Milletvekili Andy Love’ın istifası, aday belirleme paniği başlattı. Üç dönem İşçi Partisi Milletvekilliğini yapan Andy Love genel seçimlere 4 ay kala istifasını sundu.
İstifa, Edmonton’daki seçmene ve özelikle bölgede yoğun bir toplum olarak yaşayan Türkiyeli seçmende sürprizle beraber fırsat sundu. Birçok farklı toplumların, dillerin ve renklerin tek toplum halinde yaşadığı Edmonton bölgesinde İşçi Partisi üyeleri ve partinin kanaat önderleri, doğan boşluğu doldurmak için yeni bir milletvekilini seçimlerde aday göstermek için hemen faaliyete geçti. Ayrıca, Şubat ayının sonlarına doğru da yeni adayın seçmenlere sunulması bekleniyor.
İşçi Partisi Türkiyeli üyeler de kendi aralarında bulunan birkaç Türkiyeli aday adayı arasında kendilerini temsil edecek ismi belirlemek üzere harekete geçti. Dolayısıyla 2015 yılının Mayıs ayında İngiltere’de yapılacak seçimlerde Edmonton bölgesinin önemi ön plana çıkıyor.
Belki de ilk kez bir Türkiyeli veya Kıbrıslı bir Türk parlamentoya bu bölgeden giriş yapabilecek. Çok renkliliği ile bilinen Edmonton bölgesinde toplumlar arasında birlik ve beraberlik sağlandığı takdirde, tarihi bir günün yazılması hiçte zor değil.
Olay gazetesi olarak, her sayımızda bölgedeki seçim çalışmaları ve gelişmelerle ilgili detayları okuyucularımızla paylaşmak istiyoruz. Bu anlamda ilk olarak İşçi Partisi üyelerinden ve Britanya alevi Federasyonu Başkanı İsrafil Erbil’in görüşlerine başvurduk.
İşçi Partisi’nin sürekli Edmonton bölgesinden bir milletvekili çıkardığını ifade eden Erbil, “Şu anda da parti içinde böyle bir fırsat doğmuşsa, bizler de o bölgede yaşayan yoğun bir toplum olarak, Andy Love’ın yerini dolduracak bir kişinin belirlenmesinde aktif rol almalıyız” dedi. Britanya Alevi Federasyonu Başkanı İsrafil Erbil, İşçi Partisi’nin Edmonton’da tabanın sesine kulak vererek aday belirlemesi gerektiğini söyledi. Erbil şunları söyledi: “İşçi Partisi’nin tabii parti tüzüğüne göre kural ve yöntemleri var, ancak partinin de tabanın sesine kulak vererek, aday belirlemesi daha mantıklı bir karar olacağı düşüncesindeyim. Demokrasi dediğimiz şey merkezden atamakla olmaz, böyle bir uygulamada ciddi bir şekilde hem partiyi hem de tabanı yaralar.
Örneğin: Oradaki halka rağmen, oradaki üyelere rağmen gönderilecek bir aday daha sonra sürekli olarak zorunlu bir aday olur. Bu nedenle oradaki üyelerin ve tabanın tahammüllerine göre, onların eğilimine göre belirlenen bir aday noktasında durulması gerekiyor” Belirlenecek adayın Edmonton bölgesini çok iyi bilmesi ve tanıması gerektiğini dile getiren Baf Başkanı sözlerini şöyle sürdürdü: “ Oranın sorunlarını iyi bilen, tespit eden orayla ilgili ciddi anlamda vizyonu olan, geleceğe dair bir projesi olan ve tüm bunları Edmontonlılarla buluşturan bir vizyonun gelmesi gerekiyor. Bizim toplum olarak bir an önce kriterlerimizi belirleyip o adaylarımız noktasında netleşmemiz gerekiyor.
İşçi Partisini bölgede ayakta tutan bir taban var. Bu taban Edmonton’da broşür dağıtıyor, seçimlerde oyunu kullanıyor. Bölgedeki bütün sorunları bölgeden çıkacak bir aday bilir ancak, merkezden gelecek bir aday, klasik bir siyaset yapmaktan başka bir şey yapamaz” Erbil, Edmonton’da belirlenecek adayın sıradan bir aday olmaması gerektiğini ve ezberleri bozabilecek bir kişinin olması gerektiğini vurgulayarak, “Edmonton’daki aday, bölgeye hakim olmalı, orayı ezbere bilmeli” dedi.
Bugüne kadar hiçbir zaman politikayı düşünmediğini kaydeden Erbil, “Burada çok başarılı politikacılarımız var. Uzun zamandır emek veriyorlar. Bence; böyle bir tarihi fırsat geldiğinde, hiç kimsenin geri çevirme fırsatı yok. Hep birlikte bir noktada buluşup tek yumruk olma şartıyla. Bu değişim kimin için çıkarsa o arkadaşı desteklemeye hazırım.
Bu görev hangi arkadaşımıza verilirse verilsin, hiç kimsenin ret etme görevden kaçma şansı yok. Fakat ben birisinin de ‘ben olacağım’ demesini de doğru bulmuyorum. Çünkü bu toplumsal bir eğilim. Artık toplum olarak bir noktada buluşmamız gerekiyor. Seçilecek olan kişi; herkese eşit yurttaş, eşit vatandaş noktasında yaklaşması lazım” Erbil topluma şu mesajı verdi: “Bu noktadan sonra aday geçen kişilerin biraraya gelmesi açık yüreklilikle konuşması gerekiyor. Ve kimin daha çok tabanı ve eğilimi varsa, o kişinin isminin zikredilmesi ve onun için hep birlikte çalışma yapmamız gerekiyor. Ve bu anlamda belirlenecek olan isime sonuna kadar destek vereceğim. Bu kişinin de sıra dışı ve ezber bozan bir politikacı olması gerekiyor.
Bize bu anlamda ne düşüyorsa yapmaya hazırız. Çünkü artık temsil edilmemiz gerekiyor. Bizi anlayan insanlar tarafından yönetilmemiz gerekiyor. Biz bir başkasını yok saymak adına değil, kendimizi de başkasıyla eşitlemek adına yola çıkacak insanlar arıyoruz” Erbil konuşmasında Türkiyeli ve Kıbrıslı Türklerin sorunlarına değinde ve bölge ile ilgili de şu tespitlerde bulundu:
“İntiharlar var, eğitim sorunumuz var ve entegrasyon sorunumuz var, fakat bunlarla ilgili bugüne kadar resmi yetkililerden ve parlamentodan bir araştırma komisyonu oluşturulmuş veya bizimle ilgilenen en ufak bir çalışma yok. Eğitim sorunu bizim için başlı başına önemli bir sorun. Burada yetişen ikinci nesiller, buradaki kültürü alabiliyor, fakat ikinci bir kültür olan, yani kendi köklerine ait değerleri alma şansı yok. Özel okullar bu ihtiyacı gidermeye çalışıyor ama hiç bir zaman gerektiği kadar alma şansı yok. Demek ki entegrasyon dediğimiz olay sadece göçmenler için değil, entegrasyon aynı zamanda buranın yerli halklarıyla da insanların birlikte yaşama kültürünün geliştirilmesi projesidir.
Edmonton bugün çok farklı toplumların, dillerin, renklerin bir toplum halinde yaşadığı bir bölge. Bir toplum olarak yaşadıkları alanlarda ortak ve ayrı ayrı sorunları da var. Yani her alanda ciddi sorunlar var ve sorunlarla karşı karşıyayız.
Edmonton bölgesinin diğer bölgelerden bağımsız, bir pis koku sorunu var. Bir çöp sorunu var, kanalizasyon sorunu var. Bununla ilgili de şu ana kadar ciddi bir adım atılmış değil, bazı projeler var, yapıldığı söyleniyor ama koku devam ediyor. Bölge insanının bu sorunu halen çözülmüş değildir”.