Faruk Eskioğlu
Dostlar geçen pazar günü Piyanistbesteci Fazıl Say’ın Royal Festival Hall’de Philharmonia Orchestra eşliğindeki konserini izledim. Sanatçının olağanüstü performansı ve Anadolu ezgilerini barındıran Toprak Ana (Mother Earth) bestesinin dakikalarca ayakta alkışlanmasından gurur duydum.
Philharmonia Orchestra’nın bu yıl ki 80’inci yaş günü kutlama kapsamında verdiği konserin şefi Santtu Matias Rouvali’ydi. Programın, ilk bölümünde En Saga (Jean Sibelius) yer alırken, ardından Fazıl Say’ın yeni piyano konçertosu Toprak Ana’yı İngiltere prömiyeriyle seslendirildi. Konser, ikinci bölümde Symphony No. 8 ile sona erdi. Salonun tamamen dolu olduğu konser sonrasında, Londra’da yaşayan yazar Aydın Çubukçu ile sanatçıyı kuliste ziyaret ederek tebrik ettik. Son derece mütevazi olan sanatçı eski dostu Çubukçu’yu görünce sevindi ve dostca karşıladı. Daha sonra Royal Festival Hall’un zemin katındaki büyük salonda Philharmonia’nın yaş günü bir resepsiyonla kutlandı. Şampanyalar “Hapyy Birthday Philharmonia” diye kalkarken, biz de “Sen de çok yaşa Fazıl Say”ı ekledik. Çok yaşa başka hayatları ve gezegenimizi düşünen dahi müzisyen!

Fazıl Say’ın konser için seslendirdiği “Toprak Ana” konçertosu, doğa, çevre krizi ve ekolojik sorunlar üzerine düşündürücü bir yapıt olarak yorumlanıyor. Sanatçı orkestra için yazdığı bu eserle; toprak, ormanlar, nehirler, yangınlar, suların azalması gibi unsurlar aracılığıyla dünyanın güzelliklerini ve kırılganlığını müzikle anlatmayı amaçladığını belirtmişti. Sanatçı daha önce de “Ben müziği hikâye anlatmak için yazıyorum — şehirleri, doğayı, politik ya da toplumsal meseleleri klavyeye taşıyorum” diyerek bestesini özetlemişti. İlk kez bir klasik müzik eserinin, dinleyenlerini ekolojik bir sorunda harekete geçmeye çağırması, alkışı fazlasıyla hak ediyor doğrusu.
Royal Festival Hall’ün, “Hem orkestral zenginlik hem de Fazıl Say’ın yorumculuk ve besteciliğinin birleştiği bu konser, tarafından klasik müzik dünyasında ‘dikkatle izlenecek performanslardan biri’ olarak” yorumladığını da eklemeliyim. Fazıl Say’ı hayranlıkla dinlerken ve dakikalarca ayakta alkış tutan müzik gurularını izlerken sanatın farklı kültürleri nasıl yaklaştırdığını ve farklılıkları birbirine sevgiyle bağlayıp düğüm attığını hissettim. Fazıl Say’a Türkiye olarak teşekkür borçluyuz…
Dostlar Fazıl Say’ın FaceBook hesabından paylaştığı konser sonrası görüntünün linki de şöyle: https://www.facebook.com/reel/833717579283664
***
Türkiye basını daha çok ülke içi dertlere odaklandığından olsa gerek Toprak Ana bestesi kadar bile yer kürenin sorunlarıyla ilgilenmiyor. Geçenlerde Güneş’teki patlamalar İngiltere basınında epey kaygı uyandırdı. Uzmanlar böylesi patlamaların şiddetini artırarak yinelenmesi durumunda internet ve telekom bağlantısını sağlayan uzaydaki bütün uyduların zarar görebileceğini açıkladılar.
Türkiye basını daha çok ülke içi dertlere odaklandığından olsa gerek Toprak Ana bestesi kadar bile yer kürenin sorunlarıyla ilgilenmiyor. Geçenlerde Güneş’teki patlamalar İngiltere basınında epey kaygı uyandırdı. Uzmanlar böylesi patlamaların şiddetini artırarak yinelenmesi durumunda internet ve telekom bağlantısını sağlayan uzaydaki bütün uyduların zarar görebileceğini açıkladılar.
İnternetin çalışmadığı bir günü siz hayal edin. Savunma sistemlerinden bankacılığa, elektrikli araçlardan uçaklara bütün hayat duracaktır. Pek de dillendirilmeyen dijital felaket; yer kürenin bir bölümünü etkileyen deprem, sel ve yangın gibi felaketlerin cümlesini sollayıp bütün dünyayı çok kısa sürede felce çevirecek…
İngiltere ulusal basınında yer alan haberlere göre; Almanya’dan Japonya’ya, Norveç’ten ABD’ye kadar birçok ülke vatandaşlarına “evde mutlaka bir miktar nakit para bulundurun” çağrısı yapıyor. Uyarıların gerekçesi ise aynı. Elektrik kesintileri, siber saldırılar veya doğal afetler sırasında dijital ödeme sistemlerinin tamamen durma ihtimali. Ayrıca dünyada savaşan tarafların birbirinin uydusunu hedef alması da eli kulağında denilebilir. Örneğin bir Fransız uydusu pek çok ülkeye hizmet veriyor. Rusya’nın bu uyduyu hedef alması “Fransa’ya ekonomik darbenin yanı sıra Afrika’nın yarısını da felç etme” anlamına gelecektir.
Bir tarafta Fazıl Say’ın dikkatini çekmeye çalıştığı can çekişen toprak ana, diğer yanda dijital yaşam, Nazım’ın “Hoşgeldin Bebek” şiirindeki yolumuzu gözleyen felaketleri katlayacak cinsten. Yine de enseyi karartmadan Nazım’ın dediği gibi safları sıklaştırmalıyız dostlar. Başka da çaremiz yok gerçekten.
- 3 Aralık deyince…
- Londra’da ev almak için iyi bir zaman mı?
- Londra dünyanın en iyi şehri…
- Londra’dan iki cesur gazeteci geçti…
- Saygın şirketlerin “asgari ücret” entrikası
- İngiltere’deki Kıbrıslı Türk toplumu da KKTC seçimlerini heyecanla bekliyor
- İngiltere’deki devlet hastanelerinde yıldız dönemi…
- Bütün göçmenler bir günlük genel greve gitmeli
- Robinson, İşçi Partisi’ni etkiler mi ?
- Nereden çıktı bu veraset vergisi ?



ENFIELD
HACKNEY
HARINGEY
ISLINGTON




