KPMG Gayrimenkul Kredileri Barometresi 2016 araştırması açıklandı. Araştırmaya göre, Almanya ve İngiltere tahtını kuzey ülkelerine kaptırıyor.
21 ülkeden yaklaşık 100 bankanın temsilcileriyle görüşülerek yapılan araştırmanın sonuçlarına göre, Çin’deki ekonomik büyümenin yavaşlaması, Rusya ile AB arasındaki gerilim ve Avrupa’daki artan terör olayları belirsizliği körükledi. Birleşik Krallık ve Almanya gayrimenkul yatırım hacminde kan kaybederken ilgi kuzeye kaydı; İsveç ve Finlandiya yeni cazibe merkezleri olma yolunda yükseliyor.
KPMG şirket Ortağı Sinem Cantürk, araştırma ile ilgili şu değerlendirmelerde bulundu: “Gayrimenkul yatırım hacmi Birleşik Krallık’ta yarı yarıya, Almanya’da ise üçte bir azaldı. Fransa, 10 milyar Euro’ya yaklaşan yatırım hacmiyle, 2014 yılında Sinem Cantürk kazandığı üçüncülüğü geri aldı. 2016 yılının ilk yarısındaki en büyük yatırım piyasaları arasında yıllık bazda en yüksek artış Finlandiya ve İsveç’te gerçekleşti. Rusya, Orta ve Doğu Avrupa bölgesi, 2016 yılının ilk yarısında yaklaşık 6.5 milyar Euro toplam yatırım tutarıyla Avrupa gayrimenkul yatırımı hacminde küçük bir pay alabildi. Bölgede 2016 yılının ilk yarısında önemli yatırım faaliyetleri gözlendi ve yatırımlar önceki yılın aynı dönemine göre artış kaydetti.
Yatırımcıların bu bölgede en fazla ilgi gösterdiği ülke Polonya olurken, Macaristan’a gösterilen ilgi de kayda değerdi. Rusya 2016 yılının ilk yarısında geçen yılın aynı dönemine oranla büyüme kaydetti. Çin’deki ekonomik büyümenin yavaşlaması, Rusya ile AB arasındaki gerilim ve artan terör olayları iş dünyasındaki iyimserliği sınırlandıran nedenlerden bazıları… Brexit’in fiili etkileri henüz öngörülemiyorsa da, referandumun sonucu tüm Avrupa’da hatta dünya genelinde yeni makroekonomik ve siyasi belirsizlikler doğurdu. Bunun yanı sıra, Amerikan seçimlerinin sonucu da küresel piyasalardaki belirsizliği arttırarak, beklentilerde değişim yarattı.
Türk ekonomisinin büyüme tahminlerini ülke içi güvenliğin tehdit altında olması, darbe girişimi ve yatırımcı güveninin azalması sonucu ülkeden sermaye çıkışlarının başlaması gibi bir dizi önemli risk unsuru doğrudan etkiliyor.
Amerikan seçimleri sonrası yaşanan gelişmekte olan ülkelerden önemli miktardaki sermaye çıkışları, Türkiye’yi de ciddi şekilde etkiledi”