Atatürkçü Düşünce Dünya Platformu (ADDP), Türkiye’de Anayasa Mahkemesi (AYM) ile yaşanan yargı tartışmalarıyla ilgili ile ilgili bir açıklama yaptı.
ADDP’nin açıklaması şöyle:
“Türkiye Cumhuriyeti 100’üncü yılını tamamladı. Anayasamızda Türkiye Cumhuriyeti; çağdaş, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olarak tanımlanır. Evrensel demokrasinin temeli hukuk devletidir. Çağdaş demokrasilerde hukukun üstünlüğü olmazsa, olmazlardandır. Bu da ilk kural olarak siyasal iktidarın gücünün hukuk ilkeleri çerçevesinde sınırlandırılması ve hukuk içinde denetime tabi tutulması anlamı taşır.
Hukuk devleti, işlevi, etkinlik alanı ve kararlarında hukuk kurallarına bağlı olan, vatandaşlarına hukuksal güvenliği sağlayan devlet olarak tanımlanır. Hukuk devletinde yargı kurumları arasında bir hiyerarşi vardır.
İstanbul Gezi Olayları nedeniyle cezalandırılan ve 14 Mart genel seçimlerinde Hatay ilimizden milletvekili seçilen Can Atalay’ın AYM’ye kişisel başvurusu sonucu AYM’nin verdiği “Hak İhlali” kararı ilgili mahkeme tarafından yerine getirilmeyerek Yargıtay 3. Ceza Dairesi’ne havale edilmiştir. Bu daire, AYM kararının geçersiz olduğunu ileri sürerek ”Hak İhlali” olmadığını yönünde karar vermiş ve yetkisinin dışına çıkmıştır. Böylece anayasal bir kriz yaratmıştır. Bu durumda AYM’nin kendisi bir açıklamayla sert tepki göstermeliydi. Pasif bir yol izleme tercih edildiği için kriz büyümüştür.
Bireysel başvuru hakkı, 12/09/2010 tarihli 5982 sayılı kanunla, 1982 Anayasasının 148 ve 149 maddelerinde yapılan değişikliklerle hukuk sistemimize girmiştir.
Yargıtay, Anayasa Mahkemesi’nin verdiği kararı yok sayması ve kabul etmemesi hem AYM’ne hem de evrensel hukukun tüm kurallarına karşı bir rest çekmedir. Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin böyle bir hakkı var mıdır? Hukukçulara göre yoktur. Yargıtay bu tavrıyla anayasal bir suç işlemiştir. Yapacağı iş, AYM kararını anayasaya uygun olarak kabul etmektir.
Eski Yargıtay Başkanı Prof. Dr. Sami Selçuk ve eski AYM Başkanı Haşim Kılıç; bu durumu hukuksuzluk, anayasaya aykırılık, akıl tutulması, hukukun kötüye kullanılması olarak değerlendirmişlerdir.
Atatürkçü Düşünce Dünya Platformu olarak adalet sistemimizin bağımsız ve kanunlara dayalı tarafsız, özgürce karar vermesinden yanayız. Hukuk, çok fazlasıyla ciddiye alınması gereken bir alandır ve herkes için gereklidir. Benim mahkemem, senin mahkemen ya da benim savcım, senin savcın; benim hâkimim, senin hâkimin olmaz, olursa, orada bir hukuk devletinden bahsedilemez.
Türkiye’de adalet sistemi dördüncü erk olarak her zaman çalkantılı, sancılı ve iktidarların güdümünde ya da gölgesinde bir görünüm sergileyerek her zaman tartışmalı bir yol izlemiştir. Halbuki, yargı bağımsızlığının üzerinde kesinlikle tartışılamayacak bir konudur. Yargının güvenilir ellerde olması ve yargı mensuplarının tarafsız davranabilmeleri için siyasetçilerin bundan uzak durması, demokrasinin daha sağlıklı işlemesi için kaçınılmaz bir yol olacaktır. Aksi takdirde vatandaşlar arasında yargıya olan güveni sarsacaktır.
Anayasa Mahkemesi’nin kararları kesindir, tartışılmaz ve derhal uygulamaya konulmalıdır.”



ENFIELD
HACKNEY
HARINGEY
ISLINGTON











