Çocukluk çağı obezitesi, gelişmiş ülkelerde salgın boyutlarına ulaşmıştır. Yapılan araştırmalara göre ABD’de çocukların yüzde yirmi beşi aşırı kilolu ve en az % 10’u obezdir.
Çocukluk çağında şişmanlık ve obezite hem fiziksel hem de ruhsal sağlık üzerinde önemli bir etkiye sahiptir. Şişmanlık ve obezite, hiperlipidemi, hipertansiyon, anormal glikoz toleransı ve kısırlığa sebep olabilmektedir. Buna ek olarak, depresyon gibi psikolojik rahatsızlıklar obez çocuklarda artan sıklıkta görülür. Kilolu çocuklar normal olanlar ile karşılaştırıldığında erişkinlikte kardiyovasküler ve sindirim hastalıklarına yakalanma olasılığı daha yüksektir.
Obezitenin gelişme mekanizması tam olarak anlaşılmış değildir ve birden çok nedeni olan bir bozukluk olduğu düşünülmektedir. Çevresel faktörler, yaşam tarzı tercihleri ve kültürel ortam, dünya çapında yükselen obezite sıklığında önemli rol oynarlar. Genel olarak, aşırı kilolu olma hali ve obezite kalori ve yağ alımında bir artışın sonucu olarak ortaya çıkmaktadır. Öte yandan, hareketliliğin azalması, şeker ve meşrubat gibi besin değeri olmayan junk foodların alımındaki artış tüm dünyada obezitede artışa sebep olmaktadır. Sonuç olarak, yüksek kalori tüketimi ve fiziksel aktivitenin azalması çocukluk çağı obezitesi görülme sıklığını artırmaktadır. Hemen hemen tüm araştırmacıların obeziteyi önlemede yaklaşımı diyet, egzersiz ve bireylerin davranışlarını değiştirmeye yöneliktir. Şişmanlayan dünya nüfusuna karşı çocuklarda obezitenin önlenmesi ve tedavisini başlatmak acil bir ihtiyaç halini almıştır.
Yetişkinlerde aşırı ağırlığı azaltmak çocukluk dönemindekinden zordur. Bu nedenle çocukluk döneminde obezitenin önlenmesi ve tedavisinin başlatılması daha mantıklı olacaktır. Okullar, çocukların yiyecek ve fiziksel aktivite ortamlarını etkilemektedir. Çocukların okullarda ne yediği ve hareketliliği takip edilmelidir. Çocukların TV izlerken yemek yeme davranışlarının kontrolü de çok önemlidir. Çocuk TV de izlediği herhangi bir şeyin heyecanı ile kendini kaptırıp yoğun enerjili yiyecek ve içecekleri aşırı miktarlarda tüketebilir. Ayrıca gıda sektörü TV reklamlarında çocukları hedeflenmektedir. Çocukların TV de ne izleyip nelerden etkilendiği ebeveynleri tarafından takip edilmesi gerekmektedir.
Çocuklar için üretilen enerjisi yoğun gıdalar ve içecekler ve fast-food restoranlarda tüketilen yüksek enerjili gıdalar obezitenin oluşmasında büyük risk faktörleridir. Bilgisayar ve cep telefonlarının yaygın olarak kullanılması çocukları bunlarla oynamaya ve daha hareketsiz yaşamaya yöneltmektedir. Ayrıca çocukların ebeveynleri tarafından fiziksel aktivitelerinin arttırılması için teşvik edilmesi gerekmektedir. Gerekirse ailecek yapılacak yürüyüş ve oyun aktiviteleri çocuğun enerji tüketimine katkı sağlayacak ve çocuğun psikolojik olarak kendini iyi hissetmesine sebep olacaktır. Çocuklar ebeveynlerini taklit ederek hayata başlarlar bu yüzden ebeveynlerin besinlere karşı geliştireceği herhangi bir olumsuz davranış çocuklarının da o besinlere aynı tutumu göstermesine sebep olabileceği unutulmamalıdır.