Cleveland Kliniği tarafından yapılan araştırmada, iyi diferansiye tiroit kanseri sebebiyle ameliyat edilen ve radyoaktif iyot (RAİ) tedavisi uygulanan hastalarda, erken dönemde akut miyeloit lösemi (AML) ve kronik miyeloit lösemi (KML) riskinin anlamlı derecede artmış olduğu ortaya çıktı.
Araştırma kapsamındaki 148.215 hastanın % 53’ üne sadece cerrahi müdahale yapılmışken % 47’ sine ise ameliyattan sonra RAİ tedavisi uygulanmıştı.
6.5 senelik bir medyan süre sonunda 417’ si sadece cerrahi müdahale yapılanlarda ve 366’ sı da cerrahiden sonra RAİ tedavisi yapılanlarda olmak üzere toplam 783 hastada hematolojik bir malignite geliştiği belirlendi.
Bu hastalarda AML ve KML’ ye ilave olarak KLL, ALL, Hodgkin, non- Hodgkin lenfomalar ve multipl miyelom gelişme riskleri araştırıldı.
1973-2016 seneleri arasında iyi diferansiye tiroit kanseri dolayısıyla RT ile tedavi edilen hastalara ait veriler üzerinde gerçekleştirilen araştırma, ikinci kanser olarak AML gelişen hastaların hayatta kalma süresinin de daha kısa olduğunu gösteriyor. RT’ den sonra risk artışının sadece AML ve KML için geçerli olduğu, AML veya KML’ nin RAİ’ den 1-2 sene sonra geliştiği görüldü.
Araştırmacılar RAİ tedavisinin sadece yüksek riskli hastalık tablosu gösteren hastalara yapılmasını ve RAİ verilen hastaların lösemi bakımından yakından takip edilmesini tavsiye ediyorlar.
RAİ tedavisi nedir?
Halk arasında ‘atom tedavisi’ adıyla bilinen RAİ tedavisi, tiroit kanseri ameliyatlarından sonra uygulanır. Hastalara, laboratuvar ortamında birleştirilen radyoaktif madde ile iyot kapsül şeklinde verilir.İyot ameliyattan sonra kalmış olan tiroit hücreleri ve varsa lenf bezlerindeki metastazlar tarafından tutulur ve radyoaktif madde bu hücreleri öldürür.
RAİ tedavisi gören hasta sayısı, tiroit kanserlerindeki artışa uygun olarak tüm dünyada her geçen gün artıyor.
Kaynak:
https://www.cancertherapyadvisor. com/endocrine-cancer/radioactive-iodine-increases-aml-cml-risk-thyroid-cancer-patients/article/719524/