Türkiye ile Arjantin liderleri aynı yola başvuruyor: Suçu dışarıda aramak. Cristina Kirchner’s Yetkilisi Jorge Capitanich, Arjantin’deki pek çok işadamı ile tüccarın utanç içinde olduğunu dile getirdi.
Türkiye’nin Başbakanı Erdoğan ise, piyasa spekülatörlerini baskı altına aldı. Türk Lirası’nın değer kaybetmesiyle, Erdoğan faiz lobisini suçladı. Gelişmekte olan ülke liderlerinin yarattığı politik baskı piyasaların üzerinde etkili oluyor. Çin’deki yavaşlama ile FED’in parasal sıkılaştırma politikasının yarattığı endişeyle yatırımcıların paralarını çekmesiyle Brezilya’dan Rusya’ya, gelişen ülke para birimleri geriliyor.
WSJ, Meksika, Şili, Brezilya gibi Latin Amerika’nın büyük ekonomilerin para birimleri de son haftalarda her ne kadar büyük darbe alsalar da, liderlerinin çok daha ölçülü tonda tepkilerini gösterdiklerini yazdı. Makaleye göre, bunun nedeni, bu ülkelerin Türkiye ile Arjantin’e kıyasla daha muhafazakar makroekonomik politikalar izlemesi ve kargaşadan çıkabileceğine dair olan inançlarıydı. Örneğin Brezilya, son 10 yılda 380 milyar dolar rezerv biriktirdi. Arjantin’in rezervleri ise yalnızca 29 milyar dolar seviyesinde.
Türkiye’de geçtiğimiz yıl Erdoğan hükümeti, kendisini destekleyen muhafazakalarla, iktidarın giderek büyüyen gücünü tedit olarak gören orta sınıf ile elitlerin savaşı arasında kalmıştı. Türk Lirası Aralık ayı ortasından bu yana yüzde 20 oranında değer kaybederken, kimileri bu durumdan düşük faiz çağrısı yapan Erdoğan’ı sorumlu tuttu. Kriz dönemlerinde dışarıyı suçlamak yeni değil. Arjentina’nın Ekonomi Bakanı Domingo Cavallo, 2001 yılında pezonun dolar karşısında değerini sabitleme girişimine uluslararası fonların engel olduğunu savunmuştu.