Toplantıya İAKM-Cemevi Başkanı İsrafil Erbil, Mehmet Turan dede, Savaş Hurman, Ali Ülger Maraş katliamı mağdurları Hamit Kaplan, Salman Bayır ve katliamda yakınlarını kaybeden ailelerden Veli Bozkurt katıldı. Maraş katliamında yaşamını yitirenlerin görüntüsünün yer aldığı bir pankartın da açıldığı toplantıda katliam mağdurları da yaşadıklarını anlattı. Toplantıda konuşan Aygün, katliamın üzerinden 35 yıl geçmesine rağmen, kentte halen bir anmaya bile izin verilmediğini söyledi.
Aygün, katliamla ilgili arşivlerin açıklanması için Genelkurmay Başkanlığı’na başvurduklarını ve önce olumlu bir cevap almalarına rağmen daha sonra Genelkurmay’ın çok ilginç bir karar alarak, dosyanın Milli Savunma Bakanlığı’na verileceğini öğrendiklerini söyledi. Genelkurmay Başkanlığı’nın bu ani kararını kınadıklarını ifade eden Aygün, “Maraş olaylarıyla ilgili dosyanın Genelkurmay tarafından MSB’ye verilmesini anlayamadık. Bu tasarrufu 2 gün sonra yapılacak Maraş anmasını engellemeye, Maraş etrafından oluşacak duyarlılığı yok etmeye dönük negatif bir tavır olarak görüyoruz. Maraş katliamını gizleyenlere, Maraş katliamının üstüne örtenlere bu tavrıyla Genelkurmay Başkanlığı’nın da katıldığını düşünüyoruz. Buradan Genelkurmay Başkanlığı’nı da protesto ediyoruz”.
Mehmet Turan dede, konuşmasında şunları dile getirdi: “Hiç kimse, hiç kimseyi yaşamından mahrum etmeye hakkı yoktur. Bu ne hakka ne halka layık bir olgudur. Şunu bütün dünyaya ilan ediyoruz. İnsanlar incitilmesin, incinenler bir bütün incitebilirler bu nedenle o düsturu yürütme amacını burada Gülbangımızla bütün dünya insanlığına haykırmaya bütün insanlığı davet ediyoruz” diyerek Gülbangı okudu. Daha sonra söz alan Başkan İsrafil Erbil de, Maraş katliamının dünyada eşi benzeri az rastlayan bir katliam olduğunu ifade ederek şunları söyledi: “Katliamda, çocuklar anne karnından çıkarılmış, ağaçlara çivilenmiş, yaşlı kadınlarımızın gözleri oyulmuş ve canlarımız kazanlarda diri diri kaynatılmıştır. 35 yıldır katliamla yüzleşmeyen devlet, ne katillerin bulunmaması için çaba göstermiş ne de yargılamalarının önünü açmıştır”.
Konuşmasında Genel Kurmay’da bulunan katliamla ilgili belgelerin günışığına çıkarılmadığını ve bu belgelerin alınması için mücadele ettiklerine değinen Erbil, “Aslında tüm bunlar, bu katliamın ne kadar derinliklerden olduğunu, ne kadar derin güçler tarafından işlendiğini ve bugün halen bu katliamı gerçekleştirenlerin bu devlet tarafından mükafatlandırıldığını bize açıkça gösteriyor” dedi. Erbil sözlerini şöyle sürdürdü: “Bizler Maraş katliamının mağdurları olarak 35 yıl önce katledilen bir halk, oradan göç ettirilmiş halkın çocukları olarak hakkımızı talep ediyoruz ve bunun hesabını soruyoruz. Kentte Maraş olaylarının yıldönümü nedeniyle yapılacak anma için Maraş Valiliğine başvuruda bulunduklarını ancak olumsuz yanıt aldıklarına değinen Erbil, Cumartesi günü Maraş’ta olacaklarını bu acıyı içinde hisseden ve destek vermek isteyen tüm canları kette düzenlenecek anmaya beklediklerini söyledi.
“Solingen’de bizim vatandaşların yaşadığı bir evin kundaklanmasından sonra müzeye çevrilmesi ve hükümet yetkililerinin gidip o müzeyi ziyaret etmesi çok anlamlıdır” diyen Erbil, “Aynı şekilde Anzakların her yıl Çanakkale’ye gelmesi çok insanidir. Peki bizler kendi ülkemizde, kendi topraklarımızda kaybettiğimiz canlarımızı neden anamıyoruz? Neden Maraş Valisi, ‘Maraş halkı buna hazır değildir’ diyor. Kaç yüzyıl geçmesi gerekiyor ki Maraş halkı hazır olsun?” diye konuştu. Basın toplantısının sonunda katliamda yakınlarını kaybedenler söz aldı. Gözyaşları arasında, katliamı anlatan mağdurlar, yakınlarının mezarlarının biran önce tespit edilmesini talep ettiler.