Avrupa’da devam eden deflasyon ve resesyon endişelerinin yanı sıra, Yunanistan’ın genel seçimlerden sonra atabileceği adımlar ile İngiltere’nin birlikten çıkabileceği yönündeki söylemler, Avrupa Birliği’nin geleceğine ilişkin belirsizlikleri artırıyor.
Avrupa Merkez Bankası’nın tam da ülke tahvili alım programlarına hazırlandığı bir dönemde, Avrupa,25 Ocak’ta Yunanistan’da yapılacak olan genel seçimlerden çıkacak sonuca odaklandı.
Yunanistan’ın erken seçime gitme kararı alması, piyasaları yankılanırdı. Yunanistan Başbakanı Antonis Samaras, genel seçimler öncesinde ana muhalefet partisi Radikal Sol İttifak’ın (Syriza) seçimleri kazanması halinde ülkeyi iflasa sürükleyeceğini iddia etti. Ancak buna rağmen, son günlerde yapılan kamuoyu anketlerinde Syriza’nın yarışı önde götürmesi Avrupa’daki endişeleri artırıyor.
Syriza, Yunanistan’ı Euro’dan çıkaracak mı?
Genel seçimler öncesinde, geçmişte yaptığı ve yatırımcıları endişelendiren söylemlerini daha olumlu, bir hale çeviren Syriza’nın, lideri Alexis Tsipras partisinin amacının Yunanistan’ı Euro Bölgesi’nden çıkarmak olmadığını, bunun aksine birlikteliği daha güçlendirmek istediklerini söyledi. Alexis Tsipras ayrıca, partisinin iktidara gelmesi durumunda yıllardır devam eden kemer sıkma programına son verileceği ve kreditörlerle yeniden müzakerelerin başlayabileceği vaatlerinde de bulundu.
İngiltere’den AB için referandum sesleri yükseliyor
Öte yandan en son Avrupa Birliği’nin, İngiltere’den Avrupa Birliği bütçesine ek katkı yapması yönündeki taleplerinden dolayı İngiltere Başbakanı David Cameron ile araları gerildi. Bu yıl yapılacak genel seçimler öncesinde, ülkesinin 1973 yılından bu yana sürdürdüğü AB üyeliğini, en geç 2017’nin sonuna kadar, birlikte kalmak ya da ayrılmak için referandum yapma konusunda kararlı olduklarını belirten Cameron, yakın zamanda katıldığı bir programda referandumun daha erken bir tarihte de yapılabileceğine işaret etti. Partisinin genel seçimi kazanması halinde AB ile ilişkilerde Brüksel ile yeniden müzakereleri yürütmek istiyen İngiltere Başbakanı David Cameron, müzakerelerde AB içerisinde serbest dolaşım gibi konulara sınırlama getirilmesi gerektiğini savunmayı planlıyor. Ancak, AB liderleri ise bunun, AB’nin temel ilkelerine aykırı olduğu gerekçesiyle tepki gösteriyorlar.
Cameron’un söylemlerini, seçim tarihi yaklaştıkça daha da artırması bekleniyor.