Turgut Esendağlı

Hava bir açıyor bir kapıyor. Yü­zünü göstermek için adeta yavaş yavaş ilerlerken güneş, ona nispet bulutlar da önüne geçmek için ya­rış tutuyor.

Öncelikle geçen yılın şampiyonu Galatasarayı incelersek, oturmuş takımı ve uyum içerisinde çalışan bir teknik kadrosu oluşu nedeni ile diğer takımlara nazaran yola çıkarken yarışa bir iki adım önde başlıyor yorumunu yapmak yanlış olmayacak kanısındayım.

Dünyada bir ilk gerçekleşti ve Türkiye’de bir maça girmeden önce alkol taraması yapıldı. Böyle bir uygulamayı başlatma­nın sebebi doğrusu ilgimi çekti.

Gezi olay­larında başlayan ‘İstanbul United’ anlayışı ile maça gidecek taraftar­ların göstereceği yaklaşım belkide sezon içerisinde oynanacak lig karşılaşmalarında olması gereken gibi her iki takımında seyircisinin yer aldığı bir uygulamaya dönüşü sağlayabilir.

Galatasaray 2000 yılı öncesi yakaladığı havaya artısı ile geri döndü. Başkanın bu yöndeki ça­baları ve bu havayı geçmişte ya­kalarken teknik pardon olarak gö­rev yapan aynı ismin görev başında olması Galatasaray’ın bu konuda başarıyı yakalamasını kolaylaş­tıracak görüntüsü veriyor.

Yıllardır başkalarına gıpta ile bakarak nasıl birlik olduklarını ve başarılı olduklarını söyler kendi toplumumuzda yaşanılan iç çekişme ve çekememezliği dile getiririz.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde seçimler gerçekleşti. Ha­rika bir olgunluk içerisinde demok­ratik ve herkesin her şeyi rahatça söyleyebildiği kimsenin diğerinin baskısı altında ezilmediği bir or­tamda müdahalecilik konusunda uzman Türkiye kanadına rağmen halk her yönü ile istediği kişileri ve partileri parlamentoya taşıdı.

Fenerbahçe camiası büyük bir inanç ve gururla belki de dünyada örneği görülmemiş bir direnç gös­tererek başkanlarını ve kulüplerini tüm dünyaya karşı savundu.Tüm dünya diyorum çünkü bu güne kadar Fenerbahçeli olmayıp da bu takıma sempati duyan birine hiç rastlamadım.