Londra merkezli Türkiye Araştırmalar Merkezi ‘2013 yılında Türkiye’de Demokrasi Politik Gelişmeler’ konulu bir toplantı gerçekleştirdi. İngiliz Parlamentosu’nda düzenlenen ve Muhafazakar Partili Milletvekili Stuart Andrew’un ev sahipliği yaptığı toplantıya konuşmacı olarak İstanbul Aydın Üniversitesi Türkiye Araştırmaları Merkezi Başkanı Zeynep Banu Dalaman, Oxford Üniversitesi’nden Kerem Öktem ve King’s College öğretim üyesi Dr Bill Park konuşmacı olarak katıldılar.
Enerji analisti Sıddık Bakır’ın moderatörlüğünü yaptığı toplantıda ilk sözü alan Banu Dalaman, geçen yıl Türkiye’de yaşanan önemli gelişmeleri hatırlatarak, AK Parti, CHP, MHP ve BDP açısından değerlendirdi. Konuşmasında 2013 yılının ‘Yeni Türkiye’nin inşa edildiği bir yıl olmadığını belirten Dalaman, 2002 yılında daha çok özgürlük vaadi ile iktidara gelen Ak Parti’nin, özellikle 2011 seçimlerinden sonra Sünni İslam anlayışını pekiştiren bir yönetim anlayışı izlediğini savundu. Araştırmaların, geçen yıl yaşanan Gezi protestolarına katılanların önemli bir bölümünün Alevi kökenli olduğunu gösterdiğini ileri süren Banu Dalaman, bu yönü ile protestoların Ak Parti’nin Sünni bir iktidar modeline tepkiyi de yansıttığını kaydetti.
Dalaman konuşmasının ardından soru-cevap bölümünde yaptığı ilginç bir değerlendirme de ise, Gülen hareketinin sivil toplum hareketi olarak nitelendirirken, “Bu hareket olmasaydı, Türkiye’de yaşayanlar yolsuzluk skandallarından haberdar olmayacaklardı” dedi.
Daha sonra söz alan genç akademisyen Kerem Öktem ise, Türkiye’nin 17 Aralık’ta yapılan yolsuzluk operasyonlarından bu yana kriz ortamı içerisinde olduğunu söyledi. Türk demokrasisinin bu krizin sonunda ayakta kalıp kalmayacağının önemli bir soru olduğunu belirten Öktem, Türkiye’nin uluslararası sermaye girişi ile desteklenen bir kalkınma modeli izlemesinin, olumlu gelişmelere rağmen ekonomik yapıyı yolsuzluklara karşı zayıf bıraktığına işaret etti.
Konuşmasında Ak Parti ve Gülen Hareketi arasındaki mücadeleye de değinen Kerem Öktem, “İdeolojik olarak Müslüman Kardeşler geleneğine yakın olan Milli Görüş kökeninden gelen Ak Parti ile dünyanın her yerinde okullar ve işyerleri işleten Gülen hareketi, dershanelerle başlayan büyük bir güç kavgasının tarafları halindedir” dedi. Soruşturma ve polis operasyonlarının politik motivasyonla yapılıyor olsa da, ortaya çıkan ses kayıtları ve yolsuzluk olaylarının şok edici olduğuna işaret eden Öktem konuşmasına şöyle devam etti:
“Türkiye’nin imajı ciddi bir biçimde zedeleniyor. Ülke, 90’lı yıllardaki yolsuzlukların hüküm sürdüğü ve temel hakların korunmadığı bir atmosfere doğru geri gidiyor. Başbakan Tayyip Erdoğan gücünü, partisinin menfaatleri yönünde kullanıyor. Görünen o ki, gelecek seçimlerde de Ak Parti iktidarda kalacak ve bu durum Türkiye’ye her geçen gün daha fazla bedel ödetecek.”
Aralarında İngiliz milletvekilleri ve Lordlar Kamarası üyelerinin de bulunduğu yoğun bir izleyici grubunun takip ettiği toplantının son konuşmacısı Dr Bill Park oldu. Konuşmasında Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Tayyip Erdoğan arasındaki ilişkiye vurgu yapan Park, “Bu ilişki, Türkiye’nin içinde olduğu durum için hayati bir önem taşımaktadır. Erdoğan’a karşı durabilecek tek güç Cumhurbaşkanı’ndan gelebilir” dedi. Gül’ün internet yasa tasarısı ve 2.yargı reformuna ilişkin düzenlemeleri veto etme yetkisine sahip olduğuna dikkat çeken Bill Park, Cumhurbaşkanı’nın veto yetkisini kullanacağına da ihtimal vermediğini söyledi.
Park, “AKP projesi çökmüştür. Gülen hareketi ve AKP arasında yaşananlar gerçek anlamıyla bir savaştır. Ak Parti’nin iktidara geldiği 12 yıl önce Türkiye’ye yönelik düşüncelerim daha iyimserdi. Maalesef bu iyimserliği korumuyorum. Kötümser olduğum da söylenebilir” diye devam etti.