
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde seçimler gerçekleşti. Harika bir olgunluk içerisinde demokratik ve herkesin her şeyi rahatça söyleyebildiği kimsenin diğerinin baskısı altında ezilmediği bir ortamda müdahalecilik konusunda uzman Türkiye kanadına rağmen halk her yönü ile istediği kişileri ve partileri parlamentoya taşıdı. Eşek demeye artık dilimizin varmadığı Kadife’nin dahi panolarının asılarak seçime aday olduğunu açıklamasının bile kimse tarafından yadırganmadığı bir ortamda İktidar partisi kendi içinde yaşadığı bölünme sonrasında kan kaybederken seçimden birinci parti çıkmadığı taktirde istifa edeceğim diyen ve ancak 3. olan Demokrat Parti ve lideri Serdar Denktaş dahi seçim sonrası iktidar hesapları içerisinde keskin tavrından vazgeçmiş görünüyorlar. Partinin yapamadığını halkın gerçekleştirmesi ve İrsen Küçük’ü seçimlerde parlamentoya göndermemesi UBP için dönüm noktası niteliğinde.
Tepki olarak sandığa gitmeyenler veya karma oy kullananlar seçimlere ayrı bir renk ve değer katarken Sol partilerin toplam 24 milletvekilinde kalması sağ partilerin kendi arasındaki sorunlara rağmen 26 vekile ulaşması seçimlerden birinci parti olarak çıkan CTP’nin seçimlerin esas galibi olarak nitelendirilmesi görüşünün biraz yanlış olduğu düşüncesindeyim. Şimdi kurulacak koalisyon hükümeti ülkeyi yönetirken daha göreve başlamadan birbirlerine verecekleri tavizler nedeni ile halka söz verdiklerini yerine getirmekten uzak bir görüntü içerisine girecek.
Bu da yine muhalefetteki partilerin işine yarayacağından hükümete girip girmeme konusunda herkesi iki defa düşünmesi gereken bir tablo ile karşı karşıya bırakıyor.
Hükümet kurma görevinin öncelikle CTP’ye verilmesi bekleniyor. Olası bir CTP – DP iktidarı daha önce denenmiş ve o zaman daha güçsüz olmasına rağmen DP ile yapılan ortaklık başarılı bir uygulamayı sağlayamamıştı.
Bu seçimlerde daha güçlü çıkan DP ile yapılacak pazarlık çetin geçecek gibi görünüyor. DP dışındaki seçeneğin ise UBP olması bütün değerlerin bir kenara bırakılması anlamını geleceğinden, böyle bir hükümet modeline her iki tarafın tabanından da olası bir Kıbrıs sorunu çözümü dışında hiçbir şekilde destek gelmeyeceği açık. Bence Eroğlu ve Denktaş kırgınlık dönemi bu seçimler vesilesi ile son bulacak görünüyor.