Yüksek Mahkeme’nin kadın tanımına ilişkin kararı, trans bireylerin toplumsal yaşama katılımını tehdit ediyor.
Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Michael O’Flaherty, İngiltere Yüksek Mahkemesi’nin kadın tanımına ilişkin kararının ardından trans bireylerin kamusal alanlardan dışlanabileceği uyarısında bulundu.
Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Michael O’Flaherty, İngiltere Yüksek Mahkemesi’nin kadın tanımını biyolojik cinsiyetle sınırlayan kararının trans bireyleri kamusal alanlardan dışlayabileceğini söyledi. O’Flaherty, insan haklarının “sıfır toplamlı bir oyun” olarak görülmesinin tehlikeli olduğunu vurguladı.
Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Michael O’Flaherty, İngiltere Yüksek Mahkemesi’nin kadın tanımını biyolojik cinsiyet üzerinden yorumlayan kararının ardından, trans bireylerin kamusal alanlardan dışlanma riskiyle karşı karşıya kalabileceği uyarısında bulundu.
O’Flaherty, bu kararın ardından İngiltere’deki trans bireyler için ayrımcılığın artmasından endişe duyduğunu belirtti.
Eşitlik Yasası’nda biyolojik tanım tartışması
Nisan ayında verilen Yüksek Mahkeme kararı, Equality Act 2010 (Eşitlik Yasası 2010) kapsamındaki “kadın” tanımının biyolojik cinsiyet anlamına geldiğini hükme bağlamıştı.
Kararın ardından Eşitlik ve İnsan Hakları Komisyonu (EHRC), geçici bir rehber yayımlayarak trans bireylerin yaşadıkları cinsiyete göre kamuya açık tesisleri kullanmalarını fiilen yasaklayan bir yaklaşım benimsedi.
Bu geçici talimatlar, tek cinsiyetli alanların korunması için işletmelerin doğum belgesi talep etmesine olanak tanıyor.
EHRC’nin resmi rehberi geçtiğimiz ay Kadın ve Eşitliklerden Sorumlu Bakan Bridget Phillipson’a sunuldu. Phillipson, aynı zamanda Eğitim Bakanı olarak, rehberin kabul edilip edilmeyeceğine karar verecek.
“İnsan hakları sıfır toplamlı bir oyun değildir”
O’Flaherty, Birleşik Krallık Parlamentosu’nun İnsan Hakları Ortak Komitesi ile Kadın ve Eşitlik Komitesi başkanlarına yazdığı mektupta, ülke genelinde insan haklarının “sıfır toplamlı bir oyun” gibi ele alındığını belirtti.
“Bu yaklaşım, trans bireyler hakkında önyargılara dayanan anlatıların güçlenmesine yol açtı ve onların insan haklarının korunmasını, diğer grupların haklarına bir tehdit gibi gösterdi,” dedi.
O’Flaherty, bu tür bir yaklaşımın, mahkeme kararının yanlış yorumlanması halinde trans bireylerin birçok kamusal alandan dışlanmasına yol açabileceğini söyledi.
“Bu durum, trans bireylerin topluma tam ve eşit biçimde katılımını ciddi şekilde engelleyebilir,” ifadelerini kullandı.
“Kapsamlı dışlama, zorunlu ifşaya neden olur”
O’Flaherty, trans bireylerin durumu hakkında geçtiğimiz haftalarda İngiltere’yi ziyaret ederek bilgi topladığını belirtti.
Ziyaretin ardından yaptığı açıklamada, kamusal alanlardan dışlanmanın yalnızca “kesinlikle gerekli ve orantılı” durumlarla sınırlanması gerektiğini söyledi.
Yetkiliye göre, cinsiyete göre ayrılmış alanlara yönelik “genel yasaklar” veya “genel politikalar”, trans bireyleri kimliklerini ifşa etmeye zorlayabilir.
“Bu, kişilerin doğumda atanan cinsiyetlerinin sorgulanması ya da görünür şekilde trans olduklarının anlaşılmasıyla dolaylı yoldan gerçekleşebilir,” dedi.
O’Flaherty, böyle bir zorunlu veya rızasız ifşanın, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 8. maddesi kapsamında özel hayatın gizliliği hakkının ihlali anlamına geldiğini hatırlattı.
“Mahremiyetin ötesinde, kişinin doğumda atanan cinsiyetini açıklamaya zorlanması, onu taciz, istismar ve hatta şiddet riskine açık hale getirebilir,” uyarısında bulundu.
Kadın haklarıyla trans hakları karşı karşıya gelmemeli
Yüksek Mahkeme’deki dava, “For Women Scotland” adlı cinsiyet eleştirel grup tarafından açılmıştı.
Grup, kararın ardından yeni politika ve rehberlerin gecikmesinden hükümeti eleştirmişti.
O’Flaherty, kadın haklarının güçlendirilmesinin önemini vurgulamakla birlikte, trans bireylerin haklarını kısıtlayan bir söylemin tehlikelerine dikkat çekti:
“Kadınlara ve kız çocuklarına yönelik şiddeti önlemeye yönelik önlemler güçlendirilmelidir. Ancak bu tartışmanın trans bireylerin insan haklarını sınırlayacak biçimde yürütülmesi, bu sorunu çözmek için gereken kapsamlı ve kanıta dayalı yaklaşımı zayıflatır.”
Sonuç: İnsan haklarında denge çağrısı
Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri, İngiltere’ye trans bireylerin korunması için net ve insan haklarına dayalı rehberlik oluşturma çağrısında bulundu. O’Flaherty, “Toplumun hiçbir kesimi haklarından feragat etmeye zorlanmamalı. İnsan hakları, bir grubun kazanmasının diğerinin kaybetmesi anlamına gelmemelidir,” ifadeleriyle çağrısını sonlandırdı.