10 ilde yüreğe düşen ateş, binlerce insanın yaşamına, binlercesine de mezar olan binalar, yapım süreçleri ve onlara izin verenler. 10 ilde meydana gelen depremin sonuçlarının bu kadar ölümcül olmasının ana sebeplerinden birinin imar planının fay hattının dikkate alınmadan yapılması. Bu alanlara imar izini verenler, kullanılan malzeme ve ekipmanların kalitesinin uygun standard da olmaması, denetimlerin yeteri kadar etkin yapılmaması gibi göz göre göre ihmal edilmesi.
Bu kadar ihmal olmasaydı, bu kadar can gider miydi? İmar planı belediyelerin-beldelerin, planlama yapılmadan önce mutlaka çıkartılması gereken belgelerden biri. Kocaeli’nin Dilovası’na bağlı beldesi Tavşancık’ın örnek belde ve belediye başkanı Salih Akgün ise hafızalarımıza bu kurallara en iyi şekilde uyan ve gereğini yapan başkan olarak kazındı. Öyle ki 1999’da depremin merkez üssü olmasına rağmen ilçe olarak, tek bir çatlak almadan çıkmasının temel sebebi; bilim adamları ile yapılan çalışmalar sonucunda, fay hattının güzergahı belirlenerek, imar planına sadık kalınması, ek kat çıkılmasına izin verilmemesi, hanelerin zarar görmeyeceği mesafede inşa edilmesi ve binaların yönetmeliğe uygun olması ve denetlenmesi var…
99 depreminden bu yana geçen 24 senede değişen ne? Kentsel dönüşüm adı altında, çok yıllık binalar için müteahhitler ile anlaşılıp, kat hakkı karşılığında yıkılarak, yeniden aynı yere aynı özellikte binalar dikilmesi ve denetlenmemesi. Aynı tablonun tekrarı olacak birçok tehlike altındaki bölgeler içinde geçerli olan bir durum ne yazık ki. University College London’daki Risk ve Afetleri Azaltma Enstitüsü başkanı Prof Joanna Faure Walker şunları söyledi: “Herhangi bir yıldaki en ölümcül depremlerden sadece ikisi, son 10 yılda eşdeğer büyüklükteydi ve önceki 10 yılda da dördü. Ancak yıkıma neden olan sadece sarsıntının gücü değil, bina sağlamlığı idi.” Bina sağlamlığı, 200 yıldır aktif olmayan fay hattı üzerinde, meydana gelen depremin neredeyse şehri haritadan silmesine neden olacak 7.7 büyüklüğündeki depremin etkisinin bu kadar büyük olmasının nedeni. Şimdiye kadar ki.
26 Aralık 2004’te, Endonezya kıyılarında meydana geldi ve Hint Okyanusu meydana gelerek, tsunamıyı tetikledi. 9.1 büyüklüğündeki deprem yaklaşık 228.000 kişiyi öldürdü. 2011 yılında Japonya açıklarında meydana gelen ve 9 büyüklüğünde deprem de büyük hasara ve tsunamiye neden oldu. Ayrıca Fukusima nükleer santralinde büyük bir kazaya yol açtı. 1960 yılında Şili’de 9.5 büyüklüğünde şimdiye kadarki en büyük deprem kaydedildi.
Depremin şiddeti kat ve kat büyük olmasına rağmen, ölüm oranları bu kadar yüksek olması, dünya basınında da yer buldu. USGS yapı mühendisi Kishor Jaiswal, CNN’e salı günü yaptığı açıklamada; ‘Tüm binaların modern Türk deprem standartlarına göre inşa edilmediğini söyledi. Özellikle eski binalarda tasarım ve yapımdaki eksiklikler, birçok binanın şokların şiddetine dayanamayacağını da belirtti.’ Sonuç olarak yine “Deprem değil, bina öldürür” demekten geri kalmıyoruz ama önlemi de tedbiri de önce bilimde, ilimde aramadan bina yapılmayacağı konusunda da fikir birliği sağlayamıyoruz. Umarız bundan sonraki süreç de göz önüne alınacak yegane rapor bilimsel verilere dayanan rapor olur ve binalar fay planı esas alınarak yapılmaya başlanır.
- Markerspace Projesi ile Sizde Hobinizi Geliştirin
- Enfield Belediyesinden Hane Halkı Destek Fonu
- Hackney Belediyesi’nden Yaz Etkinlikleri
- Islington’daki Yaz Aktiviteleri
- Yaşam Maliyetlerine Destek
- Hackney Money Hub
- Belediyeden Ailelere Destek
- Koruyucu Aile Programı
- Acıyı Yaşamak İçin Aynı Milletten Olmak Aynı İnancı Paylaşmak Gerekmez
- Earthquake