Türkçe ve Kürtçe konuşan toplum olarak zorlu bir yıl geçirdik. Hükümetin kemer sıkma politikası, enerji fiyatlarındaki pahalılık ve getto içindeki asgari saat ücretin ülke genelindeki 6.31’in yalnızca yarısında olması canımızı burnumuza getirdi… Çalışan ve dezavantajlı kesim (engelli, yalnız anne ve işsizler gibi) yaratmadıkları bir finansal krizin faturasını ödemeye zorlandılar. Göçmen düşmanlığı siyasilerin elinde yine malzeme oldu. Hem emekçi olup hem de göçmen olmak sömürü ve baskının katmerlisi anlamına geldi…
Türk ve Kürt toplum üyelerinin bakkal, süpermarket, içki bayii, restoran ve câfe işletmeciliğinde kâr oranları bu yıl iyice düştü. Havayolları şirketleri bu yıl da fiyatları bizden önce uçurarak bizi yine kazıkladı… Toplum içinde iyi şeyler de oldu. Örneğin Türkiye’deki Gezi Direnişi’nin bizi de heyecanlandırması, 14 derneğin “Platform” oluşturması, Küçük Ezo’nun (Dem Sarıcı), South London Youth Orchestra’nın başkemancısı olarak sahne alması, Cyprus Paradise’ın İngiltere’de turizmin Nobel’ini kazanması, Yorkshire Evening Post sağlık ödülünü Onkolog Prof. Dr. Mehmet Şen’e verilmesi…
Ayrıca Osman Balıkçıoğlu, Abdullah Nihat Yılmaz ve Mustafa K. Erdemol’un yeni kitaplarının çıkması da sevindirici… Çiğdem Aslan’ın ilk solo albümü Türk ve Yunan rebetiko ezgilerinin bulunduğu “Mortissa”nın Avrupa başarısı da alkışlanmaya değer… Ve böylece iyi kötü koskoca bir yılı devirdik… Bizim toplumun nabzını tutmaya çalışan ve çoğu konularını bizim toplumdan seçen bir yazar olarak 2014’ün makus talihimizin değiştiği bir yıl olmasını istiyorum.
2014 gündemimizde yerel, 2015’de de genel seçimler olacak. Adayların Türk-Kürt olmasından önce gerçek “demokrat” ve iyi yürekli olmaları bence önemli. Eğer aday gerçekten demokrat ve iyiyse bizim toplumdan olması artı olarak görülmeli. 2013’de bazı arkadaşlarımın çocukları gurur verici okulları kazanmayı başardı. Yeni yılda bu sayının çoğalmasını diliyorum. Her anne ve babaya bu konuda ciddi işler düşüyor. Çocuklara yalnızca sevgimizi vermek yetmiyor. “Onların dersleriyle de ilgilenmeli” diye düşünüyorum. Bunun için anne ve babaların yeni yıl hedeflerine “çocukların derslerine yardım”ı koymalarını öneriyorum. İnanın çok az çabayla çok şeyin değiştiğini göreceksiniz.
Toplumda beni en çok üzen şeylerden biri de çocuklarımızın kendi anadilimizi konuşamaması. Eğer sizin evinizde bu sorun varsa, yeni yılda ne yapıp yapın çocukların ana dillerini akıcı ve kusursuz konuşmaları ve yazmalarını sağlayın… Kendimden biliyorum, iş güç derken en kolay uzaklaştığımız şeyler kitap, sergi ve sinema oluyor. Yeni yılda hedefinize 4 kitap , sinemada 4 film ve 4 sergi koyun. Sağlık konusunda klasik “spor yap” öğütleri yabana atılmamalı. Londra’da kullanmadığımız olanaklar arasındaki “yüzme havuzları” yeni yıl planına dahil edilebilir. Bizim toplumun geneli orta yaşı geçince Efes Pilsen şişesi ne benzemeye başlıyor. Orta yaş öncesinde ne yiyilip içiliyorsa, sonrasında da aynı hızla devam ediyoruz. Yeni yıl da kebap, tatlı, pirinç pilavı, kızartma, humus gibi yiyeceklere ve alkole fren yaptırtmalı.
Bir de şu sigaraya… Babalarımızın içtiği sigara ne de olsa organikti. Şimdikilerin içinde pek çok kimyasal katkı maddesi bulunuyor. Kanserin kanıtlanan nedenlerinden biri de sigara. Yeni yıl hedefine sigarayı bırakmayı koyan okurlarımın aynı zamanda Ufuk Genç’ten (07956 470 453) profesyonel destek almalarını da öneriyorum. Dostlarım yıl boyunca yazılarıma göz attığınız için sizlere teşekkür ediyor ve sizlere eskisinden daha iyi bir yıl diliyorum. Ve, “yazılarımda sürç-i lisan ettiysem affola” diyorum…
- Soyguncu havayolu şirketlerine karşı kampanya
- Ankara Anlaşmalı öğrencilerin haklı kampanyası
- ‘Universal Credit’ dedikleri ?
- 2 Mayıs’taki oyum
- Oxford Street’de Urfa’daki işçileri desteklemenin erdemi
- Namık Kemal’in Londra’daki izi
- İngiltere’de emekli maaşı 50 paket sigara karşılığında
- İki ülkede belediyecilik karşılaştırması (II)
- İki ülkede belediyecilik karşılaştırması (I)
- İngiltere laikliği sağlamlaştırıyor