
Kıbrıslı toplumun yakından tanıdığı Dr. Özkan Hıfzı (90) 20 Temmuz’da yaşamını yitirdi. İngiltere Kıbrıs Türk Dernekleri Konseyi’nin (Konsey) eski başkanlarından olan Dr. Hıfzı, kendi dünya görüşünce toplumun birliği ve dirliği için çaba gösterenlerdendi.
Dr. Özkan Hıfzı’nın bende iz bırakan anısıyla söze başlamak isterim. Salgından önce TCCA’de yapılan bir olağan Konsey kongresini gazeteci olarak izlemiştim. Onursal Başkan Dr. Hıfzı da divan başkanıydı. Kongre’de KKTC hükümetinin Konsey’den beklentileri de göndeme gelmişti. Dr. Hıfzı, “KKTC’nin isteklerini yaptıracağı kendi temsilciliği var. Biz Sivil Toplum Kuruluşu’yuz (STK). Yaşadığımız ülkede STK olarak bir gücümüz ve saygınlığımız olsun istiyorsak resmi kuruluşların uydusu olamayız” demişti. Yaşama resmi ideolojiden baksa da Dr. Hıfzı’nın bu çıkışı övgüye değerdi. Sevenlerine taziyelerimi iletiyor, Dr. Hıfzı’nın geldiği bu noktanın Konsey’e yol göstermesini diliyorum.
Türkiye ve Kıbrıs’tan 150 yıllık göç tarihini anlattığım 3 ciltlik Türkçe ve İngilizce külliyatın 3’üncü kitabı “Toplumun Yüzü”nde yaşamları toplum tarihiyle örtüşen 100 lokomotif ismi tanıtmıştım. Bu isimler arasındaki Dr. Hıfzı’nın “Konsey’in kurucusu eski mücahit” başlıklı biyografisini sizlerle paylaşıyorum: “Dr. Özkan Hıfzı, İngiltere Türk Dernekleri Konseyi’nin kurucusu. ABD’de ihtisas yerine Kıbrıs’ta doktorluk yapmayı tercih eden Dr. Hıfzı, 1963 EOKA saldırılarında da Türk tarafının yaralarını sarmada büyük yararlılıklar gösterdiğini söylüyor. Dr. Hıfzı, Londra’daki Kıbrıslı derneklerin bir bölümünü bir araya getirmeyi başaranlar arasında sayılıyor.
“Özkan Hıfzı’nın öyküsü 1935’te Kıbrıs Lefkoşa’da başlar. İki kardeşin büyüğü olarak doğar. Anne ilkokul öğretmenliği, babası ise İngiliz yönetiminde polislik yapar. Çocukluğu II. Dünya Savaşı’na rastlayan Hıfzı “Alman uçaklarının Kıbrıs’ı bombalamasını, sığınaklara koştuğumuzu hatırlıyorum. O yıllarda oyuncaklarımızı kendimiz yapardık. Çulçaputtan top yapar, oynardık” diyor. Lefkoşa Haydar Paşa İlkokulu’nu bitirir. Orta ve liseyi Kıbrıs Türk İslam Lisesi’nde okur. 1952’de girdiği İstanbul Tıp Fakültesi’ni de 5,5 yılda bitirme başarısını gösterir. 1959’da ihtisas için Amerika’ya gitmeden önce Kıbrıs’ta tatil yapmak ister. O yıllar adada cumhuriyet kurulma hazırlıkları yapılmakta ve devlet kadroları iki toplum tarafından yüzde 70-30 oranında paylaşılmaktadır. Kıbrıs’ta hastanelerde yüzde 30 kadroyu dolduracak Türk doktoru yoktur. Sağlık Bakanı Niyazi Manyera ve Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT) Hıfzı’nın Sağlık Bakanlığı’nda doktor olarak çalışmasını ısrar eder. Ayrıca “TMT Kıbrıs Türk Gençlik Teşkilatı”nı kurması ister.
Dr. Hıfzı adada kalır ve önce Lefkoşa, sonra da Baf Devlet Hastanesi’nde görev yapar. 1960’da İngiltere’de hemşirelik okumuş olan Kumeysa Hanım ile Lefkoşa’da evlenir. 1963’te Mağusa Devlet Hastanesi’ndeyken EOKA saldırıları başlar. Dr. Hıfzı o günleri şöyle anlatıyor: “1963’te iki toplum ayrılmıştı. Türk tarafında doğru dürüst hastane yoktu. Evleri hastaneye çevirip, odaları ameliyathane yapıyorduk. Sürekli ilaç ve alet sıkıntısı yaşıyorduk. Kızılhaç ve Kızılay yardım ediyordu. Kızılay, Lefkoşa Lisesi binasını hastaneye dönüştürmüştü. Eşim de o günlerde hemşire olarak canla başla çalışıyordu…” Dr. Hıfzı doktorluğun yanı sıra TMT üyesi olarak da yararlılıklar gösterir.
Dr. Hıfzı bir anısını şöyle anlatıyor: “Türkiye’nin gönderdiği mermiler nem aldığı için patlamıyordu. Mağusa’nın da telsizi bozuktu ve tamir için gönderildiği Lefkoşa’dan alınması gerekiyordu. Lefkoşa’da Bayraktar köyünde hasta görmeye gittiğimde mücahitler, içinde kapsül değiştirme aleti ve tamir edilmiş telsizler olan bir sandık verdiler. Mağusa yolunda Rum askerleri bizi durdurdu. Geçmişte tedavi ettiğim bir Rum askeri beni görünce tanıdı ve geçmemizi sağladı. O gün ölümden kurtulmuştum.”
1967’de de Bakan Manyera tarafından gönderildiği Ankara Göğüs Hastalıkları Hastenesi’ndeki ihtisası iptal edilince İngiltere’ye gelir ve Birmingham’da Good Hope Hastanesi’nde anestezide ihtisas ve göreve başlar… Hastane Türkiye diplomasını tanımayınca da denklik derslerini tamamlar. İhtisasını da başarıyla bitirerek sürekli oturum hakkı kazanır.
Londra’daki toplumsal çalışmalara da ilgi gösteren Dr. Hıfzı, 1980’de Kıbrıs Türk Federe Devleti Londra Temsilcisi Faik Müftüzade’nin de desteğini alarak Kıbrıslı Türk derneklerini bir çatıda buluşturmak için komite kurar. Amaç bir araya gelen derneklerin sinerji yaratarak daha etkin ve verimli çalışmasıdır. Dr. Hıfzı o günkü çalışmaları şöyle anlatıyor: “Çatı örgütü düşüncesi olumlu karşılanmıştı. 20’ye yakın dernek bir araya gelmişti fakat sol dernekler her şeye itiraz ediyordu. 1983’e gelindiğinde sol dernekler ayrıldı ve 13 dernekle Kıbrıs Türk Dernekleri Konseyi’ni kurduk.”
İlk iki dönem yaptığı Konsey başkanlığını tüzük gereği bırakan Dr. Hıfzı, Konsey’in fahri başkanı olarak çalışmalara halen katılıyor. Dr. Hıfzı, Konsey’in KKTC ve Türkiye’nin dış politikası doğrultusunda Londra’da kulis yaptığını belirterek, “Londra’da yaşayan toplumumuzun çıkarları için de mücadele ettik. Hafta sonu Türk okulları açılması, KKTC’den öğretmen sağlanması, ulusal bayramların birlikte kutlanması, protesto gösterileri, Londra Türk Radyosu’nun desteklenmesi çalışmalardan yalnızca bazıları” diye devam ediyor. Dr. Hıfzı’nın Mine (1966) ve Mert (1971) adlı iki çocuğu bulunuyor ve kariyeri başındaki gençlere de “Azim ve sebatla çalışın. Çalışanın önünü hiç kimse kesemez” diyor.
Emeklilik günlerini bol seyahat ederek, kitap okuyarak ve yürüyüş yaparak değerlendiren Dr. Hıfzı, birlikten güç doğacağını topluma göstermeyi başaran içimizden birisi.
- Robinson, İşçi Partisi’ni etkiler mi ?
- Nereden çıktı bu veraset vergisi ?
- Türkiye’den, İngiltere’de emlak ve banka kredisi almak olası
- Singer dikiş makinesi tatilde
- 1 Eylül “Dünya Barış Günü” kutlu olsun
- Londra’da direnişin karnavalı Notting Hill başlıyooor
- “Bir de sütlü kahve söyle”
- Uçakta sıvı yasağının asıl amacı, “terör” korkusunu kamçılamak
- “İngiltere’de ırkçılık var mı ?” diye sordunuz
- Aslolan mayayı geleceğe taşıyabilmek…