Geçtiğimiz hafta Kraliçe Elizabeth’in tarihinde 3. Kez Parlamentonun resmi açılışına katılamamasıyla gözler, yerine ilk kez naiplik eden oğlu ve varisi Prens Charles’a çevrildi.
Hükümetin yasama programının açılış konuşması, devletin başkanı hükümdar tarafından anayasal rolünün bir sembolü olarak, yıllık parlemento oturumunun başlangıcı olarak yapılır.
96 yaşındaki Kraliçenin bu rolü bu kez Charles’a devretme kararı, onu daha fazla sorumluluk ve resmi görevlere hazırladığı yönünde. Herkesin aklında benzer sorular var…
Kraliçe’nin sağlığı iyi değil mi? Charles sonraki Kral mı olacak? Onun krallığı bizi nasıl etkileyecek?’
Yapılan açıklamalarda, Kraliçenin sağlığının yerinde olduğu,tahtan çekilmediği, emekli olmadığı sadece ayaklarını uzatıp dinlendiği yönünde.
Prens Charles ise annesinin beklenmedik ve erken bir yaşta (26 yaşında) hükümdar olmasının aksine, çocukluğundan itibaren bu görev için hazırlanıyor. 73 yaşında olan prens, monarşide en uzun taht sırasında bekleyen varisi.
Annesine son derece bağlı olan prensin, ondan farklı olarak, daha cesur, hoşgörülü, eşitlikçi, samimi ve çevreci bir tutumu var.
• 1976 yılında imkanları kısıtlı olan gençlere yardım fonu olarak ‘’Prince’s Trust’’i kuran, Prens Charles, şimdiye kadar okuma ve iş bulma imkanı bulamayan 11 ila 30 yaş arasındaki 1 milyondan fazla gence yardım etti ve etmeye devam ediyor.
• Toplumsal sorunlarla kendi sesini koyarak ilgilenen Prens, eşitlik ve dinler arası diyaloğa da önem gösterdiği ve hoşgörüyle yaklaştığı biliniyor.
Kraliçenin unvanlarının içerisinde olan ‘İnancın koruyucusu’ kelimesi yerine ‘inançların koruyucusu’ kelimesini seçebileceğini, BBC ile yapılan röportajında belirten prens, bu ülkede diğer insanların inançlarının dahil edilmesini ve ibadet özgürlüklerini önemsediğini söylemişti.
• Çevresel sorunlarla da yakından ilgilenip, kraliyete ait olan alanlarda organik tarımı başlatmıştı. Mimari sürdürülebilirlik konusundaki çalışmaları da ileride İngiltere’nin hızla artan evsizlik ve yerleşim sorunlarına çözüm getirebilir.
• İklim değişikliği ve çevrenin korunması ile ilgili konularla özellikle yakından ilgilendiği için ailesinden farklı olarak daha net olarak bu sorunları ele alacağı düşünülüyor.
• Bunların dışında günümüzdeki gibi kraliyet aile üyelerinin, uzak kuzenlerine kadar herkesin dahil olduğu monarşi istemediğini de belirtmişti.
Daha az insanın kamu görevi üstlendiği ‘Modern bir Monarşi’yi’ destekliyor. Bunlara ek olarak İngiliz Kraliyet ailesinin simgesi olan ‘Buckingham Sarayı’nı kamuya açmayı da düşündüğü konuşulmuştu, ancak saray bir sembol olduğu için bunu yapamayabilir.
Genel olarak bakıldığında, ailesinin yanında yıllardır güçlü duruşlarını takiben yer alan Prens’in daha bariz bir çizgide olduğu ve muhtemel konuşulan senaryolar gerçek olursa, kendi çizgisini ortaya koyarak, daha eşitlikçi-hoşgörülü, çevreci ve toplumun geneline daha çok fırsat eşitliği yaratan, daha modern bir çizgi koyabileceği yönünde.
Napoleon’un dediği gibi ‘Hükümetin ödevi; mutluluk saçmak değil, halkına mutluluğa erişebilmeleri için fırsatlar yaratmaktır’. Gelecek her neyi getirirse umarım alınan kararlar da herkese daha çok fırsat eşitliği yaratacak şekilde olur.
- Markerspace Projesi ile Sizde Hobinizi Geliştirin
- Enfield Belediyesinden Hane Halkı Destek Fonu
- Hackney Belediyesi’nden Yaz Etkinlikleri
- Islington’daki Yaz Aktiviteleri
- Yaşam Maliyetlerine Destek
- Hackney Money Hub
- Belediyeden Ailelere Destek
- Koruyucu Aile Programı
- Acıyı Yaşamak İçin Aynı Milletten Olmak Aynı İnancı Paylaşmak Gerekmez
- Deprem ve imar