
Londra’nın merkezinde geçen hafta aşırı sağcı aktivist Tommy Robinson’ın öncülüğünde 150 bin göçmen karşıtı, “Onları evlerine gönderin” sloganları ve ulusal bayraklarla yürüdü. Ulusal basına göre bu İngiltere tarihindeki en büyük radikal sağ eylemdi.
İşçi Partisi’nin lideri ve Başbakan Keir Starmer şiddeti ve söylemi kınayarak “Bayrağımızı, onu bölücü bir sembol olarak kullananlara asla teslim etmeyeceğiz” dedi.
Dedi demesine ama İşçi Partisi’ndeki ibre ne yazık ki Starmer ile birlikte tekrar sağa kaymaya başladığını hepimiz biliyoruz. Starmer’in göçmen politikaları “Onları evlerine gönderin” diye slogan atanları sevindiriyor.
Bu politikalara bir göz atarsak:
• Net migration: Gelen ve giden göçmen sayısını gidenler lehine çevirme vaadi bulunuyor
• Selective and fair: Göçte nitelik arayarak çoğu yoksul ülkelerin (beyin göçü de içinde) yetişkin emeğini sıfır maliyetle ülkeye kazandırmayı amaçlıyor
• Settlement: Göçmenlerin oturum hakkı elde etme süresi birçok kategoride 5 yıldan 10 yıla çıkarılacak, aile birleştirilme vizeleri donduruldu
• Vissa difficulties: Bazı aile üyeleri ve bağımlı vizelerde İngilizce dil şartları sıkılaştırılacak
• Lower-skilled: İşçi / çalışma vizelerinde kısıtlama getirilecek
• Student vissa: Öğrenci vizeleri ve onların bağımlılarının kalış süresinde sınırlandırma planlanıyor
• Border controls: Sınırların güçlendirilmesi ve yasadışı göçle mücadele artırılacak, Fransa ile anlaşma eli kulağında
• New Asylum System: Sığınma başvurularını değerlendirme süresi kısaltılacak, otellerin sığınmacı barınması gibi geçici çözümler azaltılacak
Göçmen karşıtlığında “Bundan iyisi Şam’da kayısı!” Bütün bu uygulamalar siyasilerin ekonomideki kendi beceriksizliklerini göçmenleri günah keçisi olarak gösterme politikasıdır. Ayrımcılıktır! Irkçılıktır! Göçmenlerin ülke ekonomisine katkısını görmezden gelmektir! Göçü yaratan ABD, Avrupa ülkeleri ve İngiltere’nin sorumluluklarından kaçmasıdır. Ne yazık ki adında “İşçi” olan bir partinin sağa kayışı yeni değil.
1980’lerde muhafazakar başbakan nam-ı diğer Demir Lady’nin sağ liberal politikalarına karşı seçim kazanabilmek için Tony Blair liderliğindeki İşçi Partisi “Üçüncü Yol” ile partiyi soldan sağa kaydırmıştı. (Bu 6’lı masayı kuran Kılıçdaroğlu’na da kötü örnek oldu.) Parti, 1990’lardan itibaren sendikalarla olan geleneksel bağlarını zayıflatırken özel sektörü daha fazla desteklemeye başladı.
Bu dönemde ücret artışları enflasyonun gerisine düşerken, emekçilerin alım gücü daha da azalmıştı. Demir Lady’den miras sosyal haklardaki kesinti ve kısıntılar acımasızca sürdürüldü. Blairli İşçi Partisi’nin Irak Savaşı’nı desteklemesi ya da sağdaki medya patronu Rupert Murdoch ile iyi ilişkiler kurması gibi stratejileri sol tabanda büyük hayal kırıklığı yarattı.
2015-2020 arasında parti lideri olan Jeremy Corbyn, partiyi kendi ayarlarına (kamu mülkiyeti, sosyal harcamaların artırılması, üniversite harçlarının kaldırılması gibi politikalarla) sola kazandırmaya çalıştı. Ancak bu dönem, parti içinde bölünmelere, medyanın yoğun eleştirilerine ve 2019’daki büyük seçim yenilgisine yol açınca İşçi Partisi de asıl ayarlarına dönemedi. Ve geldik, 2020’den günümüze Keir Starmer dönemine…
Starmer, partiyi yeniden sağa çekti. İş dünyasıyla ilişkileri onarmaya çalıştı, kamu harcamaları konusunda daha temkinli bir dil kullandı. Siyonizme karşı olanları “Antisemitim” olarak suçlayarak başta Corbyn olmak üzere partiden uzaklaştırdı.
Geleneksel işçi sınıfının yapısındaki değişimi; sendikalaşmanın azalması, hizmet sektörü büyüyerek beyaz yakalı seçmen sayısının artması Starmer’in ekmeğine yağ sürdü denilebilir. Ne yazık ki Tommy Robinson’ın son güç gösterisi ve Nigel Farage’ın Reform UK partisinin anketlerde İşçi Partisi’ni yüzde %34 ile 9 puan geçmesi Starmer’i daha da sağa kaydıracak gibi.
Starmer seçmenini Robinson ve Farage kaptırmamak için onların söylemini farklı cümlelerle kullanıyor zaten. Korkarım ki göçmenlik konusunun yanı sıra cinsiyet eşitliği, LGBTQ hakları, iklim değişikliği, kürtaj hakkı, siyonizm dostluğu ve ifade özgürlüğü gibi konularda en geri söylemleri olan Robinson ve Farage’a süreç içinde adı “Starmer” olan bir ortak gelebilir.
- Nereden çıktı bu veraset vergisi ?
- Türkiye’den, İngiltere’de emlak ve banka kredisi almak olası
- Singer dikiş makinesi tatilde
- 1 Eylül “Dünya Barış Günü” kutlu olsun
- Londra’da direnişin karnavalı Notting Hill başlıyooor
- “Bir de sütlü kahve söyle”
- Uçakta sıvı yasağının asıl amacı, “terör” korkusunu kamçılamak
- “İngiltere’de ırkçılık var mı ?” diye sordunuz
- Dr. Özkan Hıfzı’nın ardından…
- Aslolan mayayı geleceğe taşıyabilmek…