Keir Starmer başbakanlığında İşçi Partisi hükümeti seçildiğinden bu yana emekçilere yönelik saldırılarında Muhafazakar Parti’yi aratmayacak biçimde kemer sıkma politikalarına devam ediyor. İktidara geldiği bir sene boyunca uyguladığı ekonomik politikalarla, emekçilerin geçim sıkıntısının dolayısıyla yoksulluğun artmasını, barınma, sağlık ve eğitim başta olmak üzere kamu servislerinde sorunların derinleşmesine yol açtı .
Kemer Sıkma Politikaları Devam Ediyor
Hükümet, Muhafazakarlar döneminde getirilen iki çocuk yardımı sınırını kaldırmadı. Kaldırılması için oy kullanan İşçi Partisi milletvekillerine soruşturma açtı. Engelli yardımı ve Universal Credit gibi sosyal yardımları alma hakkının zorlaştırılması yoluyla toplumun en az gelirli kesimlerinin yaşamını daha da zorlaştıracak tasarruf politikalarına devam etti. Sonuç olarak kemer sıkma politikaları sonucu kamu ve sosyal servislerde 5 milyar sterlin kesintiye gidildi.
Öte yandan geçtiğimiz hafta kamu çalışanlarına verilen %3.5-4.5 arası ücret artışını NHS’e bağlı sağlık çalışanları kabul etmeyeceğini ve grev oylamasına gideceğini duyurdu.
Kısacası uygulanan kemer sıkma politikaları sağlık, eğitim, barınma ve sosyal servis alanlarına ayrılan bütçede kesintiye gitmek demek. Buda bu kamu alanlarının servislerinin iyice kötüleşmesi anlamına geliyor ki zaten zengin kesim özel okullar, özel sağlık sigortalarıyla bu servisleri kullanmıyor.
Kesintilerle ve vergilerle emekçilerin sırtına binen sermayenin sözcüsü hükümet büyük şirketleri, zenginleri ve onların gizli servetlerini vergilendirmeye yanaşmıyor. Öte yandan savunma harcamalarına ayrılan bütçeyi %2.5’ye çıkartıyor.
Göçmenler Sorunların Kaynağı Değildir
Sıradan emekçiler açısından bir umutla 14 yıl sonra iktidara gelen Starmer başbakanlığında İşçi Partisi hükümeti uyguladığı politikalarla Muhafazakar Parti’den farklı olmadığını göstermiş oldu. İşçi ve emekçilerde yaşanan hayal kırıklığı ve tepki sonucu alternatifsizlikten dolayı alternatifmiş gibi gözüken Farage liderliğindeki Reform Partisi, geçtiğimiz ay İngiltere’de yapılan belediye seçimlerinde birinci parti oldu.
Oy kullanma oranının düşük olduğu seçimlerde Reform Partisi öncesi olduğu gibi ana politikalarından biri olarak göçmenleri ve mültecileri tüm sorunların sebebi gibi gösteriyor. İşçi ve Muhafazakar Parti’nin bariz oy kaybettiği seçim sonrası Starmer ve hükümeti, Reform Partisi’ni aratmayan ‘yabancılar adası olma riski’ gibi açıklamalarla göçmenleri bir kez daha günah keçisi ilan eden politikalarını hızlandırdı. Bunu sadece söylemde değil, tasarlanan yeni göçmenlik yasasıyla ayrımcı ve saldırgan politikalarına devam ediyor.
Göçmenlerin bu ülkeye gelmesindeki sebebin sorumluları uyguladıkları sömürgeci politikalarla, ülkelerin ham maddelerine göz dikip iç işlerine müdahele ederek, Afganistan’da, Suriye’de, Afrika’nın bir çok ülkesinde savaşlar çıkartan, İngiltere gibi ülkelerdir. İngiltere’deki bu kesinti politikaların nedenide bu ülkede çok sayıda göçmen ve mülteci olması değildir. Bu kemer sıkma politikaları, emekçilerin hayatlarının her geçen gün kötüye gitmesinin sebebi zenginleri daha zengin yapan, onların ve şirketlerin çıkarlarını koruyan, onlardan doğru düzgü vergi daha almayan ve onların koruyucusu olan hükümetin politikalarının kendisidir.
Britanya Halkları Irkçılığa Geçit Vermeyecek
Göçmen emekçilere yönelik bu kışkırtıcı söylem ve politikaların asıl amacı, sıradan yerli emekçilerin bu sıkıntı ve sorunların gerçekten neden kaynakladığını ve sorumlularının kimler olduğunu görmelerini engellemektir. Asıl amaç göçmen emekçilere yönelik ön yargıları kışkırtarak yerli ve göçmen emekçilerin birlikte mücadelelerinin önüne geçmektir. Bizleri İngiliz, Kürt, siyah beyaz veya müslüman diye bölmek sadece ve sadece onların işine gelir.
Aynı zor koşullarda yaşam mücadelesi veren hangi renkten ve milletten olursa olsun biz emekçiler kardeşiz, ekmeğimizin ve çocuklarımızın geleceğinin peşindeyiz. Filistin hareketi başta olmak üzere tarihte bir çok savaşa, katliama kitlesel çekilde karşı koyan, işçilerin var olan haklarını tırnaklarıyla kazıyarak elde eden, tarihinde ırkçı hareketlere geçit vermeyen Britanya halkları ve emekçileri ne İşçi Partisi, ne de Reform Partisi’nin bu göçmen karşıtı söylem ve politikalarına sessiz kalmayacaktır.
7 Haziran’da Alanlardayız
Hükümetin son açıklamaları ve uyguladığı politikalara yönelik tepkileri gören The People’s Assembly (Halklar Meclisi) ulusal çapta bir yürüyüş düzenliyor. Bir çok sendikanın, sağlık, barınma, engelli ve sosyal yardım kampanya gruplarının katılımıyla;
- Kemer Sıkma 2.0’a Hayır – Kamu hizmetlerimize fon sağlayın.
- Zenginleri Vergilendirin – Büyük işletmeleri değil, çalışanları güçlendirin.
- Savaş değil refah – Engellilere yönelik saldırıları durdurun.
talepleri etrafında düzenlenen yürüyüş, 7 Haziran Cumartesi günü yapılacak.
Türkiyeli göçmen emekçiler olarak bizlerde, the People’s Assembly’nin düzenlediği bu yürüyüşte yerimizi almalıyız. Yerli ve göçmen emekçilerle birlikte kemer sıkma politikalarına hayır demek, savaşa ve göçmenlere yönelik ırkçı politikalara karşı barış ve kardeşlik demek için yürüyüşe katılalım, çevremizi katalım.
Day-Mer
Türk ve Kürt Toplumu Dayanışma Merkezi