Queen of the hearts

Bu yazı 5 Eylül 2022 tarihinde yayınlanmıştır

Kalplerin Kraliçesi… Leydi Diana… Yarım kalan bir masalın prensesi… Ölümünün 25. yılında Londra ve Paris’te anılan, her zaman sosyal medya gündeminde geniş yer kaplayan en masum hüzünün yıldönümü.

Her şeye ve herkese rağmen olduğu gibi kalmayı, hatta daha çok dikkat çekmeyi ve bunu hep kendi tarzını ortaya koyarak, kendi isyanına en sıradışı kılıfı hazırlayarak, gündemi sürekli sallayan ve Kraliyete her zaman kendi rengini katabilmiş olan tek isim.

Prens Charles ile boşanmalarından kısa bir süre öncesinde BBC kanalına verdiği röportaj da ilk kez evliliğinin iç yüzünü cesurca anlatırken, kendi için değil belki ama çocukları için fark yaratabileceğini, onlar için kendileri olabilecekleri bir yol açmaya çalıştığını belirtmişti. Nitekim öyle de oldu.

William ve Kate’in; Diana’nın kraliyete katıldığı evlilik döneminin birebir, ancak çok daha mutlu bir yansımasının oldukları; Harry ve Megan’ın ise; Diana’nın boşanma sonrası ‘Özgür Diana’ döneminin, yani Kraliyet sonrasındaki yaşamının yansımaları oldukları çok açık. Her ikisi de annesinin açtığı yolda, içten ve daha az aristokrat olarak Diana’nın mirası ile ilerliyorlar. Onlarda, 2 farklı dönemin yansıması olarak ‘Gönüllerin Prensleri’

Aristokrasinin en üst mertebesi olan Kraliyetin, dünyadaki en büyük temsilcisi; İngiltere’nin, maskenin altındaki yüzünü kısmen gösteren, dünya genelinde zarafeti ile yaratabileceği en büyük etkiyi yaratarak, en çok iz bırakan ve kapalı kapıları en çok aralayan, İngiltere’nin Kraliçesi olamayacağını ama kalplerin Kraliçesi olabileceğini bilen; kuralların tamamen dışında-sıradışı bir Prensesin az bilinen yönlerini aktarmak istiyorum; ölümünün 25. yılında tekrar sevgi ve sayğı ile …

• Boşanmış bir ailenin, çocuğu olarak büyüdü, evde eğitim gördü, İsviçre’de Oscar’lı ünlü oyuncu Tilda Swinton ile okul arkadaşıydı, ancak eğitimini tamamlamadan yarım bırakarak tekrar İngiltere’ye döndü.

• İngiltere’ye döndükten kısa bir süre sonra babasının ona aldığı dairede yakın arkadaşları ile yaşamaya başlarken; dadılık, bakıcılık,anaokulu öğretmenliği gibi birçok farklı meslek yapıyordu.

• Kraliçe ile yan yana arizelerde kalıyorlardı, ancak Prens Charles’la uzun yıllar boyunca tanışmayacaktı.

• Leydi Diana, kendi yetiştirildiği gibi aristokrasinin uzantısına çocuklarını dahil etmek istemedi. Harry ve William için de eğer sırada beklemeleri gerekiyorsa, beklemelerini ve yaşıtları ile vakit geçirip, gezmelerini istiyordu.

Küçük adımlar ile başlayan farklılığı ilk kez çekingen gülümsemesi ile kendini göstermişti.

Bakışları, masumiyeti, medyayı en etkili şekilde kullanarak, onun yeren aristokrasiye halkın gücü ile cevap vermesi onu vazgeçilmez yapmıştı. BBC röportajlarından, intikam elbisesine kadar, ilk kez AIDS’li birine sarılan seçkin kitleden biri olmasından, yapmış olduğu yardımlara kadar her adımda kendini ortaya koymayı hep başardı. Ve gerçekten dediği gibi kendisi için olmasada oğulları ve sonraki nesil kraliyet üyeleri için birçok ‘Tartışılmaz’ olarak kabul edilen katı kuralları yıktı.

Prens Harry’nin dediği gibi ‘Geçmişin tekrar gelecek olmasını engelledi.’