Elimizde akıllı telefonumuz Instagram, facebook hesabımıza girmiş gündemde ne var ne yok, kim nerede, ne yapıyor inceliyoruz. Gördüklerimiz karşısında aklımızdan “ne kadar güzel bir yermiş? Keşke arkadaşlarımın bu programına hayır demeseydim” diyoruz. Sörfe devam ediyoruz.
Bu defa takip ettiğimiz sanal arkadaşlarımız kıyafetlerini, çantalarını, ayakkabılarını, arabalarını paylaşmış… “Bunları nereden buldu acaba? Benim de altımda böyle bir araba, gardırobumda böyle bir çanta, ayakkabı olmalı.” derken zihnimizdeki arzular ve ihtiyaçlar birbirine karışıveriyor! Gerçekten bu eşyalara ihtiyacımız var mı? Böyle bir geziye çıkacak, eşlik edecek zamanımız, maddi imkânımız var mı? Önceliklerimiz neler? Tüm bunları kim ve ne için istiyoruz?
Siber psikoloji, teknoloji kültürünün, sanal gerçeklik ve sosyal medyanın zihinlerimizi ve davranışlarımızı nasıl etkilediğini inceliyor. İşte FoMO (Fear of Missig Out) da siber psikolojinin bu ortamdaki deneyimlerimizi, yaşadıklarımızı araştırması sonucunda gözlemlemiş olduğu bir fobi türü. Türkçe tabiri ile “gelişmeleri kaçırma, gündemin gerisinde kalma korkusu”. Eğer, FoMO’ya yakalanmışsak, her dilediğimiz şeyi yapmak, her yerde birden olmak, hayatta her şeye yetişmek isteyen bir tipiz demektir. Eğer, gözümüzü açtığımızda kendimizi sosyal medyada gezerken, profilimize bakarken buluyor, her an çevrimiçi görünüyor isek FoMo yakamıza yapışmış demektir.
Peki bu gelişimleri kaçırma, aynı anda her yerde olabilme, pek çok işi bir anda yapabilme paniğimiz bizi nereye sürüklüyor? “Giderek yaşadığımız hayattan memnuniyetsiz, gün içinde yorgun, uykusuz, stresli, duygu durumu gidip gelen, kendisine olan güvenini, saygısını yitirmeye aday, giderek yalnızlaşan bireyler” olmaya sürüklüyor.
Şöyle bir çevremize bakarsak bu gibi problemlerin yaygınlaştığını daha da fenası gençlerimizi, okul çağındaki çocuklarımızı hızla sarmakta olduğunu kolaylıkla görebiliriz. Öyleyse geleceğe yönelik adımlarımızı atarken bu farkındalığımızı göz önünde tutmalıyız. Hedeflerimiz doğrultusunda attığımız her adımı, inşası sürmekte olan bir yapının taşları gibi düşünürsek verdiğimiz kararların ne derece önemli olduğunu daha somut bir şekilde anlayabiliriz.
Plansız – projesiz, kötü malzemeyle yapılmış bir binanın çökme ihtimali, bilinçli ve kaliteli malzemelerle yapılmış diğer binalara göre daha yüksektir. Aynı şey aile kurumu için de geçerlidir. Ailemizi, yuvamızı inşa ederken, çocuklarımızı hayata hazırlarken uzun ve kısa vadeli eğitim planlarımızı bilinçli ve sağlam yapmalıyız. Onlara açtığımız kapıların nereye gidip gitmediğine, artı ve eksilerine, verdiklerimizin doğru zamanda ve dozda olup olmadığına çok dikkat etmeliyiz.
TELEFONU, TABLETİ ÇOCUĞUN ELİNE TUTUŞTURAN ANNE-BABALAR DİKKAT!
Bugün onları oyalamak üzere ellerine verdiğimiz tabletler, kullanımına izin verdiğimiz, teşvik ettiğimiz akıllı telefon uygulamaları, yarın çıkabilecek pek çok problemin temelini atıyor olabilir. Çocuklarımızı giderek, odasına kapanan, uyuyamayan, kendilerine sunduğumuz şeylerle bir türlü mutlu olmayan, hiçbir şeye aldırmayan, gayesiz gençlere dönüştürebilir. Bu gidişat aynı zamanda çocuklarımızın bir türlü büyüyemeyecekleri, bizden bağımsız bireyler olamayacakları anlamına da gelebilir.
Gerek gelişim çağındaki çocuklarımız gerekse kendimiz için yapmamız gereken şey:
Biraz olsun düşünerek hareket etmek, kendimizin ve ailemizin fiziksel ve ruhsal ihtiyaçlarını, doğamıza uygun, ihtiyacımız olan organik malzemelerle beslemek, sanal değil, gerçek hayatın anlamına odaklanabilmek, sağlıklı ve güvenli bir yaşama, aile ve aile değerlerine, kıymetli arkadaşlıklara sahip çıkabilmek, bunun önemini kendimize ve sevdiklerimize yaşayarak hatırlatabilmek.
Her türlü psikolojik desteğe ihtiyacınız olduğunda ofisimden randevu alabilir, bir an önce hayata mutlu bir adım atmanız için el ele verebiliriz. Ayrıca mesafeleri ve hayat yoğunluğunu dert edenler için de online terapi ile siz neredeyseniz ben yanınızdayım.
info@activmind.co.uk
07727 647534
Firdevs Ekinci Ünsal (Psikolog)