Araştırmalar kadınlarda omurga kanalının daralmasına bağlı olarak ortaya çıkan bel ve bacak ağrılarında depresyon ile ağrı eşiğinin düştüğünü gösteriyor.
Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Ömür Kasımcan “Bel ağrısı olan hasta çok iyi değerlendirilmeli. Çünkü depresyon, ağrı eşiğini ya da tam tersi bel ağrısı, mevcut olan depresif durumu ağırlaştırabilir. Onun için bel ağrısı olan hastalar detaylı ve multidisipliner bir şekilde ele alınmalıdır” diyor.
Dr. Ömür Kasımcan bel ve boyun ağrılarının sebebi basit bir kas spazmı gibi mekanik bir problem de olabileceğini belirterek şu bilgileri verdi:
“Ancak bu şikayetlere, bel ya da boyun fıtığı, omurga ve omurilik tümörleri, bel ya da boyun kemiklerinin birbirinin üzerinde yer değiştirmesi, travmatik ya da osteoporotik omurga kırıkları ya da omurga, çevre yumuşak doku enfeksiyonu gibi ciddi bir patolojide olabilir.
Bel ya da boyun ağrısı ile başvuran hastanın şikayeti ve bulguları detaylı olarak değerlendirilmelidir. Bütün bunlar altta yatan sebebin ciddi bir hastalık mı yoksa basit bir kas-iskelet sistemi problemi mi olduğunu ortaya koyacaktır. Muayenenin sonucunda yardımcı laboratuvar tetkiklerine başvurulabilir. Bunlar kan (hematolojik, biyokimyasal, mikrobiyolojik testler gibi) tahlilleri, görüntüleme yöntemleri (direkt grafi, bilgisayarlı tomografi, manyetik rezonans gibi) ve kemik yoğunluğu ölçümü olarak sıralanabilir.
Depresyon ağrı eşiğini düşürebilir
Araştırmalar kadınlarda omurga kanalının daralmasına bağlı olarak ortaya çıkan bel ve bacak ağrılarında psikosomatik faktörlerinde rol oynayabileceğini düşündürüyor. O nedenle bel ve boyun ağrısı şikayetiyle gelen hastaların gerekli ölçümleri yapıldıktan sonra multidisipliner bir yaklaşım içinde değerlendirilmelidir. Çünkü bel ağrısı depresyon ve anksiyete gibi birçok psikososyal problemin sonucu olarak da ortaya çıkabiliyor.
Hastaların büyük bir kısmı medikal ya da fizik tedavi ile bel ve boyun ağrılarından kurtuluyor. Ancak kimi zaman hastaya takip ve hatta cerrahi müdahale gerekebiliyor. Başta bel fıtığı olduğu düşünülen hastaların önemli bir kısmında cerrahi tedaviye gerek yoktur.
Ancak hastada konservatif yaklaşımla düzelmeyen şiddetli ağrılar, bu ağrılarla eşlik eden kuvvet kaybı, idrar tutamama gibi klinik tablo mevcutsa acil cerrahi tedavi gerekli olabilir. Cerrahi kararı verirken çok dikkatli davranmalı, hasta ile tedavinin her aşamasını paylaşılarak ve mevcut patoloji için en uygun cerrahi yöntem belirlenmelidir.
Tek mesafe bel fıtığı olan bir hastanın ek başka problemi yok ise ve cerrahi endikasyonu varsa ameliyattan yararlanma olasılığı yüzde 90-95 olarak çeşitli kaynaklarda belirtiliyor.”