İngiltere Ulusal Birlik Partisi Dayanışma Derneği’nin konuğu olarak Londra’ya gelen KKTC Başbakanı Ersin Tatar, toplum temsilcileri ile bir araya geldiği toplantıda, adada artık anlaşma için umut kalmadığını, mutlaka yan yana yaşayan iki devlet olması gerektiğini söyledi.
Garantör ülke Türkiye’nin görüşlerinin Başbakan Tatar’dan farklı olduğunu söylemeliyim. 1960’da kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti’nde 3 ülke garantör oldu. 1974’te faşist EOKA darbesi karşısında Türkiye’nin adına “Barış” dediği müdahale ile ada Kuzey ve Güney olarak ikiye bölündü. Türkiye, çözüm arayışlarında adanın “resmen” taksimine, güneyde kontrol dışı bir devlet oluşmasını istemediği için hep soğuk baktı. Onun için çözüm masalarında hep federasyon tartışıldı. Türkiye için iki ayrı devlet demek, adanın güneyini Yunanistan, İsrail, Mısır hatta Rusya’nın egemenlik hattına bırakmak demekti. Garip ama KKTC’deki politikacılar, kurum ve dernek temsilcileri bu temel bilgiden hep yoksun “ille de taksim” deyip durdular.
Şimdi Başbakan Tatar, Türkiye’nin istemediği fakat bir zamanlar Rauf Denktaş’ın savunduğu taksim söylemine geri dönüyor. Sanırım Türkiye “Kendi kendinize tartışın bakalım. Masada nasıl olsa son sözü biz söyleyeceğiz” deyü ağır abi takılmayı tercih edecektir. Bence Başbakan Tatar halk toplantısında vurguladığı gibi “Siyaset insanları ağzından çıkanı 3 kere düşünmek zorunda” sözüne uyup, gına gelmiş bu sorunda gerçekci olmayan yaklaşımlardan kaçınmalıydı. Bu gezisinde ziyaret ettiği mezunu olduğu Cambridge üniversitesinde yaşamın pratiği öğretilmiyor, öğrencinin yetisine bırakılıyor ne yazık ki.
***
İngiltere’ye Türkiye’den 150, Kıbrıs’tan 100 yıllık tarihi içeren arşiv ve sözlü tarih çalışmam “Londra’da Bizim’Kiler” kitapları Ocak’ta yayınlandı. Meslektaşlarım, dernekler ve okurların ilgisine gerçekten çok teşekkür ediyorum. Çok olumlu yorumlar aldım. Geçen hafta Kıbrıs Türk Toplum Merkezi’ndeki (Turkish Cyriot Community Association – TCCA) panel ve imza gününde TCCA Başkanı kurum adına “Toplumsal hizmetlerimden dolayı” bir plaket bile verdi. Alışık olmadığım bir şekilde birden medyatik de oldum doğrusu. Hayatım boyunca ben mikrofon tutuyordum şimdi bana tutulunca zorlandım doğrusu…
Kitaplara sadece “Ben neden yokum?” ya da “Başka bölümde geçiştirmişsiniz?” gibi eleştiriler geldi.
Bu çalışmada özellikle sektörler anlatılırken örnekleme yöntemini seçtik. Biyografisi toplumun ya da çalıştığı sektörün tarihsel gelişimiyle örtüşen bir isim belirledik ve onu anlattık. Bütün toplum üyelerinin isimlerini almaya çalışsaydık, proje amacından sapar telefon rehberine dönerdi. Çalışmada adını göremeyen bir kaç arkadaş ne yazık ki gönül koydu. Kendi isimlerini görmediği o bölümü dikkatli inceleselerdi, toplumda mesleklerini 1950’lerde ilk icra edenleri bulup öykülerini anlattığım için teşekkür etmeleri gerekirdi. Ayrıca toplumdaki müzisyen, ressam ve kitap yazarı gibi bölümleri yazarken bütün isimlere ulaşmak neredeyse imkansız olduğunu belirtmeliyim.
Bu çalışma bir aşkla yapıldı. Devletin ve kurumlarının yapması gereken dev projeyi, para pul düşünmeden, çocuklarımın zamanından çalarak disiplinli ve uzun bir uğraş sonrasında gerçekleştirdim. Eksik gedik mutlaka olabilir. Her geçen gün yok olan bir tarih belleği kurtarmaya çalıştım. Üstelik bunu objektif yaptım. Bazı sağcıların düşündüğü gibi sol bir kitap değil. Kitaplar incelendiğinde tersini düşünen olursa yüzyüze konuşmak isterim. Bu projeyi yapması ya da teşvik etmesi gereken devlet kurumlarından kutlama ya da tek kitap siparişi beklemesem de siz okurlarımın kitapları kütüphanenize koyması bana ödül yerine geçecektir.
Bu pazar günü saat 13’te “Mildmay Ward, Londra N1 4RX” adresindeki Türk Eğitim Birliği’nde (TEB) “Londra’da Bizim’Kiler” panelinde masayı siyaset bilimci Doç. Dr. Tuncay Bilecen ile paylaşacağız. Panel sonrasında da kitapları imzalayacağım. Hani zamanınız olursa beklerim dostlar. TEB 1985’te Londra’ya ilk geldiğimde çalışmalarına omuz verdiğim bir dernektir. Tam 5 yıl boyunca TEB’in cumartesi okullarında idealistçe gönüllü öğretmenlik yapmıştım. Şimdi o kuruma yine toplumsal bir çalışma “Londra’da Bizim’Kiler”i anlatmaya gideceğim. Benim için keyif olacak…
- ‘Universal Credit’ dedikleri ?
- 2 Mayıs’taki oyum
- Oxford Street’de Urfa’daki işçileri desteklemenin erdemi
- Namık Kemal’in Londra’daki izi
- İngiltere’de emekli maaşı 50 paket sigara karşılığında
- İki ülkede belediyecilik karşılaştırması (II)
- İki ülkede belediyecilik karşılaştırması (I)
- İngiltere laikliği sağlamlaştırıyor
- Emekli WASPI kadınlarının zaferi…
- İngiltere’nin simgesi Minilerin tasarımcısı: İzmirli Alec