Türkiye Araştırmalar Merkezi, AK Parti Şanlıurfa milletvekili Dr. Zeynep Karahan Uslu ve partinin Merkez Karar Yürütme Kurulu üyesi Prof Dr Osman Can katılımıyla “Seçimler Öncesi Türkiye’deki Yapısal Değişimler” konulu toplantı düzenledi.
Salı akşamı parlamentonun 15 numaralı odasında, Burrow ve Furness bölgesi milletvekili John Woodcock’un ev sahipliğinde düzenlenen toplantının moderatörlüğünü Ayşegül Yeşildağlar yaptı. Toplantıda ilk sözü alan Milletvekili Zeynep Karahan Uslu, partisinin iktidarda olduğu 12 yıl boyunca demokrasinin geliştirilmesi konusunda önemli adımlar attığını söyledi.
Devlet güvenlik mahkemelerinin kaldırılması, askeri şura kararlarına yargı yolunun açılması ve darbecilerin yargılanması yönündeki düzenlemelerin, vesayet sistemini dönüştürecek adımlar olduğunu kaydeden Uslu, Türkiye’nin 100 yıllık Kürt sorununun çözümünde de radikal adımlar atacağını ve demokrasinin derinleştirilmesini hedeflediğini aktardı.
Türkiye’de Kürt kimliğini reddeden ve asimile eden bir anlayışı sona erdirdiklerini savunan Uslu sözlerini şöyle sürdürdü: “AKP iktidara geldiğinde ilk köklü icraatı Kürt sorununu çözmeye yönelik bir adımdır aynı zamanda. Olağanüstü Hal Uygulaması’nın kaldırılması neredeyse ilk icraatımızdır. Kürtçe kaset dinledikleri için tutuklananların olduğu bir ülkeden Artuklu Üniversitesi bünyesinde Kürdoloji bölümünün açıldığı bir sürece geldik. 2002 yılından bu yana başlayan ve 2012 yılından bu yana müzakerelere gidilen bir sürece dönüşen çözüm hedefimizdeki kararlılığımızı vurgulamak isteriz. 2014 yılında çerçeve bir yasayla yasal bir zemine kavuşturulan çözüm süreci muhataplarla yapılan görüşmelerle sürdürülmektedir.”
İÇ GÜVENLİK YASASI
Mecliste son günlerde görüşülen ve muhalefetle gerginlik yaratan İç Güvenlik Yasası tartışmalarına da değinen Zeynep Karahan Uslu, yasanın Türkiye’yi polis devleti olmaya götüreceği eleştirilerine karşı çıktı.
Düzenlemelerle sapanın silah sayılması eleştirilerine işaret eden AKP milletvekili şunları söyledi: “Barışçıl bir gösteri veya toplantıya katılan bir kişi, silah olarak kullanılabilecek ve bir başkası için öldürücü ve yaralayıcı etkisi olabilecek bir materyali neden kullanır? Kimse kimseyi Molotoflarla cayır cayır yakmasın, kimse kimseyi yaralamasın. Madem barışçıl, demokratik bir hak, neden zarar verebilecek bir materyalle katılır insan bu tür bir gösteriye? Paketle bunun önüne geçmeye çalışıyoruz” dedi.
GELENEKSEL YAPIYI BOZDUK
Toplantıda daha sonra söz alan AKP MKYK üyesi Osman Can da, partisinin iktidara geldiği 2002 yılından bu yana Türkiye’de hüküm süren siyaset anlayışını ve referanslarını kökten değiştirdiğini savundu.
90 yıllık egemen anlayışın katı merkeziyetçi bir yapıya sahip olduğunu belirten Can, “Etnik ayrımcı ve toplumsal mühendisliğe zemin yaratan ve toplumun bütününü kapsamayan bu anlayışla 1961 ve 1982 anayasaları hazırlanmıştır. Kürt sorunu ve Alevi sorunu gibi problemlerin kaynağında da toplumu zehirleyen, kriminalize eden ve farklılıklara yer vermeyen söz konusu anlayış yatmaktadır” dedi.
CHP ve Kemalist elitlerin 90 yıl boyunca devlete hakim olduğunu ve darbe gibi yöntemlerle başkalarına yaşam hakkı tanımadığını ileri süren Osman Can, 2002 yılından itibaren AKP’nin yasal ve kurumsal baskıların kaldırılması yönünde adımlar attığını söyledi.