Adet öncesi dönemi sendromu (Premenstrüel sendrom-PMS), üreme çağı kadınlarda periyodik olarak her ay aynı zamanda gözlenen, genellikle adet dönemi öncesi başlayıp periyot tamamlanana kadar devam eden ve bazı şikayetlere neden olan bir rahatsızlıktır.
Bu dönemde, ruhsal durumda değişmeler, aşırı hassasiyet, sinirlilik, gerginlik, iştah artışı, karbonhidrat ve alkole karşı aşırı istek duyma, göğüslerde şişkinlik gerginlik hissi, karında şişkinlik ve baş ağrısı gibi rahatsızlıklar gözlenir.
PMS semptomları kadınlar arasında farklılık gösterebilir. Çoğu kadın, bu belirtileri orta şiddette yaşarken, daha az bir kısmı ilaç kullanmaya gereksinimi olacak kadar şiddetli yaşayabilmektedir. Her bir kadının PMS semptomları aydan aya bile farklılık gösterebilmektedir. Adet öncesi sendromunun kesin nedeni henüz bilinmemektedir. Ancak yumurtalıklar tarafından üretilen hormonlar, özellikle progesteron hormunu beyindeki bazı nörolojik kimyasalları etkileyerek adet öncesi semptomlarına sebep olabilir. Şeker hastalığı, besin alerjiler ya da hassas bağırsak hastalığı gibi kronik bir hastalığa sahip olmak, adet öncesi dönemi sendromundan muzdarip olma yatkınlığını arttıran bir faktördür.
Adet Öncesi Dönemde Nasıl Beslenmeli?
Adet öncesi çoğu kadın normal dönemlere göre daha çok açlık hissetmektedir. Bu durum, bu dönemde artan metabolizma hızından da kaynaklı olabilir. Adet öncesi dönem semptomlarını hafifletmek için sağlıklı beslenmek iyi bir başlangıçtır. Her besin grubundan çeşitli besinleri yeterli miktarlarda tüketerek dengeli beslenmek, aşırı miktarda tuz, alkol, kafein, doymuş ve trans yağ asitlerinden kaçınmak sağlıklı beslenmenin temel esaslarındandır. Şeker, beyaz ekmek, şekerli içecekler gibi basit karbonhidratlardan uzak durarak, esmer ekmek, esmer pirinç, tam tahıllı buğday ürünleri gibi kompleks karbonhidratlar içeren bir beslenme tarzı, period öncesi kan şekeri dalgalanmalarından kaynaklı hassasiyetin azaltılmasına katkı sağlamasının yanı sıra iştah artışının engellenmesine de yardımcı olacaktır. Ayrıca kompleks karbonhidratlara dayalı beslenmenin ve tüketilen karbonhidrat miktarları da göz önünde bulundurulduğunda, vücutta iltihap göstergelerini azalttığı ve bunun da adet öncesi dönemi semptomlarının azalmasını sağladığı gösterilmiştir.
Beslenmeyle kalsiyum ve vitamin D miktarlarının yeterli tüketilmesi de adet öncesi dönem semptomlarını azaltmaya yardımcı olacaktır. Kalsiyum tabletlerinin ve vitamin D alımının adet öncesi ağrı ve baş ağrısını hafifletmeye yardımcı olduğuna dair bir çok çalışma vardır. Fakat daima en iyisi kalsiyumu süt ve süt ürünleri tüketerek, vitamin D’yi ise yağlı balık, yumurta ve vitamin D ile zenginleştirilmiş yağlar, kahvaltılık gevrekler gibi gıdalar tüketerek almaktır.
Tam tahıl kahvaltılık gevrekleri, et, süt, fasülye gibi B1 VE B2 vitaminleri içeren gıdaların tüketimi de adet öncesi dönem semptomlarının görülme sıklığını azaltabilmektedir. Alkol tüketimi, adet öncesi dönem semptomlarını daha da şiddetlendirmektedir. Ayrıca alkol, vücutta bulunan ve bazı B vitaminlerini içeren depoların boşalmasına sebep olmaktadır. Alkol tüketiminden kaçınmak en iyisidir. Balık yağı ve besinlerden yeterince kalsiyum, vitamin D, demir, çinko, B1 ve B2 vitaminleri almak bu semptomların hafifletilmesine yardımcı olacaktır.