FTSE 100 endeksinde yer alan mühendislik devi Rolls-Royce, hükümet tarafından üç küçük modüler nükleer reaktör (SMR) inşa etmek üzere seçildi. Şirket, bu projeyle birlikte binlerce yeni istihdam yaratılacağını duyurdu. Her biri bir milyon haneye 60 yıl boyunca enerji sağlayacak olan SMR’ler, İngiltere’nin kendi topraklarında bu yüzyılda geliştirilen ilk yerli nükleer teknoloji olarak tanımlandı.
Rolls-Royce’un, Kraliyet Donanması’nın nükleer denizaltı filosundaki onlarca yıllık deneyimine dayanan bu teknolojiyle, dünya genelindeki düşük karbonlu enerji ihtiyacına “Britanya çözümü” sunduğu ifade edildi. Şirket, uluslararası rakiplerini geride bırakarak projeyi kazandı; bu gelişme, son dönemde savunma harcamalarındaki artış ve CEO Tufan Erginbilgiç’in reformlarıyla desteklenen şirket hisselerini tüm zamanların en yüksek seviyesine taşıdı.
Enerji Güvenliği ve Sıfır Emisyon Bakanlığı, SMR’lerin geleneksel nükleer santrallere göre daha küçük, daha hızlı inşa edilebilir ve daha düşük maliyetli olduğunu belirtti. Devlet, SMR programı için 2,5 milyar sterlinden fazla destek sözü verdi. Projelerin 2030’lu yılların ortalarında ulusal elektrik şebekesine bağlanması hedefleniyor. Yeni kurulan “Great British Energy – Nuclear” şirketi de bu süreci yönetecek.
The Times’ta yer alan habere göre CEO Erginbilgiç, bunun sadece enerji değil, aynı zamanda sanayi ve ekonomik büyüme açısından da önemli bir adım olduğunu vurguladı. Şirketin stratejik olarak SMR’ye odaklanmasının meyvelerini verdiğini söyleyen Erginbilgiç, bu alanın Rolls-Royce için küresel ölçekte büyük ihracat potansiyeli taşıyan yeni bir iş kolu olacağını belirtti. Şirketin SMR’leri halihazırda Çekya tarafından seçildi ve İsveç gibi başka pazarlarda da değerlendirme aşamasında.
Uluslararası Enerji Ajansı’na göre, 2050’ye kadar küresel elektrik üretimi iki katına çıkacak ve nükleer enerjinin 500 milyar dolarlık bir pazar oluşturması bekleniyor.
SMR’ler nasıl çalışıyor?
Rolls-Royce’un küçük modüler reaktörleri, Kraliyet Donanması denizaltılarında kullanılan basınçlı su reaktörü teknolojisine dayanıyor. Yaklaşık 470 megavat elektrik üretme kapasitesine sahip olan her reaktör, 150 kara tipi rüzgar türbiniyle eşdeğer enerji sağlayabiliyor. Yakıt olarak zenginleştirilmiş uranyum dioksit kullanılıyor. Reaktörlerdeki nükleer fisyon zincirleme tepkimesiyle ısıtılan su buhar üretimine dönüştürülüyor ve buhar türbinleri aracılığıyla elektrik üretilerek şebekeye aktarılıyor.
Radyoaktif atıklar, ileride belirlenecek bir lokasyonda derin jeolojik depolama yöntemiyle yeraltına gömülecek. Hükümet, şu anda bu atıkların kalıcı olarak depolanacağı tesis için bazı yerel yönetimlerle görüşmeler yürütüyor.
Enerji Bakanı Ed Miliband, “Plan for Change” kapsamında nükleer enerjide yeni bir çağın başladığını ve bunun bir neslin gördüğü en büyük inşa programı olduğunu ifade etti.
Simon Bowen (Great British Energy – Nuclear Başkanı) ise bu gelişmeyi, İngiltere’nin enerji ve sanayi geleceği açısından “tanımlayıcı bir an” olarak niteledi.