Dostlar efsane avukat Muhammet Çankıran’ı geçen yıl tam bir yıl önce 26 Mart’ta henüz 56 yaşındayken kaybetmiştik. İngiltere’deki toplumun Türkçe ve Kürtçe konuşan kesiminde iz bırakan gerçek emekçi ve emek dostu Muhammet Çankıran’ı kolay olmasa da dilim döndüğünce anlatmaya çalışacağım… Çankıran…
Londra’daki toplumda efsane avukat, iyi bir yazar, sıkı bir devrimci, iyi bir eş ve olağanüstü bir babaydı. Cesur, mantıklı, bilge, kalender, halden anlayan, yardımsever, vefalı, eğlenceli, şakacı ve iyiydi. Gezegende ona rastlamak, hele dostluğunu kazanmak büyük şanstı. Seveni ve dostu çok olan Çankıran, her yıl İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden arkadaşlarıyla buluşmaya Türkiye’ye gider ve dönüşünde de bol şamatalı hikayeler getirirdi. Hastalığı sürecinde onlarca dostunun Türkiye’den yalnızca onu görmeye geldiğini belirtmeliyiz.
Toplumda pek çok emekçiye desteği olan Çankıran çok okur, dünya gündemi ve Marksist literatürü iyi takip ederdi. “Gelecekteki robotlu yaşam” gibi ütopik bir konuyu uzman bilgeliğinde, bol alıntılı olarak saatlerce anlatabilirdi. Toplumun gelmiş geçmiş en iyi ve en dürüst avukatlarındandı. Baronun etik kurallarına uymayan tüccar meslektaşlarını açıkca eleştirir, mağdur müvekkillerinin eski avukatlarına telefonda hadlerini bildirmekten de çekinmezdi. Para hiçbir zaman önceliği olmamıştı. Müvekkilinin maddi durumunu gözetip karşılıksız takip ettiği dosyalar az buz değildi.
Uzmanı olduğu Ankara Anlaşması konusunda sosyal medyada kurulan gruplardan birinin “komisyon karşılığı dava gönderelim” teklifine sert tepki göstermişti. Ölümle tehdit edildiği için avukat bulmakta zorlanan bir müvekkilin haklı olduğunu anlayınca davasını korkusuzca kabul etmişti. Londra’da Bizim’Kiler’deki 100 isim arasında biyografisini aktardığım Çankıran, toplumda gerçekten güven kazanmış ve önemli bir yer edinmişti. İAKM-Cemevi’nin akil adamlarının bulunduğu “Danışma Kurulu” üyesiydi. Toplum medyası onun görüş ve uyarıcı yorumlarına sıkça başvurur, derneklerin bilgilendirici toplantılarına severek zaman ayırırdı.
2019’da başladığı Açık Gazete’deki köşesiyle pek çok okuru kendisine müdavim eden Çankıran, tedavisi sürecinde öykü tadındaki anılarını yazmaya başladı. Londra’daki toplumu da anlatan yazılarının edebi olduğu kadar sosyolojik değere de sahip olduğunu söyleyemeliyiz. Çankıran 9 Ekim 2019’da yayınlanan “Son Göçüm Olsun” başlıklı yazısının son pragrafında “Biz yerleşip doğduğumuz topraklarda doymayı başaramadık. Babalarımız da başaramamıştı, onların babaları da. Ama çocuklarım doğdukları topraklarda yaşlansınlar istiyorum. Bulunduğu yerin sahibi olsunlar. Burada toprağa verilsin bedenlerimiz. Bir daha göçmesin çocuklarımız. Kapansın göç yolları, topraklarında doysun bütün aç çocuklar” diyordu. Dostlarını ağlatan vasiyet gibi serzenişi, Kürt coğrafyasında çekilen acıları da özetliyordu.
Biyografisinde yer aldığınca; 1993’te sosyal çalışmalarında çıtayı yükselterek Stoke Newington’da “Gençlik Evi’nin kurucuları arasında yer alır. Dostluk Futbol Ligi’ni kurarak 300-400 Türkiyeli genci biraraya getirir. “Gençlik Evi’nin bünyesinde top koşturur ve aylık “Köşe Taşı” dergisini 80 sayı çıkarmayı başarır. İnsan hakları kurum ve kuruluşlarında çalışır. Kürt ve Alevi kökenini unutmadan evrensel düşünen Çankıran, eninde sonunda birgün mutlaka “herkesin gereksinimine göre yaşayacağı”, doğadan ve iyiden yana bir dünya kurulacağı konusunda solundaki cevahiri hiç bir zaman karartmamıştı. Bugünlerde sevgili eşi Zerrin Çankıran da Muhammet’in yaşgünü 30 Haziran’da yayınlanmak üzere onun yazıları ve ardından dostlarının kaleme aldığı anılarını bir kitapta buluşturmak için çalışıyor. Çankıran’ın iki güzel sözüyle yâd ediyorum: “Yaşam nefes almak değil, nefes almadan da anılabilmektir…”, “Ayrılık diye birşey yok, bu bizim yalanımız. Sevmek var, özlemek var, beklemek var…”
- ‘Universal Credit’ dedikleri ?
- 2 Mayıs’taki oyum
- Oxford Street’de Urfa’daki işçileri desteklemenin erdemi
- Namık Kemal’in Londra’daki izi
- İngiltere’de emekli maaşı 50 paket sigara karşılığında
- İki ülkede belediyecilik karşılaştırması (II)
- İki ülkede belediyecilik karşılaştırması (I)
- İngiltere laikliği sağlamlaştırıyor
- Emekli WASPI kadınlarının zaferi…
- İngiltere’nin simgesi Minilerin tasarımcısı: İzmirli Alec