Sağlık alanında yürüttüğü çalışmalarla tanınan İngiltere Türkiye Sağlık Elemanlığı Birliği (İTSEB) Cemevi’nde aile içi şiddet konulu bir seminer düzenledi.
Geçtiğimiz hafta sonu İAKM-Cemevi binasında düzenlenen toplantıya, İTSEB ve Cemevi üyesi çok sayıda kişi katıldı. Toplantının açılışında konuşan Dr Ali Demirbağ, İTSEB olarak Londra’da Türkçe konuşan topluma yönelik çalışmalarını her alanda sürdürdüklerini söyledi. Son günlerde Türkiye’de kadınlara yönelik şiddete değinen Demirbağ, aile içi şiddet başta olmak üzere kadınların yaşadığı tüm sorunlara karşı farkındalık yaratmak amacında olduklarını söyledi.
Bu amaçla seminerler ve etkinlikler düzenleyerek halk ve profesyoneller arasında farkındalık yaratmaya çalıştıklarını ifade eden Demirbağ, şunları söyledi: “Farklı kurumlarda yaptığımız seminerlerde önümüze çıkan tablo birçok kişinin aile içi şiddeti algılamaları sadece eşler arasında olan ve salt fiziksel şiddet içerikli bir eylem olduğu doğrultusunda olduğunu gözlemledik. Biz ve bizimki gibi kurumların amacı halkı bu konuda bilgilendirme ve yardım için hangi kurumlara başvurmaları gerektiğini bildirerek psikolojik ve lojistik destek sunmaktır.
Toplantıya katılan Psikolog Pınar Demir Öntaş da, “Aile içi şiddet denildiğinde ilk akla gelen fiziksel şiddettir, fakat aile içi şiddet yelpazesi başta fiziksel şiddet olmak üzere, psikolojik, cinsel, parasal ve duygusal istismarı da içerir” dedi. Son yıllarda bu yelpazenin daha da genişletilerek zorla evlilik ve namus cinayetlerinin de eklendiğini kaydeden Öntaş, “Bir olayın aile içi şiddet olarak tanımlanması için kişilerin 16 yaş ve üzeri olup evli, sevgili aynı çekirdek aile veya geniş aile bireyleri olmaları gerekir” diye konuştu.
KADINLAR DA ŞİDDET UYGULUYOR
İçişleri Bakanlığı suç istatiklerine göre; İngiltere genelinde haftada iki kadının eşleri ya da partnerleri tarafından öldürüldüğüne dikkat çeken Psikolog Öntaş sözlerini şöyle sürdürdü: “Şiddete maruz kalan sadece kadınlar olmayıp her 7 erkekten 1’i eşleri ya da sevgilileri tarafından şiddete uğramaktadır. Erkekler genel olarak fiziki güçlerini kullanarak şiddet uygularken kadınlar daha çok suç aleti kullanarak ( bıçak, çatal v.b) şiddet uygularlar. Şiddetin birçok nedenleri olup bu mazeretler kişiden kişiye değişmektedir, fakat sorunun temelinde yatan sebep bir insanın diğer insan üzerinde güç ve kontrol uygulaması ile hükmetmeye çalışma çabasıdır”.
Öntaş, “Makam, din, ırk, cinsiyet, eğitim seviyesi ve kültür fark etmeksizin dünyanın her yerinde her toplumunda önemli bir sorundur. Özellikle kadınlar için hamilelik çok kritik bir süreçtir çünkü bu dönemde şiddet, yoğunluğu ve olayların ciddiyet seviyesinde artış gözlenmektedir” dedi.
Şiddete uğrayan insanların yardım almakta gecikmelerinin pek çok nedenleri olduğunu ifade eden Demir Öntaş , “Bu sebeplerden en başta gelenlerden biri çocukları nasıl etkileyeceği, çevrelerinin nasıl tepki vereceği, hatta Sosyal Servis’lerin çocuklarını ellerinden alacakları korkusudur.
Şiddet ve istismar ne sebepten ötürü olursa olsun yanlıştır, hiçbir şahısın diğer bir şahıs üzerinde baskı, şiddet, tehdit ve sindirme uygulama hakkı yoktur, bu gibi tutum ve davranışlar insan haklarına yönelik bir tacizdir” şeklinde konuştu.
Öntaş konuşmasında, aile içi şiddetin toplumsal bir sorun olduğunu ve İngiltere Sağlık Bakanlığı’na verdiği bütçe mali yükün senede £3.1 milyar dolayında olduğunu söyledi.
Pınar Demir Öntaş, “Belediyeler, sosyal servis, polis ve diğer yardım kurumlarının aracılığıyla bu soruna çözüm getirebilmek adına ciddi çalışmalar yapmaktadırlar. Enfield bu konuda en çok başarı kateden belediyelerin içindedir” dedi.