Irkçılık ve ayrımcılık nasıl suç sayılıyorsa, herhangi bir dinin mensubuna karşı işlenen nefret suçları da aynı şekilde suç sayılmalıdır”
Din Hizmetleri Müşaviri Mahmut Özdemir, Paris saldırılarının ardından Avrupa’da artan nefret suçlarının endişe verici boyutta olduğunu söyledi. Nefret suçları ile ilgili Olay Gazetesine bir açıklama yapan Mahmut Özdemir, “Üzülerek ifade edelim ki bugün artık özellikle son yaşanan hadiselerden sonra şiddete, teröre, ırkçılığa, ayrımcılığa ve nefrete dayalı suçların toplumlarda daha belirgin hale geldiğini görüyoruz” dedi.
Özdemir’in açıklaması şöyle: “Bildiğiniz gibi geçtiğimiz günlerde Paris’te bir saldırı oldu. Dünyamızın farklı bölgelerinde hemen her gün yaşadığımız dehşetin, vahşetin bir benzerini Paris’te gördük. Bu vesileyle ben öncelikle bu tür saldırıların sadece bir ülkeye, bir bölgeye bir kıtaya değil, barışı bir değer olarak kabul eden yeryüzünde insanlık değerlerini yücelten bütün insanlığa karşı işlenmiş olduğunu ifade etmek isterim. Esasen yaşananlar bir din meselesi veya bir bölge meselesi değildir. Bütün insanlığın ortak meselesidir ve var olan sorunu çözmek için hep birlikte ortak bir akla ve kararlılığa ihtiyaç vardır.
Bu aynı zamanda bir samimiyet testidir. Şu bölgenin veya şu milletin değil, ifade ettiğim gibi hepimizin ortak sorunudur. Dolayısıyla dini ve milleti ne olurda olsun kime karşı işlenen bir ayrımcılık veya nefret suçu varsa bunun da hiç vakit kaybetmeden hukuk sitemi içinde karşılığının olması gerekir” Özdemir, “Yani dünya üzerinde ırkçılık ve ayrımcılık nasıl suç sayılıyorsa, herhangi bir dinin mensubuna karşı işlenen nefret suçları da aynı şekilde suç sayılmalıdır. Ben içinde yaşadığımız bu güzel ülkenin bu bakımdan atacağı adımlarla iyi bir örnek teşkil edeceğine inanıyorum” dedi.
Tüm bu yaşanan olaylarla birlikte Müslümanların sorgulamaları gerektiğini kaydeden Mahmut Özdemir, “Barış dininin mensupları ve Rahmet Peygamberinin ümmeti olarak ben iyi bir temsilci miyim’ diye bu soruyu kendimize sormamız gerekir. Bizim de özeleştiriye ihtiyacımız var. Üzerimizde görülebilecek hata ve yanlışlıkların tüm bir İslam âlemini değerlendirip yargılama gibi bir kritere dönüşebileceği ihtimalini hiçbir zaman aklımızdan çıkarmamamız gerekiyor.
Rasülullah Efendimiz Müslüman hoş geçinen ve kendisiyle hoş geçinilen insandır buyuruyor. İnsanlık bu anlayışı kendine model alsa, kimse kimseyi ötekileştirmeye çalışmaz, kimse kimseyi dışlamaz ve hiç kimse bir diğerine karşı nefret suçu işlemez”