Gökdelenlerin arasında bir Mediterranean Restaurant

17 Aralık 2024

Güney London’da East Croydon Station’un hemen dibinde, gökdelenlerin arasında önemli bir restaurant Türkiye mutfağını tanıtmaya devam ediyor.

Home Office kadrolarının yanısıra binlerce rezidansın bulunduğu bölgede kurulan Mithras Turkish Mediterranean Restaurant önemli bir isim tarafından işletiliyor.

Zülfü Ağırbaş yıllar önce İngiltere’ye gelen kebaptan balığa ve restauranta kadar pek çok alanda işletme kuran, yüzlerce insanı yanında çalıştıran bir duayen ve entellektüel.

O, iki hayalini gerçekleştirmek için İngiltere’ye geldi ve Atatürk’ün izinden giderek iki yıl boyunca mükemmel düzeyde İngilizce öğrendi. Amacı Atatürk’ün dediği gibi çağdaş bir düzeyi yakalayıp aydın bir insan olabilmekti.

İkinci hayali ise daha da ilginçti; O ikinci bir Sakıp Sabancı olmak ve onun gibi müteşşebbis bir ruhu taşımak istiyordu. Bugün iki hayalini de gerçekleştirmiş bir duayen olarak biliniyor.

İngiltere ve dünyaya ilk Türk kebabını tanıttı Zülfü Ağırbaş.1972 yılında dünyanın ilk kebab zinciri olan Kebab King’i kurdu.

Özünü kaybetmeyen ama dünya vatandaşı olmayı da bilen biri O. Amacı McDonalds, Burger King ve KFC gibi dünya markalarına eşdeğer bir kebab zinciri kurabilmekti ve Kebab King ile bu amacına ulaşarak kebabın dünyaya tanıtılmasında ilk bayrağı taşıyanlardan biri oldu.

Yakınları ve onu tanıyanlar kendisi için bir ‘efsane’ tanımını yapıyor. Şimdi O, entellektüel birikimini Mithras Turkish Mediterranean Restaurant ile sürdürüyor. Ağırbaş Anadolu’dan aldığı yerel kültürünü İngiltere’de tanıştığı evrensel kültürle buluşturup,sürekli kendisini yeniliyor. Sürekli yeni arayışlar içinde.

O geçmişi sürekli tekrarlamak istemeyen, yeniliklerin peşinde olan ve bundan korkmayan biri. Onun acılarla ve başarılarla dolu hayatı ise şimdi kitap haline getiriliyor. Ağırbaş sektöründe deneyimli ,uzman ekiplerle çalışıyor. Başarısını seçtiği isimlerden aldığını söyleyen Ağırbaş, başarılı olmasının en önemli nedeninin takım çalışmasına bağlı olduğunu belirtti. ‘Patron sadece yönetir ama çalışanlar işletir.’ diyen Ağırbaş sözlerini şöyle sürdürdü.

‘Mithras Turkish Mediterranean Restaurant ile yepyeni bir consept yaratmak istedik. En doğru şefleri, en doğru garsonları seçtik. Para kazanmak amacımız değildi. Öncelikle tecrübeyle gelen yemek kültürümüzü bölgeye taşıyıp bir marka olabilmekti. Gökdelenlerin arasındayız.Home Office binası hemen yanımıza taşındı. Her hafta yüzlerce booking almaya başladık.

Biz hem müşterilerle hem de ekibimizle bir aile gibiyiz. Şeflerimiz Güney London’ın en önemli şeflerindendir. Barmenimiz ve servis elemanlarımıızın her biri kendi dalında uzmandır. Özellikle bartander Ozzie geldikten sonra çok önemli bir noktaya geldiğimizi söyleyebilirim’

100’ÜN ÜZERİNDE KOKTEYL

Ozzie yani Özgür Anıl Londra’nın en tecrübeli bartanderlerinden biri, belki de ilki. Mesleğe temelden yetişmiş biri. Bar ve kokteyl konularında bir üniversite gibi. Bugüne kadar 100’ün üzerinde barmen yetiştirdi. Bu yetişenlerden önemli bir kısmının şimdi kendi işyerleri var. Olay gazetesi olarak Özgür Anıl’a yani Ozzie sorduk o da yanıtladı.

Kendinizden bahseder misiniz?

Uzun yıllardır bu işin içindeyim. Mesleğe temelden başlamış biriyim. Çok sayıda Türk restaurantında çalıştım. Uzmanlık alanım bar ve kokteyller.

Ne kadar kokteyl biliyorsunuz?

Bu kokteyl işinin çok kolay olduğunu söyleyenler var. 100’un üzerinde kokteyl karışımı biliyorum.Bunlardan 20 tanesi bana ait olan kokteyller.Bu kokteyl işi başlı başına bir uzmanlık alanı. Kokteyl yapmak bir sanat aynı zamanda. Kokteyller mekanın belirleyici unsurlarıdır.Şef kadar barmen de bartander de bir restaurantın vazgeçilmez unsurlarıdır.

Ama nedense bu sektörde barmenlik yapanların bir çoğu bunu bir meslek olarak görmüyorlar. Geçici bir şeymiş gibi. Daha iyisini bulsalar hemen bırakacaklar gibi… Bu bir meslek mi değil mi?

Tabi ki bu bir meslek. Büyük sorumluluk gerektiren bir meslek. Sadece para kazanmak için gelinen ve daha iyisi bulununca gidilebilecek bir şey değil. İyi bir barmen çok iyi para kazanabilir . Bu işe heves eden gençlere tavsiyem bir iki ay ayran sallayarak adını bartander koyup işi sallamasınlar.Hakkını verip kendilerini her daim geliştirmeye hazır hale getirsinler.

Peki Türk restaurantlarıyla ilgili görüşleriniz neler?

Türk mutfağı dünyanın en önemli mutfaklarından biri. Ancak bizim sorunumuz bu muhteşem yemeklerimizi sunum yeteneğinde. Yani dünyanın en iyi yemeklerini yapıyoruz ama bunu güzel bir biçimde sunmakta başarılı değiliz. Her restaurant bir başkasını taklit ediyor.Yeni bir şey üretme çabası yok.

Bir İtalyan mutfağına gittiğinizde önünüze çok az bir yemek yanında starter geliyor ama ödediğiniz hesap bizim restaurantlarımızda iki kişinin ödediği hesaba denk. Mesela German Doner. Bizim yaptığımız dönerlerin yanında esamesi bile okunmaz ama sunum farklı, boksun içine koyup servis yaptığınızda ya da bir standart getirdiğinizde dünya markası olabiliyorsunuz ama biz dönerde hala plastik konteyner de ısrar ediyoruz.

Peki Zülfü Ağırbaş ve Mithras Turkish Mediterranean Restaurant’ı nasıl buluyorsunuz?

Çok iyi bir patronla çalışıyorum. Zülfü Bey yeniliklere açık biri, takım calışmasına inanıyor. O her şeyi bilen patron değil, ortak karar almayı, ekip üyelerini dinlemeyi tercih eden biri. Çalıştığım restaurantlar için de en iyisi diyebilirim. Başlar başlamaz hemen bazı ufak değişiklikler yaptık, menüyü değiştirdik.

East Croydon’ın seçkin halkıyla buluşmaya başladık. Home Office geldikten sonra booking’lerimiz sürekli arttı. Yeni yıla kadar her günümüz full dolu. Zülfü Bey bizim patronumuz gibi değil bir abimiz gibidir, onun tecrübeleri bize yol gösteriyor.

Mistras Türkish Mediterrain’e aşağıdaki adresten ulaşabilirsiniz.

Suffolk House George Street, Croydon CR0 1PE