Faruk Eskioğlu
Telefondaki ses heyecanla “Olur mu? Yanlış” diye söze başladı ve devam etti: “Çok değil daha 2 ay önce Londra’da, Ada Kıbrıs Projesi* ve AJet işbirliğiyle ‘Londra-Ercan Özel Uçuş Fiyat Lansmanı’ yapıldı. KKTC Başbakanı Ünal Üstel, ‘Londra ile KKTC arasında hava köprüsü kuruyoruz, yurttaşlarımız Güney Kıbrıs’a gitmek zorunda kalmayacaklar artık’ dedi. THY ve AJet Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Bolat da, projeyi sadece ulaşım değil, kültürel ve tarihi bağları da güçlendiren bir kardeşlik projesi olarak tanımlayıp bu kapsamda Türkiye aktarmalı Stansted–Ercan uçuşları için gidiş-dönüş biletlerin 250 sterlin olacağı duyuruldu.”
Telefondaki duayen turizmci soluksuz devam etti: “Eee biz de projeyi desteklemek ve sağır sultana duyurmak için kesenin ağzını açıp sosyal medya reklamları başlattık. Şimdi duyduk ki yıl sonuna kadar sabit olacağı sözü verilen uçak bilet fiyatlarını artırmışlar! Yazık değil mi biz turizm acentelerine? Yazık değil mi bu millete?” Fiyatlar değiştiyse duayen turizmci kızmakla çok haklı! Karşı tarafın gerekçesini de dinlemek için AJet yetkililerine ulaşmaya çalıştım ama nafile… Yazık!
O akşam Londra’da her yıl bu zamanlar düzenlenen ve dünyanın ikinci büyüğü olan “Dünya Seyahat Fuarı’ndan (WTM)” henüz gelmiştim. Türkiye ve KKTC’nin büyük pavyonlarla temsil edildiği, dünyadan binlerce turizm profesyonelin katıldığı bu fuara Londra’dan Edwin Holidays de katılmıştı. Türkiye’den Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, KKTC’den de Başbakan Yardımcısı Turizm Kültür Gençlik ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu WTM’deydi. Her iki bakan fuarda bir araya geldi ve karşılıklı standları gezdiler. Bakan Ersoy THY standı önünde poz verirken Bolu’daki Grand Kartal Otel yangınında yaşamını yitiren 78 canın çığlığı kulağıma geldi. Bu yangındaki bakanlığın sorumluluğu ya da sorumsuzluluğu üzerine eleştiri yağmuruna tutulan Bakan Ersoy, her şeye rağmen koltuğunu korumayı başardı. Bu yangın Londra’da olsaydı değil bakan, hükümet düşerdi.
KIBRISLI TOPLUMA “DİREK UÇUŞ” YALANI
Geçmişte Hürriyet’te muhabir iken turizme de baktığım için sektör ve sorunlarına aşinayım. KKTC’li politikacı ve bazı iş dünyası temsilcileri Londra’dan, KKTC Ercan’a direk uçuş konusunda da topluma hep yalan söyledi dostlar. Bu güruh olmayacak duaya amin dedirten imza kampanyaları düzenleyerek ya da toplumu oy avındaki Muhafazakar milletvekillerinin arkasına takarak toplumu boşa umutlandırdılar. Yazık!
Birleşik Krallık (BK) KKTC’yi bağımsız bir devlet olarak tanımıyor kardeşim! BK, Kıbrıs Cumhuriyeti’ni, Kıbrıs adasının tek egemen gücü kabul ediyor. Sonuç olarak BK’de hükümet istese de, Kıbrıs’ın kuzeyindeki yönetim ile “Hava Hizmetleri Anlaşması” yapamaz. Kıbrıs Cumhuriyeti, Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü’ne (ICAO) verdiği listede Kıbrıs’ın kuzey kesiminden herhangi bir havalimanı yok. Nokta! Bu nedenle, Ercan Havalimanı ICAO tarafından uluslararası trafiğe açık olarak listelenmedi. Kıbrıs’ın Kuzeyi ile Güneyi bu konuda anlaşmadığı süreçte direk uçuş sorunu ÇÖZÜLEMEZ! Boş yere umut pompalamayın artık!
Kuzey Kıbrıs’a havayolu yolcu taşımacılığı da sorun. Oysa turizm ve üniversite eğitimini lokomatif olarak seçmiş bir ülke için hava ulaşımı elzem. AJet ile sorun azaltılmaya çalışsa da KTHY’nin yerini tutacak bir oluşum gerçekleştirilemedi. Geçen yıllarda KKTC’de, hükümet ve özel sektör desteğiyle KTHY benzeri bir oluşumun hayata geçirilmesi dillendirilse de bana göre hiç de gerçekci değil. Öncelikle hiç bir yatırımcı KTHY’deki gibi parasının pulunun “uçtu uçtu, kuş oldu” deyü batmasını istemez. Eğer KKTC hükümeti KTHY olayını yargılar ve temiz bir sayfayı açmayı başarsaydı “belki” diyebilirdik. “Başarır mı?” diye sorarsanız, “I, ıııh” derim, onun için de hukuk sisteminin tıkırında olması gerekir… Aslında “zurnanın asıl zırt dediği yer” bu olsa gerek…
Dostlar, Türkiye ve KKTC için turizm lokomatif bir sektör. Kendisi dışında 50’den fazla sektöre de hayrı olan turizmde çok basit sorunlar bile her nedense bir türlü çözülemiyor. Yıllar önce yine WTM’de Türkiye’den gelen turizm bakanı toplantıda yabancı turizmci ve gazetecilere Türkiye’nin artılarını anlattı. Yabancı gazetelerin duymamaması için toplantıda sormadım ama bakanı yalnız yakalayıp “Londra havalimanlarındaki 75 pence’e satılan suyun İstanbul havalimanlarında 4-5 sterline satıldığını söyleyip bunun mutlaka engellenmesi gerektiğini, turistlerin Türkiye’de her ürünün böyle 10-15 katı olduğu sanısına kapıldıklarını anlattım. Bakan havalimanı işletmelerinin özel şirkette olduğunu ve onlara söz geçirmenin mümkün olmadığını söyledi. Buyurun buradan yakın! Günümüzde İstanbul havalimanlarındaki fahiş fiyat sosyal medyada alay konusu… Bence bu havalimanı kazığı Türkiye’nin milyonlarca dolarlık reklam harcamasını, binlerce profesyonel turizmcinin çabasını bir kalemde çöpe atmıyor mu? Şu basit “fahiş fiyat su” sorunu bile çözülemiyorsa varın siz gerisini düşünün. Yazık!
–
https://olaygazete.co.uk/kibrisgundemi/londrada-tarihi-lansman-ada-kibris-ve-ajetten-kuzeykibrisa-direkt-ucus-atagi.html
- Londra’dan iki cesur gazeteci geçti…
- Saygın şirketlerin “asgari ücret” entrikası
- İngiltere’deki Kıbrıslı Türk toplumu da KKTC seçimlerini heyecanla bekliyor
- İngiltere’deki devlet hastanelerinde yıldız dönemi…
- Bütün göçmenler bir günlük genel greve gitmeli
- Robinson, İşçi Partisi’ni etkiler mi ?
- Nereden çıktı bu veraset vergisi ?
- Türkiye’den, İngiltere’de emlak ve banka kredisi almak olası
- Singer dikiş makinesi tatilde
- 1 Eylül “Dünya Barış Günü” kutlu olsun



ENFIELD
HACKNEY
HARINGEY
ISLINGTON






