Astroloji ve Mevsimler (2)

Bu yazı 1 Temmuz 2014 tarihinde yayınlanmıştır

Geçen haftaki yazımızda İlkbahar ile birlikte, Güneş’in Koç burcuna geçişiyle Astrolojik yılın başlamış olduğundan bahsetmiştim. Artık yeni girişimler, heyecanlar ve başlangıçlar için yeterince enerjiye sahip oluruz.
Koç burcundan sonra Güneş Boğa burcuna geçer ve burada 1 Aylık süre içerisinde yapılan tüm çalışmalar ve girişimlerin bizlere sağlayacağı faydalar ile meşgul oluruz. Başlattığımız işlerin hangi doğrultuda hareket edeceği ile ilgili farkındalık elde ederiz. Tohumların köklenmeye başladığı zamanlardır.
Güneş’in Boğa burcuna geçtiği zamanlar, toprağın daha verimli olabilmesi için sıkı bir çalışma içerisine girdiğimiz, daha verimli ve üretken olduğumuz zamanlardır. Doğum haritamızda Boğa burcunun bulunduğu alan, maddi ve manevi güvence arayışı içerisinde olduğumuz alanı, sahip olma ihtiyacımızı, ve değişik yollarla sonuca ulaşma ihtiyacı içinde olduğumuz alanı temsil eder.
Toprak grubunun ilk burcu olarak Boğa’nın güçlü bir doğa ile bağı olmasının yanı sıra, zevke duyulan güçlü bir arzusu vardır. Beden, doğal içgüdülerin temeli olarak onun esas evidir. O; iyiyi, kötüyü, doğruyu ve yanlışı idrak edebilmek için içgüdülerine güvenir. Boğanın yaradılışı, sembolize ettiği mevsim gibi kararlılık sergiler; o alışılagelmiş, bilinen şeylere tutunmaya meyillidir ve değişimden yanlış bir algı ile korkar. Çünkü bunun güvenlik hissini bozacağını düşünür. Halbuki bu eğilimi büyük oranda problemlerinin yanısıra başarılarının da sebebidir. Ona göre yaşamı boyunca değerini kanıtlamış bir şeyin değiştirilmesi imkânsızdır.
Tek düzelik; istikrar yaratan güvenilir bir ritüeldir. Güvenli olan bir şeyi neden değişelim ki? Eğer inanç sistemi değerini kanıtlamışsa neden değiştiresin ki? Neden farklı bir şekilde düşünmelisin? Neden kolay olana bağlı kalmaktansa konuları karmaşıklaştırasın ki? Çünkü değişim, ilerleme yaratır ve ilerleme olmadan hiç bir şey gelişim gösteremez. Değişim bu burcun zayıf noktasıdır.