The Queen

Bu yazı 19 Eylül 2022 tarihinde yayınlanmıştır

Kraliçe 2.Elizabeth….Elizabeth Alexandra Mary Windsor; Birleşik Krallık ve aralarında; Kanada, Avustralya ve Yeni Zelanda’nın da olduğu İngiliz Milletler Topluluğu üyesi 14 ülkenin 1952 yılından 2022’deki ölümüne kadar ki Kraliçesi.

Dün yapılan muazzam bir törenle halkına veda eden Kraliçe’yi sadece tören için dünyanın binlerce farklı yerinden sevenleri, halkı dahil olmak üzere, milyonlarca kişi yalnız bırakmadı. Herkes dün, dünyanın kalbi Londra’daydı…

Erkek egemenliğinin ağırlıkta olduğu dünya genelinde güçlü bir kadın gücünü de temsil ediyordu aynı zamanda. 50 sene bile bir ülkeyi başarılı bir şekilde idare etmek oldukça zorken; İngiltere dahil 15 ülkenin yöneticisi, kraliçesi olmak ve hem bir anne hem bir eş olarak da 70 senedir başarılı bir şekilde ülkeyi yönetmek; en güçlü yöneticilerin dahil üstesinden kolay kolay gelemeyeceği kadar büyük bir başarı.

Amcası tahtan çekilip, babası kral olduğunda 10, kısa bir süre sonra Nazi Almanya’sına karşı İngiltere savaşa girdiğinde 13, savaş bitiğinde 19 yaşındaydı. Eğitimini aldığı üzere mekanikte uzmanlaşıp savaş arabalarının tamiri için cephede bulunduğunda daha yeni 18 yaşındaydı. Kraliçe olduğunda ise henüz 25.

Daha çok genç ve tecrübesiz gözüken ve monarşi oyunları için mükemmel bir konumda olan yeni Kraliçe. Ancak Kraliçe 2 Elizabeth’in ilk başarısı bu değil; yönetimde kaldığı süre boyunca birçok farklı konuda değişikliğe gidip, hepsinin üstesinden geldi.

O ne monarşi oyunlarına gelecek kadar zayıf, ne de geldiği konumdan etkilenip, halkını arka plana itecek kadar gücü seven biriydi. Evliliğinin ilk aylarında, eşi ile birlikte mütevazi yaşam tarzıyla ve diğer subay eşleri ile vakit geçiriyordu. Bu ilk 2 senenin en mutlu olduğu yıllar olduğunu söyleyecekti. Taht sırası ona geldiğinde, her zaman görevi neyi gerektirdiyse sonuna kadar yapma taraftarı oldu. Son ana kadar ayakta kalabilecek kadar güçlü durdu.

Savaş sonrası tahta çıktığında, yorgun bir ülke ve zayıflayıp ayrılan koloniler vardı. Kraliçe 2. Elizabeth’in etkisi ise; hem genç bir kraliçe olarak tüm hareketlerinin özellikle takip edilmesinden, hamlelerini oyuna başlamadan önce güçlendirmesinden yana kullandı.

Yeni bağımsızlığını kazanmış ve İngiliz kolonisinden ayrılmış olan Gana Kolonisini ilk ziyaret edenlerden biri olması ve başkanları ile dans etmesi o dönem çok konuşuldu. Koloni halkında ‘başkanımızla dans edecek kadar saygı duyuluyor’ duygusunu tam olarak yansıtmış ve büyük bir hayranlıkla karşılanmıştı.

Yine Yeni Zelanda ve Avusturya ziyaretinde ilk kez halkla olan belirli mesafeden uzaktan selamlama kuralını yıkarak halkın arasına karışması sempati kazandırmıştı.

Monarşinin sadece halkın desteği ve sevgisine bağlı olduğunu ilk kabul eden de kendisi olmuştu.

Bir ülkeyi en zorlu zamanlardan en parlak dönemlere taşıyan, her koşulda görevini yerine getiren; sözleri ile değil tavırları ile etkileyen, İngiltere’ye sonsuz sadakat, sevgiyle bağlı olan, son anına kadar resmi görevlerini yerine getiren ve Dünya’ya Kadın otoritesi ve başarısını kanıtlayan Kraliçe Elizabeth 2…

Saygıyla….