Vizesiz Avrupa mümkün mü? (III)

Bu yazı 22 Mart 2016 tarihinde yayınlanmıştır

Bütün bu veriler AB’nin insan hakları ihlallerinde ikiyüzlü bir tutum içinde olduğunu ve bu nedenle ilerleme raporunda belirlenen kriterler konusunda esnek olabileceğinin işaretlerini vermektedir.

İkinci ilerleme raporunda konulan başı temel hak ve özgürlükler ile ilgili talepler Cumhuriyet gazetesi gibi bazı liberal muhalefet gruplarında AB’nin insan hakları ihlalleri doğrultusunda Türkiye’yi sınıfta bırakacağına dair bir beklenti içine sokmuştur.

Son yıllar Türkiye tarihinin en fazlı insan hakları ihlalinin yapıldığı bir dönemdir. En basit temel demokratik hak ve özgürlükler bile bizzat Erdoğan’ın uygulamalarıyla ihlal edilmektedir. AB’nin bu konulara ikinci ilerleme raporunda değinmemiş olması tesadüf olabilir mi?

Göçmenler konusunda AB hükümetlerinin kendi iç işlerinde yaşadığı milliyetçi baskı onları her pahasına çözüme zorluyor. Çözümde Türkiye’yi satın alarak göçmen problemini Türkiye’nin sınırlarının içine hapsetmek. Türkiye’nin göçmen sorunu ile ilgili ileride yaşayacağı sorunlarla mücadele edebilmesi için de temel hak ve özgürlükler rafa kalkacak ki hükümet kriz döneminde şiddetle otoritesini koruyabilsin. Çünkü Türkiye’de hükümet otoritesini yitirirse Göçmenler yine kontrolden çıkabilir.

Bu nedenle AB Türkiye’de insan hak ve özgürlükleri konusundaki ihlallerde sessiz kalmayı tercih etmiştir. Buna ilaveten Suriye’nin yeniden paylaşılması sürecinde ABD’nin, Rusya’nın ve AB’nin Türkiye’yi hala kullanabilecekleri bir koz olarak yedekte tutmak istediklerini de düşünürsek hükümetin temel hak ve özgürlükler konusunda bu kadar sınırsız saldırmasının nedenlerini daha iyi anlayabiliriz. Bundan dolayı Türkiye’deki insan hakları ihlallerinin bu kadar pervasızlaştığı bir dönemde AB sürece müdahale edeceğine umut bağlayan liberallerin biraz hayal kırıklığına uğrayabileceğini söylemek mümkün.

Eğer vize muafiyeti gelirse öncelikle Shengen anlaşmasına üye ülkelerde geçerli olacak. Vize muaiyeti Shengen’i imzalamayan İngiltere ve İrlandayı kapsamayacak

Bu veriler gecikerekte olsa Türk vatandaşlarının AB vizesiz ziyaret etme olanağı yaratabileceğini gösteriyor. Bunu tamamen AB’nin dönemsel ihtiyaçları belirleyecek. Vizesiz Avrupa imajı doğal olarak Türkiye’de işsiz kalmış, yoksulluktan kurtulmak için Avrupa’yı kurtuluş olarak gören vatandaşlarda oldukça heyecan yaratıyor. Hakkını verelim ki yandaş medyada bu imajı vermek istiyor ama işin aslı öyle değil.

Av. Muhammet ÇANKIRAN

Eğer vize muafiyeti gelirse öncelikle Shengen anlaşmasına üye ülkelerde geçerli olacak. Vize muafiyeti Shengen’i imzalamayan İngiltere ve İrlanda’yı kapsamayacak. Danimarka’nın Shengen anlaşmasında özel bir statüsü olduğundan onu kapsaması için Türkiye’nin Danimarka ile yeni bir anlaşma yapması gerekiyor. Vizesiz ziyaret taslağı birçok insanın düşündüğü gibi gelip AB ülkelerine yerleşme hakkı vermeyecek. Sadece turistik, ticari ve aile ziyareti yapmak amacıyla gelmek isteyenler vize almadan AB ülkelerine gitme hakkı vermektedir. Vizeler 180 (6 ay) gün verilecek ve vize sahipleri her geldiklerinde 90 günden (3 ay)’dan fazla kalmamak şartıyla birden fazla giriş çıkış yapılabilecekler.

Ancak vizesiz olarak AB ülkelerinin sınırına gelen vatandaşların ülkeye girmeden tekrar Türkiye’ye geri dönme riski oldukça yüksek. Vize almadan gelme hakkı AB ülkelerinin gelen kişinin gümrük kapısında sorgulanmadan giriş izni için gerekli koşullardan muaf tutulması anlamına gelmiyor.

Kapıda ilgili ülkenin memuru gelen kişinin niçin geldiğini, ne iş yaptığını, ne kadar parası olduğunu, nerede kalacağını, akrabası olup olmadığını, seyahat sigortası yaptırıp yaptırmadığını sormak suretiyle ziyaret ile ilgili şartları yerine getirip getirmediğinizi test edecektir. Tabii ki bunun belgelerini de görmek isteyecektir. Eğer ikna olmazsa giriş izni vermeyerek tekrar Türkiye’ye. Devam Edecek…