Ligler başlıyor ve her yıl olduğu gibi sırada Super Kupa var. Sezona kupa alarak moralli başlamak isteyen her iki takımında bu maça özen göstereceği kesin. Gezi olaylarında başlayan ‘İstanbul United’ anlayışı ile maça gidecek taraftarların göstereceği yaklaşım belkide sezon içerisinde oynanacak lig karşılaşmalarında olması gereken gibi her iki takımında seyircisinin yer aldığı bir uygulamaya dönüşü sağlayabilir.
Bu maçta oyuncu, yönetici ve antrenörlere, tribünleri yönlendiren taraftar kitlelerine büyük görev düşüyor. Avrupa’da başka bir ülkede benzeri olmayan tek takım seyircili maç uygulamasına son vermek için büyük bir şans kapımızda. Galatasarylı olarak bu karşılaşmadan galip gelmek müzemize bir kupa daha koymak ben de isterim ama eğer bunun karşılığında dostluk ve insanlığımızı kaybedeceksek hiç olmasın daha iyi. Maç öncesi her iki takımın yöneticisinden taraftarına sporcusundan, antrenörüne dostluk gösterisi içerisinde olalım. Maç süresince tribünde taraftar sahada oyuncular kendi takımları için mücadele ve tezahürat yapsın, ancak maç bitiminde kazananı alkışlama gibi bir büyüklük gösterelim ve kupa sahanın neresinde alınırsa alınsın mutlaka sevinç yaşanmasına engel olmayalım.
Sporda sevincin istenildiği gibi yaşanmadığı, rakibin galibiyetini hoşgörü ile karşılamadığı yerlerde çıkan üzücü olaylar kitlelerin sahalardan uzaklaşmasına, kaliteli, futbolcuların o ülkeye gelmesine, takımlarının ceza üstüne ceza almasına ve dolayısı ile başarısız olmalarına zemin hazırlar. Ben bu maçta bir Galatasaray’lı olarak sarı kırmızılı kaşkolumu takacağım ama bu güne kadar hiçbir zaman rakibime maç öncesi söylemediğim ‘başarılar’ kelimesini Fenerbahçe içinde kullanmak istiyorum.
Buna ülkemizin, futbolumuzun ve insanımızın ihtiyacı olduğu kanaatindeyim. Hepinizi candan kucaklar tüm spor camiasının ve halkımın bayramını kutlarım.