
İşçi Partisi 4 Temmuz erken seçimlerinde ezici çoğunlukla iktidarı yakaladı. Adındaki “İşçi” kelimesi sizi yanıltmasın, Muhafazakarlarla arasında dikenli tel yok.
Üstelik lideri Keir Starmer, işçi dostu olan partinin sol kanadını çeşitli entrikalarla tasfiye etmiş ve Gazze savaşının başında İsrail’in bu bölgenin suyunu ve elektriğini abluka kapsamında kesmeye hakkı olduğunu söylemişti. İşçi Partisi’nde politika yapan arkadaşlar seçim sonuçlarına heyecanlanmış olabilir ama benim bu iktidardan pek umudum ve beklentim yok doğrusu…
Genel seçmen eğilimi de “arasında dikenli tel yok” görüşünü yansıtıyor. Bundan dolayı olsa gerek son seçime katılım oranı yüzde 59,9 olarak gerçekleşirken, 2001’de yüzde 59,4 olan katılım oranından bu yana en düşük seviyeyle, II. Dünya Savaşı öncesinden bu yana en düşük katılım oranı olarak kayıtlara geçti. Öte yandan 2019 seçimlerindeki yüzde 67,3’lük katılım oranına kıyasla da büyük bir düşüş gösterdi. Savaştan sonra, genel seçimlerde 1950’de yüzde 83,9 olarak kaydedilen en yüksek katılım oranı, o zamandan bu yana en yüksek katılım oranı olarak dikkat çekiyor. Son yıllarda genel seçimlere olan ilgisizlik, seçmenlerin siyasi süreçlere olan güveninin azalmasına ve seçimlerin demokratik temsil yeteneğinin sorgulanmasına da neden oluyor.
Seçimlerde İşçi Partisi’nin Londra Barking adayı Nesil Çalışkan, parlamentoya giren ilk Kıbrıs Türk kökenli kadın milletvekili oldu. 2019’da parlamentoya girmeyi başaran Enfield North bölgesinin Türkiye Kürt kökenli İşçi Partili adayı Feryal Clark Demirci de yeniden seçildi. İngiltere’de Kıbrıslı Türk kökenli ilk milletvekili (1983- 1987) Richard Saladin Hickmet olmuştu.
Dostlar bana göre Feryal Clark Demirci’nin karnesi kırıklarla dolu. Neden mi? İşçi Partisi’nin eski lideri Jeremy Corbyn’e “yahudi düşmanı” yaftası ile altını oymaya çalışan ve onun koltuğuna oynayan Lisa Nandy’yi destekledi. Wikipedia’dan öğrendiğimce de İşçi Partisi İsrail’in Dostları Grubu’nun da üyesi olmuş. Ayrıca geçen yıl parlamentoda Gazze’de acil ateşkes çağrısı yapan tasarıyı reddedenler arasındaydı. Daha önce de Clark Demirci’ye “Siyonist devlete dost olmak size mi kaldı?” diye sormuştum. Clark Demirci ikinci kez milletvekili yapılarak partisine sadakatinin diyetini almış oldu. Sorumun yanıtı da bu diyette sanırım… Sonuç olarak bana göre bu seçimlerin en büyük kazanımı adalet, barış ve özgürlük şiarıyla biz göçmenlerin de sesi olacak Jeremy Corbyn’in Islington’dan bağımsız milletvekili olarak seçilmesidir. Bekleyip göreceğiz, “El mi yaman bey mi yaman!” dostlar…
AJet mağdurları artıyor
Dostlar sayısız göçmenlik sorunlarından biri de memlekete ulaşım meselesi… Havayolu şirketlerinin soygunlarını hep yazıp çizdim. Son aylarda THY’nin 2.5 milyar lira sermayeli bir alt şirketi olarak AJet de hizmete girince hani “havayolunda rekabet gelir, uygun fiyata uçabiliriz” diye düşündük. Ne yazık ki AJet’in astarı yüzünden pahalıya patlar oldu. Okurları buradan uyarıyorum. AJet ile ilgili yorumları incelemeden bilet almayın aman. Son günlerde AJet uçuşlardaki rötarlar, yolcuların valizlerinin kaybolması gibi sorunlar çokca gündeme geliyor.
Gazeteci Fatih Altaylı, Ajet hava yolu şirketinin yolcularından gelen şikayetleri ve yaşanan teknik sorunları gündeme taşıdı. Altaylı, uçuş sırasında uçağın üç kez elektriğinin kesildiğini yazdı. Altaylı, “Uçak Yunanistan’ın üzerinde bir yer de geri dönmeye karar veriyor. Uçağın neden geri döndüğüne ilişkin yolculara verilmiş herhangi bir bilgi de yok. Sonra da denizin üzerinde alçak uçuşla bir buçuk saatte İstanbul’a geri dönüyorlar” dedi. Ajet’ten bilet almayın diyerek yurttaşları uyaran Altaylı, “Böyle bir hava yolu yok. Bu bir hava yolu değil bu bir rezillik. Büyük bir ihtimalle THY’nin alt yapısından farklı bir şey yaptılar” yorumunu yaptı.
Sanatçı Faruk Akbaş da şunları yazdı: “A Jet hepimize hayırlı olsun ve seyahat edecekler bir kez daha düşünsün… Rize Havalimanı’ndan Dalaman Havalimanı’na rötarlarla birlikte 15 saat yolculuk yaparak rekorumu kırdım… (7 Temmuz 2024) Ayrıca abartısız bütün AJet uçaklarında eş zamanlı gecikme yaşanıyor… Zamanında kalkmayan uçak sayısında sanırım bir rekor kırılacak!” Biz de AJet mağdurlarındayız. 3 hafta önce Londra uçağı Sabiha Gökçen Havalimanı’na 3 saat rötarlı inince Çanakkale otobüsünü kaçırdık, üstelik gece yarısından sonra servis bulamayınca İstanbul’un öbür ucuna taksi tutmak zorunda kaldık. Hem zaman hem de gereksiz para kaybı. AJet’den ne özür ne de telafi girişimi… Köy minibüsünde olmaz bu pişkinlik…
Bundan böyle AJet’in rötarda rekor kırma çabasına ortak ve tanık olmayacağımızı buradan deklare etmeyi borç bilirim… Dostlar uçak yolculuğunda uçağın üç saatten fazla rötor yapması, uçuş iptali ve fazla yolcu (overbooking) uçağa alınma durumu yolculara tazminat hakkı doğuruyor. Ayrıca uçağın türbülansa girmesi ya da üzerinize çay dökülmesi gibi uçak içi kazalarda havayolu şirketine tazminat davası açabilirsiniz. Bunlarla uğraşacak zamanım yok derseniz doğru tercih yapmak gerekir sanırım.
- Evi “leasehold” olanlara iyi haber
- Bütün Türk berberleri birleşiniz!
- Asgari ücret arttı artmasına ama…
- Salgın bize ne öğretti ?
- Toplum Arşivi Komitesi kuruldu
- İngiltere’de sosyal haklarımız tümden riskte
- Engelli haklarını suistimal edenlere bir çift söz
- Aman ışıkları söndürün! Ukrayna zammı geliyor!
- Hazırlanın tiyatroya gidiyoruz…
- Asil Nadir’in hayal kırıklıkları