İsviçre’de bir araya gelen uzmanlar, insanların yürüttüğü faaliyetlerin toprağın kalitesini bozduğunu, çölleri yaydığını, ormanları azalttığını, vahşi yaşamı yerinden ettiğini ve turbalık alanları kuruttuğunu söylüyor.
Bütün bu faaliyetler, toprağın iklim değişimiyle mücadeleye katkı sağlayan bir karbon deposundan, atmosfere karbon salınımına yol açan bir kaynağa dönüşmesine yol açtı. Birleşmiş Milletler Hükümetler arası İklim Değişikliği Paneli’nde (IPCC) yer alan bilim insanları ve hükümet yetkilileri tarafından yayınlanan raporda, iklimin feci bir şekilde ısınmasının önüne geçmek için toprağın bu şekilde sömürülmesine son verilmesi gerektiği belirtiliyor. İşlenmemiş topraklar, üzerinde barındırdıkları bitkilerin atmosferi ısıtan karbondioksit gazını tüketmesi sayesinde küresel ısınmaya karşı mücadelede önemli bir rol oynuyor. Bilim insanları raporda, çiftçilik ve kerestecilik yapma yöntemlerimizin karbondioksit salınımını artırdığına yer verdi. Atmosfere salınan ve sera etkisi yapan gazların üçte biri ile dörtte biri arasında bir kısmı toprak kullanımımızdan kaynaklanıyor. Raporda toprak kullanımımız hakkında zor kararlar alınması gerektiği vurgulanıyor. Zira toprak için birbiriyle yarışan birden fazla talep var: Bioyakıt üretimi, plastik ve lif üretimi için gereken bitkiler, kerestecilik, kağıt üretimi, artan nüfus için gıda üretimi ve doğal hayat. Raporda kırmızı et üretiminin bir yandan toprağa büyük bir baskı uyguladığı, diğer yandan da sera gazı etkisi yaratan metan gazı salınımının yarısını oluşturduğu aktarıldı. Bu rapor, IPCC’nin toprak kullanımı ve sömürüsü üzerine bugüne kadar hazırladığı en sert rapor oldu.