Bilim insanlarına göre yapılan ilik naklinin ardından HIV virüsünden kurtulan iki erkeğin, aylardır AIDS ilacı almamasına rağmen virüsün geri döndüğüne dair bir işaret göstermediklerini açıkladı.
Haberler, gelecekte var olan AIDS ilaçlarının yerini bir tedavinin alabileceğini gösteriyor. HIV virüsü ilaçları şu anda sadece hastalığı basitçe yönetiyor. Ancak doktorlar, tedavinin kalıcı olup olmayacağını belirleme konusunda dikkat çağrısında bulunuyor. İki erkek, 30 yılı aşkın bir süredir HIV virüsü taşıyordu. İkisinde de kanserin bir türü olam lenfoma görülmüş ve Boston’daki bir klinikte doktorlar bir kaç yıl önce hastalara sağlıklı kemik iliği nakletmişti.
Kısa süre sonra iki erkek de HIV virüsünden kurtulurken, bu yılın başından beri AIDS ilacı almamalarına rağmen virüsün yinelemediği kaydedildi. Hastaların birisinin 15, diğerininse 7 hafta boyunca virüsün yenilemesini engelleyici nitelikle ilaçlar aldığı kaydedildi. Sonuçlar geçtiğimiz çarşamba Kuala Lumpur’da yapılan Uluslararası AIDS Toplumu’nun konferansında duyuruldu.
Doktorlara göre nakledilmiş bağışıklık sistemi hücreleri, hastaları HIV’den etkilenmekten koruyor. Genellikle ilik nakli alanlar, nakil işleminden sonra kemoterapi almak için kemoterapiye giriyor. Ancak iki hastanın da sadece düşük sayılabilecek dozda kemoterapi aldığı belirtiliyor.
Benzer bir sonuç da “Berlin hastası” olarak bilinen ve tedavi edilen ilk AIDS hastası olan Timothy Brown’da elde edildi. Ancak bu hastanın kemik iliği, CCR5 genindeki bir mutasyon nedeniyle HIV’e karşı direnç taşıyan nadir bir donörden gelmişti.
İki Bostonlu hasta ise bu hücreleri, mutasyonsuz olarak aldı. Böylece tedavide, mutasyondan çok, nakil işleminin kendisinin önemli olabileceği düşünülmeye başlandı.
Ancak doktolar ilik naklinin, risksiz bir işlem olmadığına dikkat çekiyor. Özellikle hastaların yüzde 15- 20’lik bir kısmı ilk beş yılda ölüm riskiyle karşı karşıya kalıyor. Böylece ortalama bir AIDS hastası için kemik iliği, en ideal tedavi yöntemi olarak görülmüyor.
Son yapılan açıklama ise AIDS’in tedavisine ilişkin gelecekteki çalışmalar için önemli bir yeni umut ışığı niteliği taşıyor.