Ev fiyatlarında görülen aşırı artış dönemleri geride kalmaya başladı ve özellikle Londra’da olmak üzere, bazı bölgelerde fiyatlar düşüşe geçti.
Yapılan araştırmalar sonucunda ekonomi uzmanları, düşük mortgage faizleri nedeniyle, kira ödemektense ev sahibi olmanın finansal açıdan çok daha mantıklı olduğunu söylüyor.
Capital Economics firması tarafından yapılan araştırmaya göre, yeni bir mortgage anlaşmasına ödenecek aylık faizlerin masrafı, kira fiyatlarından yüzde 62 daha düşük.
Ülke genelinde ortalama ev kiralarının 859 sterlin olduğunu gösteren araştırmaya göre, yeni bir mortgage anlaşmasının ortalama aylık faizi ise 323 sterlin.
2010 ve 2018 yılları arasında, mortgage anlaşmalarındaki ortalama faizler, ortalama kiralardan yüzde 55 oranında daha azdı.
2000’li yıllarda ise mortgage faizi ödemek, kira ödemekten yalnızca yüzde 27 daha ucuza geliyordu.
UK Finance tarafından yayınlanan ve bu yılın ikinci çeyreğini kapsayan veriler, ilk evini alan kişi sayısının ülkenin her bölgesinde geçen seneye göre artmakta olduğunu gösteriyor. Bu dönemde Londra’da, ilk kez ev alanlara yönelik 9 bin 960 tane yeni mortgage anlaşmasının tamamlandığı belirtildi.
Bu rakamın, geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 1,2 daha fazla olduğu ifade ediliyor. Capital Economics’ten Hansen Lu, konuyla ilgili şu açıklamalarda bulundu: “Ev fiyatlarındaki hızlı ve sürekli artış dönemi sona ermiş gibi görünüyor. Bu durumda bile, ev sahibi olmanın getireceği masraflar, kira ödemekle kıyaslanınca daha avantajlı ve bu durumun böyle devam etme ihtimali yüksek.”
Ev fiyatları enflasyonu, 2016 yılındaki Brexit referandumunun ardından yavaşlamaya başladı. Bunda özellikle Londra’da ve Londra çevresindeki evlerin fiyatlarında görülen düşüşlerin büyük etkisi oldu. Hükümet tarafından yayınlanan veriler, Haziran ayına kadar geçen bir yıllık sürede ülke genelindeki ev fiyatlarının yüzde 0,9 oranında arttığını gösteriyor. Böylelikle, ülke genelindeki ortalama ev fiyatları 230 bin sterlin oldu. Ayrıca bu artışın, 2012 yılından bu yana görülen en zayıf fiyat artışı olduğu belirtiliyor.
Emlak acentesi Savills’e göre, Brexit konusundaki belirsizlikler konut piyasasını kötü etkiliyor ve satışlar, küresel boyuttaki finansal kriz döneminden bu yana görülen düşük seviyede. İngiltere Merkez Bankası tarafından yapılan tahminlere göre de Brexit’in anlaşmasız bir şekilde gerçekleşmesi halinde, ev fiyatlarında yüzde 30’a kadar varacak bir düşüş olabilir. Buna rağmen, Capital Economics’ten Hansen Lu’ya göre, ev fiyatlarında bir çökme yaşanması veya faiz oranlarında keskin bir artış olması kısa dönemde ev almanın cazipliğini oldukça düşürecek olsa da satın almanın kiralamaya tercih edilebileceğini söylüyor. Capital Economics tarafından yapılan açıklamalarda, son on yılda mortgage ödemelerinin, genel olarak kira fiyatlarına uyumlu şekilde inişli çıkışlı bir görüntü çizdiği belirtildi. Buna rağmen, düşük faiz oranlarının, ödemelerin daha büyük kısmının borç alınan ana parayı ödemek için kullanıldığı anlamına geldiği ifade ediliyor.
Bu durumun bir masraf olarak kabul edilmediği, çünkü bu ödemeler sonucunda, hakların ev sahibine devredildiği belirtiliyor. Açıklamalara göre, 1980’li ve 90’lı yıllarda, yeni bir mortgage anlaşmasında yapılacak geri ödemelerin yüzde 80 veya 90’lık kısmı faizler için ödeniyordu. Bu oran 2010’larda yüzde 50’lere, geçen yıl ise yüzde 41’e düşmüş durumda.