AB Komisyonu’nun geçtiğimiz Çarşamba günü, gençler arasındaki işsizliği gidermek ve bölgesel politikalar ile ilgili girişimleri için £110 milyarlık bütçesinde artışa gitmek istediğini açıklaması öfke uyandırdı.
Geçtiğimiz Salı günü Brüksel’de toplanan AB liderleri, Avrupa Parlamentosu seçimlerini ve AB karşıtı partilerin kazanımlarını tartıştı. Salı günkü görüşmeler, liderler için Avrupa Parlamentosundaki sandalye sayılarını iki katına çıkaran AB karşıtı partilerin katılımından sonra birlik içinde gelecekte izlenecek yolu tartışmak için ilk fırsat oldu. 28 üye ülkenin lideri, Salı günü yedikleri akşam yemeğinde önümüzdeki 5 sene içinde izlenecek olan yol haritasını hazırlamak için bir yol bulmaya çalıştı.
Başbakan David Cameron, görüşmelere Brüksel’in “çok büyük, çok otoriter ve çok karışan” bir hal aldığı mesajıyla geldi. Hollanda Başbakanı Mark Rutte da, AB’nin problemlerine cevabın ‘dahaazkuralcıvedahaazsorunyaratan’ bir AB’den geçtiğini belirtti.
Fransız Cumhurbaşkanı François Hollande’da, Fransa’nın birlik sözleşmesinde köklü değişikliklere karşı çıktığını, fakat AB’nin üye ülkelere yaklaşımında ve metodlarında yeniden organize olması gerektiğine inandığını söyledi. Cameron, AB’nin üye ülkeler üzerindeki gücünün dramatik bir şekilde ufalması gerektiği mesajını Brüksel’deki mevkidaşlarına iletti. #
Diğer liderlere yaptığı uyarıda Cameron, geçtiğimiz Pazar günkü AP seçimlerinde mesajlarını açıkca belli eden Avrupa vatandaşlarının görüşlerine saygı duyulması gerektiğini ve bu doğrultuda Brüksel’in elinde tuttuğu bazı güçleri ulusal hükümetlere geri vermesini istedi. Pazar günkü seçim sonuçlarının ardından, Cameron AB içinde değişiklik yapmak adına onunla çalışmak isteyecek liderler bulma konusunda daha şanslı gözüküyor. Cameron özellikle sosyal yardımlar için ülke değiştirenler ve daha fazla gücün ulusal hükümetlere geri verilmesi konusunda diğer ülke liderlerinin desteğini alacağına inanıyor.
Politik uzmanlara göre,ABsözleşmesine değişiklik getirme veya İngiltere’ye özel bir üyelik statüsü verilmesi konusunda destek bulması imkansız.
AB karşıtı partilerin başlattığı tartışmalar…
‘Fringe’ olarak bilinen uç partiler AP seçimlerinde, göçmenlik ve AB’den çıkış konularını gündeme getirerek, öngörülemeyen bir başarı gösterdi. Bahsi geçen sözde uç partiler, politik sahnede en soldan en sağa kadar her görüşe hitap ediyor. Şu anda Avrupa Parlamentosu’nda bu tarz yedi parti bulunuyor.AB’den çıkmak isteyen partilere oy veren seçmenler, birliğe Euro’yu tehdit eden 2008 finansal krizden bu yana en büyük darbeyi vurdu.
Bu partilerin amacı, Avrupa Parlamentosu’nda bir birlik sağlayarak AB’nin dağılmasını sağlamak. Sisteme karşı çıkan partiler şu anda AP’daki 751 sandalyenin %30’unu ele geçirmiş durumda. Fakat bu partilerin birbiriyle pek çok konuda uyum göstermiyor olması, Brüksel’deki günlük işleyişi engellemelerini pek mümkün kılmayacak.