok daha hızlı etkili yeni ilaçların geliştirilmesine de ilham verebilir.
Hong Kong Politeknik Üniversitesi’nden nörobiyolog Sonata Suk-yu Yau, Psypost’a yaptığı açıklamada şöyle dedi: “Kalıcı etki sunan ve yan etkisi az olan hızlı etkili antidepresan tedaviler hâlâ oldukça sınırlı.
Bu çalışma, tek bir egzersiz seansının depresif belirtileri hafifletmedeki klinik etkinliğini gösteriyor” Sürekli fiziksel aktivitenin, hafif ve orta düzeyde depresyonu hem tedavi etmek hem de önlemek için etkili olduğu uzun zamandır biliniyor.
Ancak, tek bir egzersiz seansının – örneğin yarım saatlik tempolu bir koşunun – etkileri hakkında bugüne dek fazla şey bilinmiyordu. Yeni araştırmalar, bu tür kısa süreli egzersizlerin depresyon yaşayan bireylerde olumlu etkiler yarattığını öne sürüyor.
Yau ve ekibi, bu etkinin derecesini ölçmek ve arkasındaki biyolojik nedeni belirlemek için çalıştı. Araştırmacılar, 18 ila 40 yaşları arasında 40 yetişkini gruplara ayırarak egzersiz yaptırdı.
Science Alert’ın haberine göre; katılımcılar, önce ruh hallerini ölçmek için “Ruh Hali Profili” anketini doldurdu. Ardından 30 dakika boyunca kalp atış hızı monitörüyle birlikte koşu bandında egzersiz yaptı.
Egzersizin hemen ardından aynı anketi tekrar doldurdular. Hem kaygı ve depresyon belirtileri olan hem de olmayan katılımcıların hepsinde ruh halinde belirgin bir iyileşme gözlendi.
Özellikle belirtileri olan kişilerde öfke, kafa karışıklığı, yorgunluk, depresyon ve kaygı düzeylerinde düşüş görülürken; özsaygı ve canlılık seviyeleri tüm gruplarda arttı.
Egzersizden sonra, hem kanda hem de beynin medial prefrontal korteks bölgesinde adiponektin seviyelerinin yükseldiği tespit edildi. Bu bölge, duygusal düzenlemede kilit rol oynayan ön singulat korteksi de içeriyor.
Beyin görüntüleme çalışmaları, adiponektinin nöronlardaki AdipoR1 adlı bir reseptörü harekete geçirdiğini gösterdi. Bu reseptörün devre dışı bırakıldığı egzersizin yarattığı olumlu davranış değişimleri tamamen ortadan kalktı.
Daha ileri incelemelerde, AdipoR1’in APPL1 adlı bir proteini etkinleştirerek nöron çekirdeğine yönlendirdiği ve bunun sonucunda sinaps oluşumunu güçlendiren moleküler değişimlere yol açtığı belirlendi. Bu süreçte nöronlarda yeni dendritik uzantıların oluştuğu da gözlendi. APPL1’in engellendiğinde bu etki kayboldu.



ENFIELD
HACKNEY
HARINGEY
ISLINGTON











