Firmalar, personelin çoğunluğu üye olmasa bile sendikalarla müzakere etmeye zorlanabilir.
İş dünyası liderleri, Sir Keir Starmer’a, ekonomik büyümeyi engelleyeceği uyarısında bulunarak, İngiltere’de sendikal gücün radikal bir şekilde arttırılması planlarından vazgeçmesi çağrısında bulundu.
Bakanlar tarafından hazırlanan tekliflere göre şirketler, çalışanların yalnızca küçük bir kısmı üye olsa ya da bu hareketi desteklese bile sendikaları tanımaya ve onlarla müzakere etmeye zorlanacak.
Sendikalara ayrıca, o sırada sendika temsilciliği bulunmayan şirketlerde bile üye kazanmalarına ve örgütlenmelerine olanak tanıyacak yeni bir ‘işyerlerine erişim hakkı’ verilecek.
Planlar, şirketlerin küçük aktivist grupları tarafından “fidye için tutulmasına” yol açabileceği uyarısında bulunan işverenlerin ve iş gruplarının tepkisine yol açtı. Aynı zamanda hükümet içinde de endişelere yol açarken, bir İşçi Partisi kaynağı başbakanın çok ileri gitmemesi konusunda uyarıldığını söyledi.
Bazı işletme şefleri, sendikaların sonbaharda yayınlanacak taslak mevzuat öncesinde şimdiden “kapıyı çalmaya” başladığını söyledi.
Bu kişilerin geçen hafta başbakan yardımcısı Angela Rayner ve işletme bakanı Jonathan Reynolds ile yaptıkları toplantıda endişelerini dile getirdikleri anlaşılıyor.
İşçi Partisi’nden bazı üst düzey isimlerin de Starmer’ı, parti ekonomiyi büyütmeyi temel “misyonu” haline getirmişken, bunun iş dünyasının güvenine ve yatırımlarına zarar verebileceğini söyleyerek planı sulandırmaya teşvik ettiği kaydedildi.
The Times’ın haberine gore, İşçi Partili bir kaynak Starmer’ın çok ileri gitmemesi konusunda uyarıldığını söyledi; “Tehlike, sendikalara çok fazla güç vermeniz ve bir de bakmışsınız ki insanları Birleşik Krallık’a yatırım yapmaktan vazgeçirmeye başlamışsınız. Çok dikkatli olmaları gerekiyor.”
Mevcut kurallara göre sendikaların, sendikanın tanınmasına ilişkin bir oylama yapılabilmesi için çalışanların çoğunluğunun temsilden yana olduğunu ve en az yüzde 10’unun üye olduğunu göstermesi gerekiyor.
Eğer bir oylama yapılırsa, bir şirketin yasal olarak onları tanıması gerekmeden önce çoğunluğu ve oy kullanma hakkına sahip olanların yüzde 40’ının genel desteğini kazanmaları gerekiyor.
Bir sendikanın tanınması halinde, sendikaya üye olmayan ya da sendikanın tanınmasına karşı çıkanlar da dahil olmak üzere, etkilenen tüm işçiler adına ücret artışları ve hüküm ve koşullarla ilgili müzakerelerde bulunacaktır.
İşçi Partisi, “çalışan insanların sendikalar aracılığıyla anlamlı bir örgütlenme hakkına sahip olması” için yasayı “basitleştirmek” istediğini söyledi. Oylama için yüzde 50 destek barajını “kaldıracağını” ve sendikaların “kazanmak için basit bir çoğunluk elde etmesini” gerektiren son oylamayı yöneten kuralları “modernize edeceğini” kaydetti.
Ancak bu hamle, tanınmak için agresif sendika kampanyalarının hedefi haline gelebileceklerinden korkan birçok firmada endişeye yol açtı.
Bir FTSE şirketinin üst düzey yöneticisi şunları söyledi: “Birçoğumuz endişeliyiz. Yeni yetkilerin yolda olduğunu bilerek kapımızı çalan sendikalar var. İşçi Partisi bu ülkedeki endüstri ilişkilerini temelden değiştirmeyi planlıyor ama iş dünyasına küçük ayrıntılar üzerinde anlaşma şansı verilip verilmeyeceği belli değil. Bu değişikliklerin sonuçları konusunda endişeliyiz, yatırımcıların da endişeli olduğunu biliyoruz.”
CBI’dan Matthew Percival, grubun İşçi Partisi’nin planladığı reformların ayrıntılarını henüz görmediğini ancak endişeleri olduğunu söyledi: “Çalışanlar bir sendikanın kendilerini temsil etmesini istediklerinde, iş dünyası bunu tamamen destekler. Ancak, çalışanların yalnızca küçük bir yüzdesi sendika tarafından temsil edilmek isterken, bir sendikanın büyük bir çalışan grubu adına müzakere yürütmesi, bir işletmenin ya da çalışanlarının çıkarına değildir. Bu koşullarda risk, firmaların tüm çalışanlarıyla değil, azınlığı temsil eden bir sendikayla müzakere etmek zorunda kalması nedeniyle istihdam ilişkilerinin gerçekten kötüleşmesidir” dedi.
Gölge işletme bakanı Kevin Hollinrake, İşçi Partisi’nin grev yasalarında reform planlarıyla birlikte ele alındığında, bunun “küçük bir grup işçinin bir şirketi fidye için elinde tutabilmesine” yol açabileceğini söyledi: Bunlar, iş dünyası üzerindeki etkileri anlaşılmadan aynı anda uygulamaya konulan önemli bir dizi tedbirdir. İşçi Partisi iş dünyasıyla birlikte çalıştığını iddia ediyor ama ben bu tedbirleri destekleyen hiçbir şirket tanımıyorum. Bu sadece maaş verenler için bir geri ödeme gibi geliyor.”
Sendikalar Kongresi genel sekreter yardımcısı Kate Bell, işyerinde sendikaların tanınması konusunda “biraz daha olgun bir konuşma” yapmanın zamanının geldiğini söyledi.
Bell, Times Radyosuna verdiği demeçte: “Hepimiz gördük ki Muhafazakar Parti’nin bir tür yakıp yıkma yaklaşımı çalışan insanlara bir fayda sağlamadı. Ekonomi için bir şey sağlamadı. Hiçbirimize fayda sağlamadı. O büyük endüstriyel eylem dalgasını gördük ve bunun nedeni ekonominin dört bir yanında çalışan insanların bu şekilde devam edemeyeceğimizi söylemesiydi” dedi.
Sendikaların tanınmasını kolaylaştıracak bir mevzuat görmek istediğini söyleyen Bell, “Amazon gibi şirketlerin çalışanlarının söz sahibi olmasını engellemek için para saçtığını görmemeniz için değişiklikler görmek istediğimizi düşünüyorum. Amazon’da sendikaların tanınması için verilen büyük mücadelenin kıl payı kaybedildiğini görmüşsünüzdür ve o dönemde Amazon, çalışanlarının sendikalaşmasını engellemek ve gözlerini korkutmak için muhtemelen milyonlarca pound harcadı, sendikaların o siteye erişimini ve o sitedeki çalışanlarla konuşmasını engellemek için uzun zaman harcadı. Çoğu işletmenin bunun doğru bir yol olduğunu düşündüğünü sanmıyorum” ifadelerini kullandı.
Amazon daha önce işçilere baskı yaptığı iddialarını reddetmişti. Bell sözlerini şöyle sürdürdü: “Bence bu konuyu 1970’lerin modası geçmiş bir resmine geri döndürmeye çalışmak yerine, biraz daha yetişkinlere yönelik bir konuşma yapmamız gerekiyor.”
TUC’un genel sekreteri Paul Nowak, sendika temsilciliğinin hem işgücü hem de işletme için kazanımlar getirdiğini söyledi. Nowak, “İyi işverenler tanınmış sendikalarla çalışmanın getireceği faydaların farkındadır ve çoğu tanınma anlaşması gönüllü olarak yapılmaktadır” dedi.
Bir hükümet sözcüsü şunları söyledi: “Ekonomiyi desteklemek bir yana, devraldığımız grev mevzuatı grevleri engellemedi. Sendikalar Yasası yürürlüğe girdiğinden bu yana grevler nedeniyle Fransa’dan daha fazla gün kaybettik. Bunun yerine, modern bir ekonomiye uygun işyeri haklarını destekleyerek, planlarımız büyümeyi destekleyecek ve bu ülkenin ihtiyaç duyduğu değişimi sağlamak için grevleri geride bırakmamızı sağlayacaktır.”
İngiliz Ticaret Odalarından Jane Gratton, hükümeti herhangi bir değişikliği uygulamaya koymadan önce firmalara tam olarak danışmaya çağırdı.
foto kaynak: https://x.com/Keir_Starmer/status/1823089796568559912



ENFIELD
HACKNEY
HARINGEY
ISLINGTON










